Written by 10:35 HABERLER

Berlin’de 5 bin kişi Gazze’deki soykırımı lanetledi

Eren Gültekin

“Soykırımı, açlığı ve Filistinlilerin sürgününü durdurun!” sloganıyla, 5 binden fazla kişi Berlin’in merkezi Brandenburg Kapısı yakınlarında bir protesto mitingi düzenledi. Yoğun sıcağa rağmen, her yaştan insan Filistin halkıyla dayanışmalarını ifade etmek için bir araya geldi. Çağrı, “Bir Daha Asla Savaş – Silahlarınızı Bırakın” girişimi, Berlin Barış Koordinasyonu (Friko), Filistin Ulusal Komitesi, Eye4Palestine ve Orta Doğu’da Adil Barış İçin Yahudi Sesi tarafından yapıldı. Çağrıyı, ver.di Federal Göçmen Komisyonu, Almanya’daki Filistin Topluluğu, “Silahlanma ve Savaşa Karşı Sendika!” girişimi, DIDF ve DKP de dahil olmak üzere 60’tan fazla kuruluş destekledi.

Organizatörler eylem için şu çağrıyıda bulunmuşlatdı. israil’e yapılan tüm silah teslimatlarının derhal durdurulması, tüm askeri iş birliğinin sona erdirilmesi, İsrail’in uluslararası hukuku ihlal eden politikalarını haklı çıkaran “devlet gerekçelerinin” reddedilmesi -sadece Gazze’de değil, ve Almanya’daki Filistin dayanışmasının ve barış hareketinin suç sayılmasına son verilmesi. Mitingde bu taleplere “Yaşasın uluslararası dayanışma!” ve “Özgür Filistin!” sloganları eşlik etti.

ALMANYA’YA ELEŞTİRİ

Mitingin moderatörlüğünü Wiebke Diehl ve Jutta Kausch-Henken yaptı. Çok sayıda konuşmacı Gazze ve Batı Şeria’daki dramatik duruma dikkat çekti. Birleşik Filistin Ulusal Komitesi’nden İbrahim İbrahim, “dünyanın en büyük açık hava hapishanesi” olan Gazze’nin sistematik olarak yok edildiğini vurguladı. Bu saldırılar, özellikle ABD ve Almanya’dan gelen askeri ve siyasi destek olmadan mümkün olmazdı. Almanya’nın silah teslimatlarıyla bir halkın yok edilmesinde suç ortağı olduğunu söyledi. Almanya’daki Filistin Topluluğu’ndan Amal Hamad, dayanışma gösterilerinin Avrupa’nın her yerinde gerçekleştiğini ve aktivistlerin bazen üniversiteyi bırakmak, işlerini kaybetmek veya baskıyla karşılaşmak gibi yüksek kişisel riskler aldıklarını belirtti. “Gazze’ye yapılan saldırı 7 Ekim’le haklı gösterilemez, ancak Batı Şeria ve Lübnan’ı da etkileyen bir soykırımdır. İsrail, ABD ve Almanya’nın koşulsuz desteği sayesinde uluslararası eleştirileri görmezden geliyor.” dedi.

Ver.di Göçmenler Komisyonu Başkanı Yusuf As da, Filistin’le dayanışma içinde olan seslere yönelik artan baskıyı ve eleştirel seslere yönelik antisemitizm suçlamalarını eleştirdi. İsrail’e silah tedarik ederken Rusya ile ilişkilerinde sert önlemler alan ve Netanyahu’nun politikalarını destekleyen Alman hükümetinin çifte standartlarını kınadı. İsrail’e silah teslimatlarına aktif olarak karşı çıkan Marsilya gibi Avrupa limanlarındaki işçileri selamladı.

ALMAN HALKININ DESTEĞİ BÜYÜYOR

Udi Raz (Yahudi Sesi), Basem Said (Arap-Filistin topluluğu aktivisti) ve Uluslararası Af Örgütü’nden Sophie Asmus da konuşmalar yaptı. Dr. Michael Lüders (Orta Doğu uzmanı), Piskopos Atallah Hanna (Kudüs’teki Sebastia Başpiskoposu) ve Gazze’deki el-Awda Hastanesi müdürü Dr. Mohammed Salha gibi diğer sesler de canlı video bağlantıları aracılığıyla duyuldu ve Gazze’deki felaket düzeyindeki insani durum hakkında bilgi verdi.

