Almanya’da yabancıların sosyal sigortalara yük olduğu şeklindeki iddiaların gerçek olmadığı yapılan bir araştırmayla ortaya konuldu. Bertelsmann Vakfı’nın isteği üzerine yapılan araştırmaya göre, 2012’de “yabancılar” sosyal sigortalara 22 milyar Euro gelir sağladılar.
Almanya’da sermaye basını ve partileri tarafından yıllardır, dışarıdan gelen göçmenlerin Almanya’daki sosyal sigorta sistemine yük olduğu, haksız yere devletten yardım aldığı şeklindeki iddialarının gerçek olmadığı bir kez daha ortaya konuldu.
Göçmenlerin sosyal sigorta sistemine yük olduğu propaganda edilirken, göçmenlerin Almanya’ya verdikleri, sosyal sisteme yaptığı katkılar ise çoğunlukla görmezlikten gelindi.
Yapılan propagandalarda, değişik ülkelerden gelen göçmenler haksız yere sosyal sigortalardan yardım almakla ve çalışan Alman emekçilerin sırtından geçinmekle suçlandı.
AB’nin Doğu Avrupa’ya genişlemesinin ardından da, bu söylem özellikle Bulgaristan ve Romanya’dan gelen insanlara karşı dillendirildi. Ve son olarak da, Avrupa Adalet Divanı, AB ülkelerinden gelen yabancıların Hartz IV yardımı almalarının yasalara uygun olmadığına karar vererek bu suçlamalara “hukuksal” bir zemin hazırladı.
ARAŞTIRMA İDDİALARI YALANLIYOR
Ne var ki, Bertelsmann Vakfi’nın isteği üzerine Mannheim Avrupa Ekonomi Araştırmaları Merkezi (ZEW) tarafından hazırlanan ve kısa bir süre önce basına açıklanan 71 sayfalık rapor, gerçeğin hiç de ileri sürüldüğü gibi olmadığını ortaya koyuyor. Veriler Almanya dışından gelen yabancıların Almanya’nın sosyal sigorta sistemine yük olmadığını, tersine sistemin ayakta durmasına katkı sunduğunu gösteriyor.
Verilere göre, 2012 yılında Alman vatandaşı olmayan 6.6 milyon yabancı, sosyal sigortaların 22 milyar Euro gelir elde etmesini sağladı. Buna göre, yabancıların aldığı sosyal yardımla ödediği vergi ve sosyal giderler karşılaştırıldığında, kişi başına ortalama 3300 Euro devlete kaldığı saptanmış. Bu oranın Alman vatandaşlarında 4000 Euro olduğu belirtiliyor.
Yabancıların sosyal sisteme sunduğu katkının son 10 yılda yaklaşık yüzde 50 artış kaydettiği de verilen bilgiler arasında. 2004 yılında sosyal sigortalar her bir yabancı için 2 bin Euro fazla ödemede bulunduğu tespit edilmişti.
Yapılan araştırmada, dikkat çeken en önemli nokta, göçmenler arasında eğitim durumu ve mesleki vasıf artıkça sosyal sigortalara ödenen miktarın da artıyor olması. Bu durumdan yola çıkarak geleceğe dair öngörüde bulunan ZEW uzmanları, bugün 30 yaş altında olan yabancıların ortalama eğitim durumunun Almanların seviyesine ulaşması durumunda, bu grubun bütün yaşamı boyunca kişi başına 118 bin 400 Euro sosyal gider ödeyeceği hesaplandı.
Araştırmaya göre, “yabancıların” yüzde 67’si, Almanların ise yüzde 60’ı kamu sigortaları için olumlu bir rol oynuyor. Almanlarda oranın bu denli düşük olmasında emekli sayısının yüksek olmasının etkili olduğu belirtiliyor.
GÖÇ POLİTİKASI YENİDEN DÜZENLENSİN
Alman pasaportu olmayan göçmenlerin durumu ele alınarak yapılan bu değerlendirmelerin, Alman vatandaşı olanların da hesaba katılması durumunda, genel olarak göçmenlerin ülkenin sosyal sistemine yaptığı katkının tahmin edilenden de fazla olduğu dile getiriliyor. Araştırmayı hazırlayan ekipte bulunan Holger Bonin, Alman vatandaşı olan göçmenlerin eğitim durumunun daha yüksek olduğundan yola çıkarak bu saptamada bulunuyor. Araştırmacılar, Almanya’nın çekici bir göç ülkesi olabilmesi için göç politikasının yeniden düzenlenmesini talep ediyor. Özellikle bağımlı-yoksul ülkelerden gelecek vasıflı işgücüne kapıların açılmasını istiyorlar. Ayrıca, ülkelerine gönderilemeyen sığınmacıların en kısa zamanda kalifiyeli hale getirilerek iş piyasasına kazanılmasını öneriyorlar. (YH)
Hükümetin göç politikası Almanya’ya zarar veriyor
Bertelsmann Vaktı’nın yaptırdığı araştırmayla ilgili bir açıklama yapan Sol Parti Federal Parlamento Grubu Göç ve Uyum Politikası Sözcüsü Sevim Dağdelen, sonuçların, hükümetin göçmenler hakkında ucuz popülizm yapıldığını gösterdiğini belirterek, “Hükümetin entegrasyon düşmanı politikasına rağmen, göçmenlerin mali açıdan Almanya için kazanç olduğu görülüyor. Almanya mali kriz ve AB serbest dolaşım uygulamasından kazanç elde eden bir ülke. Buna rağmen koalisyon hükümeti uyum politikasında iklimi iyileştirmeye yanaşmıyor. Tam tersine sağ popülist söylemlerle yoksulluk nedeniyle göç etmek isteyenler ve AB serbest dolaşımı sınırlandırma hedefleniyor. Araştırma yoksullarla değil yoksullukla mücadele edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Göçmenlerin eğitim ve kalifiyeliğinin artırılması bu açıdan önemli” dedi. (YH)