Türkiye ile Suriye arasındaki savaş gerilimi ve AKP Hükümeti’nin askeri müdahalenin önünü açmak için tezkereyi mecliste geçirmesi, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler arasında da endişeyle karşılanıyor. Olası bir askeri müdahaleye karşı çıkan Türkiye kökenli göçmenler, sorunun barış ve diyalog yoluyla çözülmesini istiyor. Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu’nun (DİDF) çağrısıyla Hamburg, Köln, Duisburg, Essen, Bielefeld kentlerinde yapılan basın açıklamaları ve uyarı nöbetlerinde, Türkiye’deki barış mücadelesiyle dayanışma mesajı öne çıktı.
Hamburg DİDF’in çağrısı üzerine 6 Ekim Cumartesi günü kent merkezinde düzenlenen yürüyüşe katılan değişik uluslardan emekçiler, Türkiye’de AKP hükümetinin savaş tezkeresini protesto etti. Sternschanze S-Bahn istasyonun yanında başlayan eyleme Hamburg Alevi Kültür Merkezi, Hak-Bir, Hamburg El Ele Derneği, SPD eyalet milletvekili Kazım Abacı, Yeşiller Altona Belediye Meclis üyesi Yusuf Uzundağ, Yeşiller Hamburg Mitte Belediye Meclis üyesi Bayram İnan, Yazar Esma Arslan, Yazar Ali Hıdır Derin, AKM Başkanı Hüseyin Kayaturan, ABF Kuzey Bölge Sorumlusu Cengiz Orhan, Vijdani Redçiler adına Gürsel Yıldırım, Hamburg Sol Parti Milletvekili Mehmet Yıldız ve yönetici ve üyeleri, SDAJ, SAV üyeleri de destek verdiler.
Sternschanze‘den yürümeye başlayan 250 kişi savaş karşıtı sloganlar atarak savaş kararı alan AKP hükümeti ile, ABD, AB ve NATO’yu protesto ettiler. Yürüyüşün ardından düzenlenen mitingte konuşan DİDF Hamburg Başkanı Sinan Özbolat, “Ortadoğu’da yeniden savaş canları çalmaya başladı. Erdoğan daha bir kaç hafta önce Suriye’nin başkenti Şam’ı kastederek, “inşallah büyük camide namaz kılacağımız günler yakındır” diyordu. Şimdilerde provokasyonlarla dolu Suriye politikasına yol gösteren anlayış işte bu saldırgan ve fetihçi ruhtur. Batı emperyalizminin, özellikle de ABD’nin Türkiye egemen sınıflarına biçtiği yeni görevlerinden birisi de, “Türki kardeşler” gibi, “Müslüman kardeşlerin de” entegre edilmesidir. Türkiye egemen sınıflarının yayılmacı hülyalarının depreştiği bir dönemde verilen bu görev, zaten gönüllü olarak havada kapılacak bir görevdi. Suriye’nin Batılı emperyalistlere entegre edilmesi planının taşeronluğu verilen Türk Hükümeti, Kürt hareketini de Suriye üzerinden kuşatma ve etkisizleştirme hesabı yapmakta. AKP, emperyalistlerin ve kendi siyasi çıkarları için sürdürdüğü savaşı, “Türk halkı”nın savaşı gibi göstermeye çalışmaktadır. Fakat, halkın büyük bölümü bu müdaheleye, savaşa karşıdır.” diye konuştu.
“Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenler olarak, Türkiye’nin bir savaşın içine çekilmesine, komşu ülkelere saldırmasına karşı sesimizi yükselterek, savaşa hayır demeliyiz” diye Özbolat, Suriye’nin kaderinin dış güçler tarafından değil, Suriye halkı tarafından tayin edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Eylem, konuşmaların ardından okunan savaş karşıtı şiirlerle sona erdi.
DUİSBURG, ESSEN, BIELEFELD
8 Ekim Pazartesi günü de DİDF’in çağrısıyla Duisburg, Essen ve Bielefeld kentlerinde basın açıklamaları ve uyarı nöbetleri yapıldı. Duisburg’da DİDF’in çağrısı üzerine bir araya gelen AHDF, ÖDA, ATİF, AGİF, Sol Parti ve MLKP kent merkezinde bir miting ve gösteri düzenledi. 300 kişinin katıldığı eylemde yapılan konuşmalarda Türkiye’nin Suriye’ye yönelik askeri müdahale planın bölgede büyük bir çatışmaya yol açacağını belirterek, buna destek veren ülkelerin tutumu kınandı. Mitingde konuşan ThyssenKrupp İşyeri İşçi Temsilcisi Marcus Stocker, Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahale planlarına tepki göstererek, “Suriye’de barışçıl bir değişim dışarıdan değil, ancak içeriden, halkın vereceği mücadeleyle mümkündür. Biz açık olarak askeri müdahaleye karşıyız” dedi.
Bielefeld’de de DİDF tarafından çağrısı yapılan eylemde Türkiye´nin Suriye´ye müdahale planları ve asker gönderme tezkeresi protesto edildi. ÖDA, Bielefeld Gençlik Derneği, Sol Parti ve diğer grupların destek verdiği mitinge yaklaşık 150 kişi katıldı.