Mitinge Mahmoud Fayoumi (ney sanatçısı), Pablo Miró ve Gizem Gözüaçık da performanslarıyla eşlik etti.

Sıcağa ve siyasi baskılara rağmen eyleme katılanlar, Filistinlilere yönelik şiddetin sonlandırılması ve siyasi hesap verebilirlik talebinin Alman halkı arasında geniş bir desteğe sahip olmaya devam ettiğini gösterdi.


‘ÇİFTE STANDARTA SON VERİLMELİ’

Basem Said’in (Arap-Filistin toplumunun eğitimcisi ve aktivisti) açıklaması:

Filistinli çocuklar ve gençler son derece hayal kırıklığına uğradılar. Artık kendilerini evlerinde hissetmiyorlar, hiçbir şeye dahil edilmiyorlar, ciddiye alınmıyorlar. Acıları ele alınmıyor ve ele alındığında da şu yanıt veriliyor: “Bu yasak.” Örneğin Ukraynalı çocukları ne kadar doğal bir şekilde karşıladığımız ve desteklediğimizle karşılaştırıldığında ikili bir standart var. Şimdi, Filistinli ve Arap gençler tam tersini yaşıyor. Birçoğunun Gazze’de veya diğer kriz bölgelerinde ailesi var ve acıları her gün görüyorlar -sosyal medya, canlı yayınlar veya doğrudan temas yoluyla olan bitenden haberdarlar. Bu durumda sessizce oturmak imkansız. Sokaklara kışkırtmak istedikleri için değil, etkilendikleri için çıkıyorlar. Yine de suçlulaştırılıyorlar. Benim için bir arada yaşamak önemlidir; insanların kökeni, dini vb. ne olursa olsun Almanya’da özgürce hareket edebilmeleri gerekir. İnsan hakları ihlallerini ele almaya özellikle dikkat ediyorum; nereden geldiklerine bakılmaksızın. Berlin’de tüm sesleri bir araya getiren büyük ölçekli eylemler planlamak için çalışıyoruz. Alman-Filistinli olarak, hükümetimin hala bu savaşı desteklemesi, silah tedarik etmesi ve tek taraflı hareket etmesi beni üzüyor. Ne yazık ki, Alman siyasetinde çok az değişiklik görüyorum. Biz bu toplumun bir parçasıyız ve hükümetin barışçıl bir çözüm için çalışmasını istiyoruz.

HER SOYKIRIMIN SONU VARDIR

Udi Raz (Orta Doğu’da Adil Barış İçin Yahudi Sesi)

İsrail’in İran’a saldırısı, İsrail’in tekrar tekrar işlediği insanlığa karşı suçların bir başka örneğidir; sadece İran’da değil, aynı zamanda Suriye, Lübnan, Yemen ve özellikle Filistin’de de. Gazze’de insanlar 20 aydan uzun süredir soykırıma maruz kalıyor. Bunun meşru müdafaa ile ilgisi yok ve giderek daha fazla insan tam olarak bunu sorguluyor. Birçok kişi bu tür eylemlerin halkın iradesine aykırı olarak gerçekleştiğini kabul ediyor. Almanya’daki büyük çoğunluk İsrail’e askeri desteğe karşı çıkıyor; silah teslimatlarına ve mali yardıma karşı tavır alıyor. Uzun bir süre, birçok kişi buna karşı açıkça konuşmaktan korkuyordu; bu artık değişiyor. Geniş bir hareket görüyoruz: yüzlerce, binlerce kişi insan hakları, uluslararası hukuk ve savaş suçlarına karşı toplanıyor. Protestoların suç sayılması gerçek ve ciddi bir sorun. Büyük, ortak bir gösteri etkili olurdu, ancak birçok düzenli gösteri de halkın kararlılığını gösteriyor. Bazı stratejilerimizde başarısız olabiliriz; ancak giderek daha öğretici başarısız oluyoruz. Ve öğreniyoruz. Bu soykırımın sonu gelecek; her soykırımın bir sonu vardır, bunun da sonu gelecek!

Close