Written by 13:59 Allgemein

Yunan emekçilerle dayanışma!

AB’nin patronları, Yunanistan’ın boğazındaki ilmiği daraltmaya çalışırken milyonlarca emekçi emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine karşı mücadeleyi sürdürüyor. Bankaların zararlarını en aşağı çekmek için hazırlanan devasa kurtarma paketleri, Avrupa halklarına “Yunanistan’ı kurtarma paketi” olarak pazarlanıyor. 130 milyar Euro’luk paketin sadece 2,5 milyarı Yunanistan’a verilecek.

 

Euro Bölgesi Maliye Bakanları, 20 Şubat günü yaptıkları toplantıda, Yunanistan için 130 milyar Euro hacminde ikinci kredi paketini karar altına aldı. Toplantıda ayrıca, Yunanistan’dan alacaklı olan bankalardan, mart ayı sonuna kadar alacaklarının ne kadarından vazgeçeceklerini açıklamaları istendi.

Her ne kadar kamuoyuna “bankalar 100 milyar Euro’ya yakın miktarda alacaklarından vazgeçecekler” denilse de bu gerçeği yansıtmıyor. Nitekim borçların bir bölümünün silinmesi konusu 2010 yılının ilkbaharından bu yana sürekli gündemde. Fakat bankalar borçları silmek bir yana borç senetlerini Avrupa Merkez Bankası (AMB) devrederek aradan sıyrılmanın peşindeler. Örneğin Alman bankaları, Yunanistan’dan alacaklarının yüzde 70’ine yakınını AMB’sına ve kredi güvence poliçeleri üzerinden spekülasyon yapan yatırım fonlarına sattılar.

 

AĞIR YAPTIRIMLAR

Yardım adı altında kararlaştırılan 130 milyar Euro’luk kredi paketinin faturası Yunanistan’a çok pahalıya mal olacak. AB, AMB ve IMF (Troyka) verilen kredi karşılığında 150 bin kamu emekçisinin işten atılmasını, asgari ücretlerin yüzde 22 ila 32 arası düşürülmesini, emeklilik maaşlarının dondurulmasını ve sağlık hizmetlerinin sınırlandırılmasını dayatıyor. Ayrıca ülke genelinde geçerli olan bütün Grup TİS’leri donduruldu.

Troyka’nın dayatmaları, ekonomisi sağlam ülkeyi bile zora sokacak bu saldırılarla sınırlı değil. Birinci kredi paketi kapsamında altı seansta ödenen kredi dilimleri şimdiye kadar Yunanistan Merkez Bankası’na havale ediliyor ve Yunanistan Hükümeti yapacağı harcamaları (pratikte kendisi karar vermese de) kendisi yapıyordu. Alınan karar doğrultusunda kredi dilimleri artık Yunanistan hükümetinin söz sahibi olmadığı bir banka hesabına havale edilecek ve öncelikli ödenmesi gereken borçların ödenmesi güvenceye alınacak.

Yunanlı gazeteci Vicky Skoumbi’nin bir Fransız gazetesine yaptığı açıklama Troyka’nın planlarını ortaya seriyor: “Ülkemize verileceği öne sürülen 130 milyar Euro’nun sadece 2,5 milyarı hükümetin harcaması için öngörülüyor. 127,5 milyar Euro ise uluslararası bankalara havale edilecek, yardımın iç yüzü budur!”

Dolayısıyla görüldüğü gibi hazırlanan; “Yunanistan’ı kurtarma” paketi değil bankaları kurtarma paketidir!

 

BÖYLE YARDIM MI OLUR?!

Yunanistan’ı kurtarma adına Mayıs 2010’da 110 milyar Euro’luk kredi paketini de benzeri yaptırımlarla karar altına alan Troyka, Yunanistan’a vermeyi taahhüt ettiği bu kredinin bile hepsini vermedi. AMB tarafından yapılan açıklamada, “130 milyar Euro’luk kredi 2014 yılına kadar Yunanistan’a verilecek” denirken, “birinci pakette bulunan ama henüz ödenmeyen 27 milyar Euro’da 130 milyarın üstüne eklenecek” denildi.

