Written by 13:58 uncategorized

Honeywell’de mücadele sürüyor

Honeywell firmasında patronun dört vardiyalı esnek çalışma planına tepkiler devam ediyor. Temsilcilik, patronun işçileri yıldırmak istediğini ve üretimi Romanya’ya kaydırmak istediğini açıkladı.

 

Hamburg’da bulunan Honeywell (eski Jurid) fabrikasında işçiler, üretimi durdurarak patronun, dört vardiyalı esnek çalışma modelini protesto ettiler. Honeywell yönetiminin planlarına göre, üretim haftanın 7 günü ve 24 saat devam edecek. Böylece işçiler fazla mesai zammı almaksızın haftanın 7 günü aralıksız çalışacaklar ve bundan sona birkaç gün dinlenebilecekler. İşyeri temsilciliğinin ve sendikanın yaptığı hesaplara göre patronun planı uygulamaya konulursa, sözkonusu plan kapsamındaki 400 işçi pratik olarak bir yıl içinde bir ay ücretsiz çalışmış olacak!

 

GÖRÜŞMELER BAHANE!

Temmuz ayından bu yana İşyeri Temsilciliği ve Honeywell yönetimi arasında devam eden görüşmeler, işveren tarafından tek taraflı olarak “çıkmaza girdi” şeklinde ilan edildi. İş Mahkemesine başvuran şirket yönetimi şimdi mahkeme sopasıyla esnek çalışma modelini uygulatmak istiyor.

Bunun üzerine 14 Ekim günü bir araya gelen 130 işçi, bütün fabrikadaki çalışanların bu konuda bilgilendirilmesini kararlaştırdığı gibi işverenin saldırıları karşısında geri adım atmama ve ortak mücadeleyi örgütleme kararı almışlardı.

22 Ekim Pazartesi günü ise 250 civarında işçi sabah vardiyasında fabrikanın önüne çıkarak bir yandan kamuoyunu bilgilendirdiler diğer yandan ise Honeywell patronlarına karşı kararlıklarını ortaya koydular. Hazırladıkları pankartlarla 1996 yılında kazanımla sonuçlanan greve atıfta bulunan işçiler, ’96 yılından ders çıkarmadınız mı” yazılı pankart taşıdılar.

Honeywell yönetiminin gerçekte uzlaşma yanlısı olmadığını söyleyen İşyeri İşçi Temsilciliği Başkanı Michael Petersen, “Yeni çalışma modeliyle çalışma koşullarını ağırlaştırılması, işverenin işçileri yıldırma taktiğinin bir parçasıdır. Yönetim bütün üretimi Romanya’ya taşımak istiyor ve bunun için bütün ön hazırlıkları tamamladılar. Amaçları ise ortada, onlarca yıl burada çalışanlar yıldırılıp daha kolay işten çıkartılmak isteniyor” dedi. Petersen’in, hiç bir dayatmayı kabul etmeyeceklerini belirterek, “mücadeleye devam” demesi işçiler tarafından yoğun tezahüratla desteklendi.

IG BCE sendika sekreteri Henrike Rauber, “İşverenlerin asıl amacı her zaman olduğu gibi işçileri daha düşük ücretle ve daha az işçi ile üretim yapmaktır” dedi. “Bugün de burada yaşanan budur” diyen Rauber, “ancak bu sefer buna izin vermeyeceğiz” diyerek, sendika olarak işçilerle birlikte mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdiği konuşmasında işçileri birlik olmaya çağırdı.

 

KÂRLARINI ARTIRMAK İSTİYORLAR!

İşçilerle dayanışma için fabrikanın önünde yapılan eyleme katılan Hamburg Eyalet Parlamentosu Sol Parti milletvekili Mehmet Yıldız’ın, “1996 yılında da bir DIDF’li ve sendikacı olarak buradaki mücadelenin yanındaydım, bugün eyalet milletvekili olarak yine buradayım. Her zaman işçilerin sürdürdüğü haklı mücadelenin yanında olacağım” sözlerini işçiler coşkuyla alkışladılar. Yıldız yaptığı konuşmada, şirketlerin kar oranlarını daha da artırmak için işgücünün ucuz olduğu ülkelere gittiklerini belirtti ve işçilerin buna izin vermemesi gerektiğini söyledi. Eylemde DİDF Hamburg’dan bir grup da dayanışmak üzere hazır bulundular.