ESSEN’DE GENÇLER DİKKAT ÇEKTİ
Essen’de DİDF’in çağrısıyla ABD emperyalizminin Ortadoğu politikalarına uygun olarak, AKP hükümetinin çıkardığı savaş ve işgal teskeresine karşı 8 Ekim’de kent merkezinde bir gösteri düzenlendi. Türkiye egemenlerinin Suriye’ye karşı izlediği saldırgan tutumun teşhir edildiği eylemde, MLPD, Friedensforum ve DİDF adına konuşmalar yapıldı. Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Sevim Dağdelen’nin mesajının da okunduğu eylemde, dağıtılan bildiriler, atılan sloganlarla barış talebi dile getirildi. Büyük çoğunluğu genç olmak üzere yüze yakın kişinin katıldığı eylem, savaş karşıtı mücadelenin yükseltilmesi çağrılarıyla sona erdi.
AKP, NATO’nun taşeronu
Köln’de DİDF’in çağrısıyla tarihi Dom Kilisesi önünde yapılan eyleme Sol Parti, DKP, Alevi Kültür Merkezi üyeleri ve diğer demokratik örgüt ve kurumların temsilcileri de katılarak destek verdiler. Türkçe ve Almanca olarak “Savaşa Hayır” pankartının, savaş ve askeri müdahale karşıtı dövizlerin taşındığı eylemde bir konuşma yapan DİDF Genel Başkanı Özlem Alev Demirel, “Federasyon olarak Türkiye’nin savaş hazırlıklarına karşı pek çok kentte eylemler planladık. Çünkü, bugün savaş hazırlıklarına karşı çıkmak, ileride çıkabilecek büyük bir savaşı engellemek için çok önemlidir. Bundan sonra da bu savaşa karşı etkinliklerimiz devam edecektir” dedi. Köln DİDF Başkanı Zeynep Ekşi de savaşa karşı güçlü bir tepkinin ortaya konulması gerektiğini belirterek, her ulustan savaş karşıtının Suriye’yi işgal hazırlıklarına karşı harekete geçmesi çağrısında bulundu.
DKP ve MLPD adına yapılan konuşmalarda da, Türkiye ile Suriye arasındaki gerilimin Avrupa’da yakından takip edildiğine dikkat çekilerek, Türkiye’deki savaş karşıtlarının verdiği mücadeleyle dayanışma içinde olduğu vurgulandı.
Eylemde konuşan Sol Parti Federal Parlamento Grubu Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Sevim Dağdelen, AKP Hükümeti’nin uluslararası güçlerin, NATO’nun taşeronu olarak hareket ettiğini söyledi. Suriye’nin jeostratejik konumu nedeniyle uluslararası güçler tarafından barış yalanları eşliğinde işgal edilmek istendiğini belirten Dağdelen, “Türkiye-Suriye arasında yaşanan sınır çatışmalarının uluslararası bir soruşturmayla aydınlığa kavuşturulmalı. Çünkü, yeniden yalanlar üzerinden bir ülkenin işgal edilmemeli. Burada Irak işgalini hatırlayalım. Bizim Ortadoğu’da yeni bir savaşa ihtiyacımız yok. Suriye’den, İran’dan ellerinizi çekin” dedi.
Dağdelen yaptığı konuşmada devamla, “Türkiye’de halkın büyük bir bölümünün savaşa karşı çıktığını belirterek, Almanya’daki Türkiye kökenli göçmenler, savaş karşıtları olarak Türkiye’deki savaş karşıtlarının yanındayız” diye konuştu.
Barış Konseyi: NATO yangına benzin döküyor
Türkiye Parlamentosu’nda kabul edilen Suriye tezkeresinin gerilimi artıracağı uyarısında bulunan Alman Barış Hareketi Konseyi: “Çağrımız basit ama doğru paroladır; Savaşa hayır.”
Konseyi adına açıklama yapan Konsey sözcüsü Dr. Peter Strutynski ve Murat Çakır, kabul edilen Suriye tezkeresinin gerilimi artıracağı uyarısında bulundu.
Akçakale’de 5 sivilin yaşamını yitirmesinin kabul edilemez olduğuna, ancak Türkiye ve NATO’nun ‘ihtilafın kızışmasına yol açacak’ bir yaklaşım sergilediğine dikkat çekilen açıklamada, “Türkiye Parlamentosunun aldığı karar, Erdoğan Hükümetine savaş yetkisi tanımaktadır. Ancak NATO da ateşe benzin dökmeye devam etmektedir. NATO’nun 3 Ekim açıklamasında olay ‘bir müttefike karşı saldırgan tavır’ olarak değerlendirilmektedir” denildi.
Barış Hareketi Konseyi, Türkiye’nin Suriyeli muhaliflerin komuta merkezi ve eğitim kamplarına izin vererek sınırdaki çatışmaların da sorumlusu haline geldiğine vurgu yaptı.
Türkiye’de tezkere karşıtı gösterilere destek veren Barış Hareketi’nin açıklaması “Türkiye ve Almanya barış hareketlerinin çağrısı basit, ama doğru paroladır: Savaşa hayır!“ ifadesiyle son buldu.