Faizlerin yüksekliği ve yaptırımları bir yana bırakacak olsak dahi, alınan(!) ilk borcun ülkeye tam verilmemesi bile AB emperyalistlerinin Yunanistan’ı bile bile iflasa sürüklemekte olduğunu gösteriyor. Nitekim Kasım’dan bu yana birinci kredi paketinin ödenmeyen dilimleri Yunanistan’ı daha fazla zora soktu. Borç ödemek için bütün gelirini ortaya koymak zorunda kalan devlet normal harcamalarını dahi yapamaz hale geldiği gibi ülke içi yatırımları da sıfıra çekti. Bu ise yine ekonominin daralması ve zorunlu olarak borçların artması anlamına geliyor.

2008 sonunda Yunanistan milli geliri 233 milyar devlet borcu 263 milyar Euro idi. “Yardımlardan” sonra, 2011’in sonuna gelindiğinde ülkenin milli geliri 218 milyar Euro’ya düşmüş devlet borcu ise 355 milyar Euro’ya çıkmıştı. Görüldüğü gibi Yunanistan’a yardım edilmiyor, Yunanistan daha fazla borçlandırılıp, kaçınılmaz iflasa doğru itiliyor.

 

BORÇLARIN SİLİNMESİ ŞART!

Yunanistan’ın iflastan kurtulabilmesi için ilk etapta yapılması gereken tek şey borçların silinmesidir. İkinci adımda ise ülkenin Euro Birliği ve AB’den çıkarak kendi ulusal para birimine kavuşması ve endüstrisini yeniden yapılandırması gerekiyor.

AB’ye girdiğinden bu yana endüstrisi adım adım tasfiye edilen Yunanistan, sadece ticaret açığı üzerinden günlük 77 milyon Euro borçlanıyor. Ülkenin milli gelirdeki payın yüzde 33,3’ü tarım ve gıda üretiminden elde edilirken ihracatta ise yüzde 14,2 dolayında. Yani Yunanistan tarım ürünlerinin asıl olarak iç piyasada tüketiyor. Diğer yanda milli gelirdeki payı yüzde 3,9 olan makine ve araç üretiminin ihracat yansıması yüzde 13,9 dolayında. Bu, bir bütün olarak Yunanistan endüstrisinin gerçekte çok zayıf olduğunu ve dolayısıyla ihracata da bunun yansıdığını gösteriyor.

YUNAN İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMA ŞART!

Bugün Yunanistan, bütün AB geneli için adeta bir laboratuara dönüştürülmüş durumda; Orada yürürlüğe konulan birçok saldırı (TİS’lerin dondurulması, ücretlerin genel olarak düşürülmesi, emekli maaşlarının dondurulması, sağlık hizmetlerinin bütünüyle paralı hale getirilmesi vb) ileride bütün Avrupa geneline yayılmak isteniyor.

Geçtiğimiz haftalarda Avrupa’nın değişik ülkelerinde, “Hepimiz Yunanistanlıyız” başlığı altında dayanışma gösterileri yapıldı. Şubat sonunda da Avrupa Sendikalar Birliği (ASB) eylem yapma kararı aldı.

Yunanistan sendikaları ve emekten yana siyasi örgütleri, “Biz kimseden Yunanistanlı olmasını istemiyoruz. Siz siz olun ama ülkenizdeki işçi sınıfının düşmanlarına mücadele edin, gerçek anlamda dayanışma bu yoldan olur” diyorlar.

Bu Almanya’da yaşayan biz işçi ve emekçiler için sermayenin ve hükümetinin işçi ve emekçi düşmanı politikalarına karşı mücadele etme anlamına geliyor. Yunanistan’a sanki “hayrına” ve “karşılıksız yardım” yapılıyormuş gibi tavır alan Alman sermayesi ve hükümetinin bu yalanlarını ortaya çıkarmak, bunlara inanan işçi ve emekçileri aydınlatmak görevlerimizin başında gelmektedir. Almanya bugüne kadar Yunanistan’a bile verilmeden direk bankalara aktarılan krediden 130 milyon Euro kâr etti.

Yunanistan işçi ve emekçileriyle dayanışma aynı zamanda kendi geleceğimizi de güvenceye almak anlamına gelecek.

UMUT YAŞAR

Close