Written by 12:21 Allgemein

1 Mayıs mücadele günüdür!

Almanya ve diğer gelişmiş kapitalist ülke yöneticileri “krizden çıktık”, “ekonomi iyiye gidiyor” desler de, krizin tam atlatıldığını kimse söyleyemiyor. Aksine, bu ülkeler, ilerde ortaya çıkabilecek daha derin bir krizin yükünü, diğer gelişmekte ve az gelişmiş ülkelerdeki emekçilerin sırtına yıkmak için çabalarını sürüyorlar. Avrupa Birliği’nin patronları, Almanya ve Fransa, “Euro’yu kurtarma” adı altında Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve Doğu Avrupa ülkelerindeki emekçilere, emeklilik yaşının yükseltilmesinden, özelleştirmelerin yaygınlaştırılmasına; ücretlerin düşürülmesinden, kamuda çalışan işçilerin sayısının azaltılmasına; borçlanmanın sınırlandırılmasına kadar bir çok saldırı politikasını dayatmaktalar!

Emekçilerin yaşam ve çalışma koşulları kötüleşiyor!

Bir taraftan, Almanya’da, Tekel yöneticileri, birbirini ardına, karlarını kamuoyuna açıklarken, diğer taraftan işten atmalar devam ediyor. Bu yıl, birçok işkolunda yapılan toplu sözleşmelerde, ücret artışı sağlanmış olsa da, işçilerin reel ücret kaybı önlenemedi. Yoksulluk büyüyor. Hayat pahallılığı artıyor. İşsizlik sayısı düşmüyor, tersine kiralık işçilik gibi, düşük ücretli ve güvencesiz işlerde tam bir patlama yaşanıyor. On milyon insan iş arıyor. Onbinlerce genç meslek eğitim yeri ve iş arıyor. 1 Mayıs’ta, AB’ye üye on ülke vatandaşı için serbest yerleşim ve çalışma hakkının yürürlüğe girmesiyle, özellikle ucuz ve kiralık işçilik sektöründe rekabet daha da artacak. Hem kiralık işçiler, hem de sözleşmeli işçiler üzerindeki saldırılar ve baskılar daha da yoğunlaşacak.

Savaşa ve silahlanmaya daha fazla kaynak!

Sağlık, eğitim ve diğer kamu hizmetleri için ‘para yok’ diyen kapitalist devletler, savaş ve silahlamaya ise trilyonlar yatırıyor. Bu yıl bütün dünyada tam iki trilyon Dolar silahlanma ve askeri giderler için ayrılmış bulunuyor. Savaş Libya’yı da içine alarak daha da genişliyor. Irak ve Afghanistan’a “insan haklarını” götürenler, şimdide Libya’da halkın tepesine bomba yağdırıyorlar. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarının denetimi ve yağmalanması için binlerce insan, ‘insan haklarını savunuyoruz’ maskesi altında kırılıyor. Onbinlercesi de ülkesini terkediyor.

Mücadele gelişiyor!

Tunus halkının başlattığı demokrasi mücadelesi başta Mısır olmak üzere diğer Arap ülkelerini sararak genişliyor. Yunanistan, İrlanda, Portekiz, İspanya, İngiltere, Belçika ve daha Avrupa’nın birçok ülkesinde emekçiler krizin yükünü taşımamak için, ayağa kalkıyor. Greve ve genel greve gidiyor. İzlandalı emekçiler, ülkede yapılan iki halkoylamasında, devletin, bankaların borçlarını ödemeyi reddettiler. Almanya’da 24 Şubat’ta onbinlerce işçi kiralık işçiliğe karşı, kimi yerlerde iş bırakarak eylem yaptılar. Atom santrallerinin kapatılması için onbinler sokağa dökülüyor. Emekçi düşmanı partiler, son yapılan eyalet seçimlerinde, büyük oy kaynına uğradılar.

1 Mayıs mücadelenin daha da büyütüldüğü bir gün olmalı!

Emekçiler 1 Mayıs’a bu koşullarda giriyor. 1 Mayıs’ın geçmiş yıllara göre daha kitlesel geçmesinin koşulları büyüyor. DGB’ye bağlı sendikalar üyelerini 1 Mayıs’ta gösterilere katılmaya çağırıyor. Katılımın güçlü olması için yapılanlar ise yetersiz. Bunu değiştirmek, katılımı daha güçlü kılmak için farklı bir çalışma içine girilmesi gerekiyor. 1 Mayıs’ın güçlü geçmesi, başta işyerleri olmak üzere, semt ve eğitim birimlerinde yapılacak çalışmalara bağlı. İşyerlerinde buna göre hazırlıklar yapılmadan, hangi taleplerle katılınacağı konusunda işçiler hazırlanmadan, sadece “katılın” biçiminde yapılacak bir çağrının yeterli olmayacağı açık.

Bugün gerek işyerlerinde ve gerekse toplumsal yaşamın diğer alanlarında çözüm bekleyen “Eşit işe eşit ücret”, “kiralık işçilik yasaklansın”, “yasal asgari ücret”, “çalışma saatlerinin düşürülmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi”, “gençlere meslek eğitim yeri”, “sağlık ve eğitime daha fazla kaynak”, “savaş ve silahlanmaya hayır” gibi bir dizi sorun ve talep bulunuyor. Bu yüzden; bütün dünya emekçileriyle dayanışmayı güçlendirmek için, insanın ve doğanın sömürüsüne dur demek için, çalıştığımız işyerlerinden, oturduğumuz semtlerden, öğrenim gördüğümüz birimlerden yerli ve göçmen kökenli işçiler, gençler, kadınlar olarak hep birlikte 1 Mayıs gösterilerine katılalım! Taleplerimizi haykıralım!

Erdoğan Kaya

(ver.di Berlin – Brandenburg şubesi Yönetim Kurulu üyesi)

Close