Yücel Özdemir
Almanya’da 23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimlerinden birinci çıkan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) partileri zaman geçirmeden tek koalisyon seçeneği olan Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile koalisyon görüşmelerine başladı ve ilk önemli uzlaşmayı salı günü kamuoyuna ilan ettiler.
Daha önce Angela Merkel’in başbakanlığında kurulan CDU/CSU-SPD koalisyon hükümetinin Anayasada yaptığı bir değişiklikle, getirilen “borç freni”nin aynı ortaklar tarafından bu sefer kaldırılması konusunda uzlaşmaya varıldı. Erken genel seçimlerden önce işbaşında olan “trafik lambası koalisyonu” da görünürde “borç freni” tartışması nedeniyle dağılmıştı.
Eski parlamentoya yeni görev
CDU/CSU ve SPD arasında “borç freni”nin kaldırılması konusunda varılan anlaşmanın hayat bulması için yeniden mecliste üçte iki çoğunluğu gerektiren bir Anayasa değişikliğinin yapılması gerekiyor. Ancak seçimlerden birinci çıkan CDU/CSU ile üçüncü çıkan SPD’nin 630 sandalyeli mecliste toplam 328 milletvekili bulunuyor. Üçte iki çoğunluk olan 420 sayısını bulması için 85 sandalyeye sahip Yeşiller’in destek vermesi de yetmiyor. Yeni mecliste aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin 152, Sol Parti’nin 64 milletvekili bulunuyor. Bu iki partinin Anayasa değişikliği için kurulacak hükümete destek vermesi beklenmediği için, “borç freni”nin kaldırılması için halen görevde olan eski meclisin toplantıya çağrılarak istenilen değişikliğin yapılması planlanıyor. Eski mecliste CDU/CSU, SPD, Yeşiller ve baraj altında kalan FDP’nin oyu “borç freni”nin Anayasadan çıkarılmasına yetiyor.
Yeni seçilen parlamentonun en geç 25 Mart’ta toplanarak göreve başlaması bekleniyor.
Bu nedenle Federal Meclis’in özel oturumlarını en geç 13 ve 17 Mart’ta yapılması söz konusu.
Eski meclis bu tarihe kadar yasa çıkarma hakkına sahip. Yeni hükümetin yapacaklarının eski meclis tarafından karar altına alınmasının ülkede uzun tartışmalara yol açması bekleniyor.
Asıl maksat askeri harcamaları arttırmak
Muhtemel koalisyon ortakları arasında yapılmak istenen Anayasa değişiklinin asıl nedeni askeri harcamalar için en az 400 milyar avroluk özel bir fon kurmak. Özellikle ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla askeri yardımda bulunmayacağını, güvenlik garantisi vermeyeceğini açıklaması Almanya’daki silahlanma tartışmalarını yoğunlaştırdı.
Müstakbel Başbakan Friedrich Merz, SPD yöneticileriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında ABD’deki gelişmeler nedeniyle askeri harcamalar için daha fazla bütçe ayırmanın acil olduğunu ifade ederek, “ABD’nin gelecekte de karşılıklı ittifak taahhütlerimizin arkasında duracağına güveniyoruz. Ancak ülkemiz ve ittifak savunması için mali kaynakların artık önemli ölçüde genişletilmesi gerektiğini de biliyoruz” dedi.
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Başbakanı Markus Söder ise basın toplantısında Alman ordusunun ihtiyaçlarını sıralayarak devasa bütçenin ayrılmasını meşrulaştırmaya çalıştı: 100 bin insansız hava aracına, 800 yeni tanka, 2 bin Patriot füzesi ve bin Taurus seyir füzesi.
Partiler arasında varılan anlaşmanın bir diğer önemli ayrıntısı ise askeri harcamalar için bir üst sınırın olmamasının öngörülmesi. Varılan anlaşmaya göre gelecekte, gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde birinin üzerindeki savunma harcamaları borç freninin kısıtlamalarından muaf tutulacak. Bu şu anda 45 milyar avronun üzerindeki tüm harcamaları kapsıyor. Dolayısıyla bütçeden bağımsız sınırsız askeri harcama öngörülüyor.
NATO’nun belirlediği yüzde 2 şartını yerine getiren ülkeler arasında yer alan Almanya, önümüzdeki dönem için telaffuz edilen yüzde 3,5 şartı için de zemin hazırlamak niyetinde.
Altyapı için 500 milyar avro
Altyapının geliştirilmesi için 500 milyar avroluk bir fonun kurulması da aynı pakette yer alıyor. Merz, basın toplantısında 500 milyar avroluk fondan 10 yıl boyunca kara ve demir yolları, okullar, hastaneler, kreşler ve hastaneler için harcamaların yapılacağını duyurdu.
Seçimlerden önce “borç freni”nin kaldırılmasına karşı çıkan Merz’in şimdi tersi yönde hem de hızlı adımlar atması, Alman sermayesini özellikle militaristleşme isteğinden kaynaklanıyor.
Silah tekelleri hisseleri patladı
Aynı gün Avrupa Birliği’nin de askeri harcamalar için 800 milyar avroluk bir fon kurmak istediğini açıklamasıyla birlikte silah tekellerinin borsadaki hisselerinde adeta patlama yaşandı. Alman silah tekeli Rheinmetall’in hisse fiyatı analistler tarafından belirlenen en yüksek hedefini de aştı. Şirketin hisseleri Tradegate’te yüzde 20’den fazla artışla 1228 avroya yükseldi.
Aynı gün Hensoldt’un hisse fiyatını yüzde 27, Renk’in yüzde 17 arttı. Marine Systems ile savunma sektöründe faaliyet gösteren Thyssenkrupp yaklaşık yüzde 10 değer kazandı. Airbus ve MTU Aero Engines şirketlerinin hisseleri ise yaklaşık yüzde 1,5 yükseldi.