Eren Gültekin
Berlin Özgür Üniversitesi ve Berlin Humboldt Üniversitesi’nin ortak tıp fakültesi olan Charité’nin yan kuruluşu CFM’den gelen yeni bir teklife rağmen grevdeki çalışanlar teslim olmadı.
Ver.di adına müzakereleri yöneten Gisela Neunhöffer, üç yıla yayılacağı duyurulan %18’lik ücret artışının “uzlaşılabilir bir teklif” olmadığını açıkladı. Bunun, CFM çalışanlarının Charité’de uygulanan kamu sektörü toplu sözleşmesinin (TVöD) önemli ölçüde altında ücret almaya devam edeceği anlamına geleceğini belirtti. Vardiyalı çalışma primleri de teklife dahil edilmedi. Grev komisyonu, iş bırakmanın en azından perşembe sabahına kadar devam edeceğini duyurdu –bir uzatma da gündeme gelebilir.
TEMPELHOF’TA PROTESTO MİTİNGİ
Salı akşamı, yüzlerce çalışan Tempelhof’taki Ufa fabrikasının önünde toplandı. Konu daha önce CFM’nin Charité’ye tam entegrasyonunu birkaç kez kamuoyuna açıklayan hem koalisyon anlaşmasında hem de hükümet açıklamalarında söz veren Belediye Başkanı Kai Wegner (CDU) tarafından düzenlenen yerel bir görüşmeydi.
Saat 18:00’den kısa bir süre sonra Wegner kısa bir süreliğine dışarı çıktı ve protestocularla yüzleşti. Çalışanlar, güvencesiz çalışma koşulları, ücret ayrımcılığı ve maaşlarını eşitleme sözünün tutulmamasıyla ilgili ürkütücü raporlarla ona itiraz ettiler. Ancak Wegner sorumluluk almak yerine kendinin sorumlu olmadığını söyledi: Sözler “geçmişte verilmişti” ve kendisi “yeni hiçbir söz vermeyecekti.” Öfkeye “anlayış” gösterdi – somut bir taahhütte de bulunmadı.
İŞVEREN OYALIYOR SENDİKA MÜCADELEDEN YANA
CFM Genel Müdürü Simon Batt-Nauerz, grevin devam etmemesi koşuluyla “gelecek haftanın her günü” konuşmaya istekli olduğunu belirtirken, Verdi bu teklifi reddetti. Ver.di sözcüsü “Grevi ancak ciddi bir teklif geldiğinde askıya alacağız,” dedi. Bir sonraki müzakere tarihi 15 Mayıs olarak planlandı.
DAYANIŞMA BÜYÜYOR
Protesto sadece militanca değil aynı zamanda yaratıcıydı: Çalışanlar pankartlar ve sloganlarla eşitsiz muameleye dikkat çekti. “Sağlık Kar Değildir” kampanyası “çalışanların etkileyici bağlılığını” övdü ve bu işçi anlaşmazlığında dayanışma ruhunu vurgulayan başarılı bir bağış toplama kampanyası bildirdi.
Diğer hastanelerden de destek geldi: Vivantes Neukölln Hastanesi’ndeki meslektaşlar grev fonuna 3.000 € bağışta bulunduklarını duyurdu.
Mitingin sonunda, 1 Mayıs’taki sendikal eylemde ayrı bir CFM grev bloğu olacağı duyuruldu.
Hastane çalışanları tepkili
Eylemdeki işçiler yaşadıkları sorunlar ve talepleri konusunda gazetemize şunları söylediler:
Gülizar: Saatlerimiz fazla, iş şartlarımız ağır ama maaşlarımız düşük. İş saatlerimiz uzatılıyor ve ağır iş koşulları yanı sıra sürekli daha fazla çalışma dayatılıyor. Kısıtlı bir sürede birçok işi bitirmek zorundayız. Yapmamamız gereken işler de bize yaptırılıyor. Örneğin dezenfeksiyon, yataklar bizim işimiz olmamasına rağmen bize yaptırıyorlar. Günlük 18 dakikamız kesiliyor. 18 dakika günde kesildiği zaman ayda bir gün fazladan çalışmış oluyorsun. Ücret ise aynı değişmiyor. Bu yüzden greve çıktık. Çok çalışıyoruz ve emeğimizin karşılığını istiyoruz. Bizden çok kesinti oluyor. Maaşımın üçte bir kesintiye gidiyor ve benim kiram 2 yıl içinde 2 kere yükseldi. Maaşım ise hep aynı.
Biz Devlet Hastanesinde çalışıyoruz. Biliyorsunuz riskli bir ortamda çalışıyoruz. Hastalık kapma tehlikesiyle sürekli karşı karşıyayız. Virüslü olan odaları tuvaletleri temizliyoruz. Biz bu tehlikeyi göze alarak giriyoruz. Zaten sayısını bilmiyorum ama o kadar pis iş yapmamıza rağmen ama en az parayı biz alıyoruz. Ben de sormak istiyorum. Hemşirelerden daha fazla çalışıyoruz. Bizim maaşlar onların yarısının yarısına denk geliyor. Niye? Kendimi geliştirmek istiyorum. Resim kursuna gitmek istiyorum. Kızımla spora gitmek istiyorum. Kızımla sinemaya gitmek istiyorum, enerjim kalmıyor. Benim bütün hayatım ev iş ev iş arasında geçiyor. Uyku uyuyamıyorum. Çocuğumla vakit geçiremiyorum. Biz insanca şartlarda çalışmak ve yaşamak istiyoruz.
Neziah: Maaşlarımız yetersiz ve yükseltilmesini istiyoruz. 8 saat çalışıyorum ve yetmediği için ek iş yapmak zorunda kalıyorum. Devlet hastanesinde çalışıyoruz ve burada çalışanlarla koşullarımız aynı değil. Daha fazla iş yapmamıza rağmen onlardan az ücret alıyoruz. Daha önce bir hastanede böyle bir grev olmuştu ve kazanmışlardı. Umarım biz de başkalarına örnek oluruz. Bunun için direniyoruz ve inşallah kazanacağız.
Ayşegül Tekin: 4 senelik sözleşme yapıldı. ‘Greve çıkamayacaksınız’ dediler. Senenin birinci ayında sadece ayda 40 euro veriyorlar. Bu yeterli değil. Çünkü her şey pahalılaşıyor. Ayrıca bazı işler eğitim ve kurs gerektiriyor. Böyle bir eğitimiz olmamasına rağmen bazı işleri bize yaptırıyorlar. Herhangi birşey olsa sorumlusu biz oluyoruz. Yapmak istememize rağmen ‘yapabilirsiniz’ diyorlar. Zor koşullarda çalışıyoruz. Çalışma koşullarımızın düzeltilmesi ve ücretlerimizin yükselmesi durumunda ancak greve son veririz.
Gülşen Şemsi: Ücretlerimiz çok düşük. Çalışma koşullarımız zor. İş fazla olduğu için yetiştirmeye çalışırken zorlanıyoruz. Önceleri ‘yatak işinin yarısını yapacaksınız’ dediler. Sonra oda sayısını çoğalttılar. Bu durumda diğer alanları temizlemeye yetişemediğimiz için daha fazla çalışmak zorunda kalıyoruz. Çalışma koşullarımız ve emeğimizin karşılığını alana kadar buradayız.
https://youtu.be/t37b7cdXf8I?si=uRju25uOZd9nf9zchttps://youtu.be/t37b7cdXf8I?si=uRju25uOZd9nf9zc