Türkiye ile AB arasında sıkı bir vize pazarlığı yapılıyor. AB, Türkiye’nin sınırlarından AB’ye geçişleri engellemesi ve Avrupa’da kaçak olarak yaşayan Türkiyelileri ve Türkiye üzerinden gelenleri geri alması durumunda vize politikasında yumuşamaya gidebileceği mesajı verdi.
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yıllardır yaşanan “vize sorunu” yeni bir aşamaya giriyor. Avrupa Adalet Divanı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının “hizmetlerden yararlanmak amacıyla” vizesiz olarak AB ülkelerine seyahat edebileceğini kararlaştırmasına rağmen, AB ülkeleri bu kararı tanımamakta ısrar ediyor. Uygulamaya karşı girişimlerin sonuçsuz kalmasının ardından AB, sığınmacıların geri alınması şartıyla vize politikasında yumuşamaya gidebileceği mesajı verdi.
Şİmdiye kadar “Geri Kabul Anlaşması”nı onaylamaya yanaşmayan Türkiye, tutum değiştirerek, AB makamlarının isteğini kabul etti ve Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine kaçak yollarla geçen sığınmacıların iadesini içeren “Geri Kabul Anlaşması”nı imzaladı. Böylece, Türkiye, AB’nin sınırlarının korunması yönünde kendisine verilen rolü kabul etmiş oldu. Bu aynı zamanda Türkiye’nin AB’nin sığınmacı kampı olması anlamına geliyor.
AB, vize politikasının yumuşatılmasına karşılık AB sınırları içerisinde kaçak olarak yaşayan Türkiyeliler ile Türkiye üzerinden gelen yabancıların Ankara hükümeti tarafından geri alınmasını şart koşuyordu.
Yeni anlaşmayla birlikte, Türkiye, özellikle İran, Irak, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerden kaçak yollardan Avrupa’ya geçmek isteyen sığınmacılar için son durak olacak. AB’nin sınırları korumak üzere kurduğu Frontex ile Türkiye emniyet müdürlüğü yakın bir işbirliğinde olacak. Daha doğrusu, Frontex, Türkiye üzerinden Yunanistan’a kaçak yollarla geçmek isteyenleri yakaladığında hemen Türkiye’ye teslim edecek.
AB, daha önce benzer bir bekçilik görevini Libya, Fas, Cezayir gibi ülkelere vermişti. AB üyesi ülkeler, halen AB’ye kaçak yollardan gelen sığınmacıların önemli bir bölümünün Türkiye-Yunanistan hattında gerçekleştiği için bunda ısrar ediyor.
TÜRKİYE’YE TEKLİF YAPILDI
“Sığınmacıya karşılık vize” diyen 27 AB üyesi ülke temsilcisinin katıldığı toplantıda Türkiye adına AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel anlaşmayı parafe etti.
Daha önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize kolaylığı tanınmasına karşı çıkan Güney Kıbrıs da bu anlaşmada “AB ülkelerindkin sığınmacıların Türkiye tarafından geri alınacağı” maddesinin konulmasıyla çekincesini kaldırdı. Keza, daha önce bu konudaki görüşmelere soğuk bakan Fransa da, hükümet değişikliğinin de etkisiyle görüşmelere yeşil ışık yaktı.
Anlaşma üzerine, AB Komisyonu İçişlerinden Sorumlu Temsilcisi Cecilia Malmström, Türkiye ile ‘vize muafiyeti’ sürecini yürütmek için görevlendirilecek. Malström, Haziran sonunda Türkiye’yi ziyaret edecek ve vize serbestisi sürecinin başladığı resmen ilan edilecek.
AB, Ekim veya Kasım ayında Türkiye’ye “Vize Muafiyeti Eylem Planı”nı sunacak. Türkiye bu eylem planını ‘uygun bulması’ halinde, Geri Kabul Anlaşması’nı kesin olarak imzalayacak ve böylelikle “Vize Muafiyeti Eylem Planı” uygulamaya geçirilecek.
Ancak sürecin bu kadar hızlı bir şekilde işlemesi pek beklenmiyor. Çünkü 1 Temmuz’dan itibaren AB Dönem Başkanlığı’nı devralacak Güney Kıbrıs ile Türkiye arasında diplomatik ilişkiler bulunmuyor.
Brüksel’deki uzmanlar da bu konuda kısa bir süre içerisinde anlaşmanın sağlanmasını beklemiyor. Özellikle Türkiye’nin anlaşmayı imzalamakla kalmayıp bizzat uygulaması talep ediliyor.
2.5-3 yıl sürmesi beklenen pazarlık ve görüşmelerden sonra, Türkiye’ye biçilen “bekçilik” görevinin yerine getirilmesinden emin olunduktan sonra, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının AB üyesi ülkelere vizesiz seyahat etmesi için adımlar atılacak.
Ancak Avrupa Adalet Divanı daha önce, bu dayatmalara gerek olmadan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Avrupa’ya vizesiz olarak seyahat edebileceğine karar vermişti. Bazı AB üyesi ülkeler, bu karardan sonra başta TIR şoförleri, sanatçılar ve işverenler için kimi kolaylıklar getirmişti.
Sonuç olarak, Türkiye Hükümeti’nin Adalet Divanı kararında ısrar etme yerine Geri Kabul Anlaşması’nı imzalayarak hem insani hem de mali açıdan ciddi sorumluluklar üstlenmesi, bir sorun ortayadan kalkarken başka sorunlara kapı açılması anlamına geliyor. (YH)
Vizede işveren-turist ayrılığı
Türkiye’den Avrupa’ya vizesiz giriş için pazarlıklar devam ederken, mevcut vize uygulamasında Almanya’nın işverenlere kolay, turistlere ise daha zor vize verdiği tespit edildi.
Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Sevim Dağdelen tarafından hükümete yöneltilen soru önergesine verilen yanıtta, Alman temsilciliklerinde vize konusundaki düzenlemelerin keyfi olarak ihlal edildiği doğrulandı. Verilen bilgiye göre, 59 ülkedeki konsolosluklarda turistik vize başvurusu yapanların 7-8 hafta beklemek zorunda kaldığını, ancak AB hukuku çerçevesinde ise bu sürenin iki hafta olduğunu belirten Dağdelen, “Bu konuda en büyük ayrımcılık özel nedenlerle Almanya’ya seyahat etmek isteyenlerle iş nedeniyle seyahat edenler arasında yaşanıyor. Ticari amaçla vize başvurusunda bulunanlar çok daha erken bir sürede vize alırken, ailevi ya da turistik amaçlarla başvuranlar çok daha geç randevu alıyorlar. Bu açıkça AB sözleşmelerine aykırıdır” dedi.
Dağdelen, Federal Hükümeti ayrımcı vize politikasını son vermeye çağırdı.