Eylem devam ederken arabasıyla firmanın önüne gelen ve aracından inan Honeywell’in yeni Genel Müdürü Jörg Ennen adeta işçileri provokasyon edercesine işçilerin ortasında yürümek istemesine işçiler tepki gösterdiler. Ennen’in bu tutumu kısa süreli bir gerginlik yaşanmasına neden oldu. İşçiler müdürün işyerine girmesine uzun süre engellediler. İşçilere hitaben bir kısa konuşma yapan Ennen’in işyeri işçi temsilciliğini ve sendikayı suçlayıp tehdit etmesi işçilerin protestosuna neden oldu.

Sinan Özbolat

Görüşler… Görüşler… Görüşler… Görüşler

 

Osman: Yaklaşık 22 senedir burada çalışıyorum. İşveren bizi 7 gün 7 gece çalıştırmak istiyor, bu dünyanın neresinde görülmüş, biz köle değiliz. Hani hatırlarsınız seksenli yıllarda ‘köle izura’ diye bir dizi film vardı ABD’liler Afrikalıları köle olarak çalıştırıyorlardı, bugün de işveren Cumartesi Pazar günümüzü işveren elimizden alma istiyor. Onun için işçiler olarak grev yaparak bu saldırılara boyun eğmeyeceğiz. Yeni bir vardiya sistemine geçmek isteyen işverene sesleniyorum. Eski sistemimizin devam etmesini ve kazanılmış sosyal haklarımızdan elini çekmesini istiyoruz. Onun için buradayız. Hepimiz hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı işverenlere yedirmeyeceğiz. İşyerimizin kapanmasını istemiyoruz, düzenli ve sağlıklı bir iş modeli istiyoruz.

 

Hüseyin Binboğa: 25 yıldır bu firmada çalışıyorum. Firmaya yeni bir müdür geldi ve bütün kazanılmış haklarımızı kapsayan işyeri anlaşmalarımızı feshetti. Biz işçiler olarak buna izin vermeyeceğiz. Ben bu firmada ise başladığımda her yer pislik içinde idi. Burada emeğimiz var, işverenin saldırılarına değişik uluslardan işçiler olarak izin vermeyeceğiz. Buna hakkımız var, çünkü burada emek gücümüzden başka bir şeyimiz yok, bunu da savunacağız. Herkesi destek vermeye çağırıyorum.

 

Şenol Halit Demir: 20 yıldır burada çalışıyorum. İşveren sürekli haklarımızı kısıtlıyor. Biz işçiler olarak mücadeleye hazır olduğumuzu göstermek için buradayız. İşyerimizin kapanmasını istemiyoruz, düzenli ve sağlıklı bir iş modeli istiyoruz. Ekmeğimiz için sabah kalktık geldik. İşveren yılda bizi bir ay bedava çalıştırmak istiyor. Mücadelemizi sonuna kadar devam ettirmek istiyoruz.

 

Yurdal Arslan: 13 yıldır bu firmada çalışıyorum. İşveren kazanılmış haklarımızı ortada kaldırmak istiyor. Biz işçiler olarak hep birlikte işverenin saldırılarını durdurmak için direnişe geçtik.

 

Yasar Cantay: İşveren esas olarak burayı kapatmayı düşünüyor. Romanya ve Çek Cumhuriyeti’nde üretime devam etmek istiyor. 20 yıldır fabrika işçisiyim, bu durum birçok işyerinde yaşanıyor. Bu bugün bizim işyerimizde yaşanıyor, dün de başka işyerlerinde yaşandı. Onun için dayanışmanın önemi büyük. Herkesi destek vermeye çağırıyorum.

 

Close