14 Eylül’de Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yapılan yerel seçimlerin tartışılması ve özel olarak ele alınması gereken pek çok yönü bulunuyor. Ülkenin en büyük eyaletinde Alman vatandaşlarının yanı sıra AB vatandaşları ve diğer ülkelerden gelen göçmenlerin de çağrılı olduğu bu seçimlerde sandık başına giden bir göçmen tam dört oy kullandı. Bunlar: Belediye başkanlığı, belediye, ilçe ve entegrasyon meclis üyelikleriydi.
Genel olarak seçimlerin en dikkat çekici yönlerinden birisi aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oylarını beş yıl öncesine göre üç kat artırması olmuştu. Gelsenkirchen, Hagen ve Duisburg’da da AfD’nin belediye başkan adayları ikinci tura kalmayı başarmıştı.
Bir diğer önemli sonuç da Entegrasyon Meclisi (Integrationswahl) seçimleri oldu. Uzun yıllardır belediye meclislerinde danışmanlık yapma dışında bir özelliği bulunmayan, üyelerinin yarısının seçimle yarısının da atamayla belirlendiği bu seçimlerde de her fırsatta entegrasyona karşı olduğunu açıklayan AfD önemli oylar aldı.
Açıklanan sonuçlara göre Ruhr Bölgesi’ndeki Essen, Duisburg, Bochum, Gelsenkirchen, Herne, Bottrop kentlerinde AfD’nin hazırladığı listeler ikinci, Hagen’de ise birinci oldu. Keza Siegen, Wuppertal, Gevelsberg ve Ennepetal’de de ikinci oldu.
Örneğin AfD’nin listesi Bottrop’ta yüzde 26,2 ile ikinci oldu ve yeterli sayıda aday gösteremediği için kazandığı sandalyelerin tamamını bile dolduramadı. Bu kadar çok fazla oy alacaklarını beklemiyorlardı. Detmold’da ise entegrasyon meclisi için sandık başına gidenlerin yüzde 27,9’u AfD’ye oy verdi. Paderborn’da da AfD yüzde 24,5 ile entegrasyon seçimlerinde en çok oyu aldı. Şehir meclisi için yapılan oylamada ise aynı parti yüzde 15 oy almıştı. Önümüzdeki dönem Entegrasyon Meclisi üyelerinin 22’sinden 5’i AfD’li olacak.
YABANCI MECLİSLERİNDEN ENTEGRASYON MECLİSLERİNE
Daha önce “yabancılar meclisi” denilen bugünkü “entegrasyon meclisleri” göçün değişimine paralel olarak isim ve işlev değiştirdi. Bu nedenle de ilgi çok fazla değildi. İlk kurulduğu yıllarda Alman vatandaşlığına geçen ya da geçebilen göçmen sayısı az olduğu için, ilgi çok daha fazla olabiliyordu. Her derneğin ve cemaatin kurduğu listeler bu kapsamda yarışıyordu. Günümüzde Alman vatandaşı olmayan 5000’den fazla kişinin yaşadığı kentlerde entegrasyon meclisi kurulabiliyor. Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde toplam 107 entegrasyon meclisi bulunuyor.
Eyalet Entegrasyon Meclisleri (LAGA) tarafından son seçimlerle ilgili yayınlanan basın açıklamasına göre, 4.200’den fazla kadın ve erkek, aday olmak için başvuruda bulunurken, yaklaşık 400 liste ve 250 civarında bireysel aday seçime katıldı. Sandalyelerin çoğu Türkiye kökenli adaylar tarafından kazanıldı. Onları Almanya, Suriye, Ukrayna, Polonya, İtalya, Yunanistan, Rusya, Fas ve İran vatandaşları takip etti. En çok adayın partiler tarafından belirlenen listelerden seçildiği anlaşılıyor.
LAGA Başkanı Tayfun Keltek yaptığı açıklamada en fazla seçilenlerin Türkiye kökenliler olduğunu ifade ederken sayıda bir azalmanın olduğuna da işaret ediyor: “Türkiye kökenlilerin oranının, son yıllarda özellikle Suriye ve Ukrayna’dan Almanya’ya göç edenlerin lehine azaldığını gözlemliyoruz.”
LAGA tarafından verilen bilgilere göre 540 bin 034 kişinin entegrasyon meclisleri için oy kullandığı, bunun da 2020’deki seçimlerine kıyasla 172.019 arttığı ifade edildi. Bunda seçimlere katılım oranının yüksek olması da rol oynadı. Böylece seçimlere katılım oranı yüzde 15,5’e yükseldi. Beş yıl önce bu oran yüzde 13.3 idi. 2014 seçimlerinde 2 milyon kişi entegrasyon meclisi için oy kullanma hakkına sahipken, bu rakam 2020’de 2,8 milyona yükseldi. Son seçimlerde ise sayı 650.000’den fazla artarak 3,48 milyona ulaştı. Suriye ve Ukrayna’dan gelenlerin sayısının toplamda iki milyona yaklaşmasının payı bunda çok fazla.
GÖÇMENLER HOMOJEN DEĞİL
Son seçimlerde aşırı sağcı partinin Hagen’de birinci, pek çok kentte de ikinci olması basın tarafından göçmenlerin AfD’yi desteklediği şeklinde yansıtıldı. Halbuki ortada bütün göçmenleri temsil edecek bir durum söz konusu değil. Genel olarak göçmenlerin de kendi dünya görüşleri ve siyasi bilinçlerine paralel olarak kendilerine yakın partilerde yer aldığı biliniyor. Almanya’daki genel seçimlerde yüzde 20,8, NRW’deki yerel seçimlerde ise yüzde 15’e yakın oy alan AfD, bu kapsamda göçmenlerden oy alıyor. Oy verenlerin önemli bir bölümünün Rusya ve Doğu Avrupa’dan gelen Alman kökenliler olduğu da biliniyor. Daha önce başka bir ülkenin vatandaşı olanların da seçimlerde oy kullanması, aşırı sağcı partinin lehine görünüyor.
Türkiye ve Rusya kökenliler arasında muhafazakâr-milliyetçi bakış açısına sahip çok sayıda seçmenin olduğu da biliniyor. Gelsenkirchen ve Duisburg’da mülteci, Bulgar ve Romenlere olan düşmanlık ve önyargılardan ötürü AfD’ye oy verenlerin olduğu tahmin ediliyor. Sol Parti Uluslararası Liste’den ve Essen Entegrasyon Meclisine seçilen Roman Snegur “Essen’de AfD’nin Rus-Alman ve Türk kökenli seçmenler arasında da yer edinmeye başladığını gözlemliyoruz” diyor.
Eyalette en görünür AfD’li göçmen politikacı ise Gelsenkirchen’den Enxhi Seli-Zacharias. Arnavutluk kökenli olan siyasetçi hem eyalet milletvekili hem de entegrasyon meclisine seçildi. Kentte AfD’nin entegrasyon meclisi için hazırladığı liste yüzde 22 oy almıştı. Duisburg’da AfD iki adayını entegrasyon meclisine gönderdi. İkinci listede Yalçın Yayla adlı Türkiye kökenli bulunuyor.
Gelişmeler, AfD’nin güç kazandıkça göçmenlerin belli bir kesimi arasında ilgi gördüğü anlaşılıyor. Son yıllarda başta SPD, Yeşiller, CDU, Sol Parti gibi partilerde görülen göçmenlerin AfD’ye yönelimi ileri sürüldüğü kadar fazla değil.
Buna rağmen, göçmenler arasında aşırı sağın yaptığı propagandaya karşı etkili bir mücadele yürütmek gerekiyor. (YH)