Eren Gültekin / Berlin
Berlin’de United for Gaza (Gazze İçin Birleşmiş) sloganıyla haftalar öncesinden 21 Haziran cumartesi günü bir gösterinin yapılması için çağrı yapılmıştı. Açılış mitingi resmi olarak saat 15:00’te Federal Meclis önünde başladı, ancak saat 17:30’a kadar meydana hâlâ büyük sayılarda insan akın etmeye devam ediyordu. Bu, olağanüstü büyük bir protestonun gerçekleşeceğinin açık bir işaretiydi.
Rota, Friedrichstadtpalast üzerinden Friedrichstraße boyunca Potsdamer Platz’a kadar uzandı. Son aylarda Almanya’daki en büyük Filistin’le dayanışma gösterisi olduğu çok netti. Tam katılımcı sayısını belirtmek zor olsa da kesin olan şuydu: On binlerce insan sokaklardaydı.
Göstericilerin yalnızca küçük bir kısmı konuşmaları ve canlı müziği takip edebildi, çünkü gösterinin tamamında ses sistemi bulunmuyordu. Ancak herkes o gün orada olmanın ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Bu büyüklükte bir gösteri daha önce Almanya’da olmamıştı.
Konuşmalarda, 7 Ekim’den bu yana artan İslam karşıtı atmosfere, göçmenlere yönelik genel önyargıya, Filistin’le dayanışma eylemlerinin bastırılmasına ve Gazze Şeridi’ndeki felaket durumuna dikkat çekildi.
“Yaşasın uluslararası dayanışma” çağrısı kalabalık arasında sürekli yankılandı. Göstericiler yanlarında net siyasi mesajlar içeren çok sayıda el yapımı pankart ve döviz getirmişlerdi: “Cinayeti Durdurun”, “Silah Sevkiyatı Yok” veya “Soykırımı Durdurun”. CDU’lu politikacı Friedrich Merz’in İsrail’in “pis işi” üstlendiği yönündeki güncel açıklamasına da göstericiler net mesajlarla tepki gösterdi. Örneğin, bir katılımcı üzerinde “Her türlü pis işe karşıyız” yazan bir döviz taşıyordu.
Gösterinin bazı bölümlerinde, İsrail bayrakları taşıyan provokatörler ortamı bozmaya çalıştı. Ancak atmosfer gürültülü, güçlü ve pozitif kalmayı sürdürdü; göstericiler bundan etkilenmedi.
Birçoğunun dikkatini çeken şey, göçmen kökenli genç polis memurlarının sayısının fazla olmasıydı. Yüzlerinde genellikle bu rolde ne kadar rahatsız oldukları okunuyordu; bir zamanlar birlikte büyüdükleri gençlere karşı, devletin görevini yerine getiren üniformalı temsilcileri olarak durmak zorundaydılar. Birçoğu hala okul yıllarından veya futbol kulübünden tanışıyorlardı; o zamanlar çocuk ve genç olarak yan yana, bugün ise devlet emriyle farklı taraflardaydılar.
Gösterinin Potsdamer Platz’daki sonuna doğru, küçük bir grup tarafından İsrail bayraklarıyla kalabalığı tahrik eden provokasyonlar yeniden yaşandı. Polis bu grubu koruma altında aldı. İlerleyen dakikalarda münferit tutuklamalar yaşandı. Gazeteciler, göstericiler ve Sol Parti’den parlamenter gözlemciler polis güçleri tarafından itilip kakıldı ve taciz edildi. Gösteri yönetimi, gösteriyi gönüllü olarak bitirmek istemediklerini ancak polisin müdahalesiyle buna zorlandıklarını duyurdu. Bunun üzerine ana hoparlör kapatıldı.