Written by 12:25 POLITIKA

Bürgergeld alanlara baskı artıyor, emeklilikte belirsizlik sürecek

Federal Hükümet, sosyal haklarda ciddi saldırılara yol açacak bir dizi kararı onayladı. Federal Kabinenin aldığı kararlarla birlikte Bürgergeld (Vatandaşlık Parası) fiilen budanırken, emeklilik sistemi belirsizliğe terk edildi. Hükümet, yoksullukla mücadele yerine yaptırımları sertleştirmeyi, yoksulları daha fazla yoksullaştırmayı tercih etti.

Çalışma Bakanı Bärbel Bas tarafından sunulan yasa tasarısı kabinede kabul edildi. Bas, reformu “İnsanları yeniden kendi ayakları üzerinde durmaya teşvik” olarak savunsa da, düzenlemeler özellikle düşük gelirli işçileri, işsizleri ve güvencesiz kesimleri hedef alıyor. Başbakan Friedrich Merz’in “çalışmanın yeniden cazip hâle getirilmesi” söylemi ise, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşulları göz ardı edilerek, sorumluluğun yine emekçilere yüklendiğini ortaya koyuyor.

Bürgerged’in adı değiştirildi, baskı artıyor

Mevcut Bürgergeld’in adı 1 Ocak’tan itibaren “Temel Güvence Parası olarak değişecek. Ancak hükümetin de itiraf ettiği gibi, bu yalnızca bir isim değişikliği değil; kesintiler ve baskı mekanizmaları da beraberinde geliyor. Verilen randevulara girmeyenlerin yardımları aşamalı olarak kesilecek. Hatta kiraların kesilmesi de söz konusu olabilecek.

Yeni düzenlemeye göre iş başvurusu yapmamak ya da bir destek programını yarıda bırakmak gibi gerekçelerle, yardım alanların ödemeleri üç ay boyunca yüzde 30 oranında kesilecek. “Yeterli gelir sağlayan” bir iş teklifini reddedenlerin yardımı tamamen kesilecek. Üç kez randevusuna gitmeyenlerin ise Jobcenter’dan hiçbir ödeme alamaması gündemde. Sendikalar, bu yaptırımların insanları güvenceli işe değil, her koşulda ucuz ve güvencesiz çalışmaya zorladığını vurguluyor.

Bununla da yetinmeyen hükümet, yardım almadan önce kişilerin mevcut mal varlıklarını kullanmasını zorunlu hâle getiriyor. Daha önce uygulanan geçiş süresinin kaldırılmasıyla, işsiz kalanlar ilk günden itibaren yoksullaşma riskiyle karşı karşıya bırakılıyor.

Emeklilikte garanti yok, risk büyüyor

Kabine ayrıca bir Emeklilik Komisyonunun kurulmasına karra verdi. Komisyonun 2026 ortasına kadar çalışması öngörülüyor. Ancak komisyona alınan isimler, hükümetin niyetini şimdiden ortaya koyuyor. Emeklilik seviyesinin garanti altına alınmasına açıkça karşı çıkan CDU’lu Pascal Reddig’in komisyonda yer alması, emekli maaşlarında yeni kesintilerin gündeme gelebileceğine işaret ediyor.

Sendikalara göre, hükümet emeklilik sistemini güçlendirmek yerine sorunu ertelemeyi ve faturayı gelecek kuşaklara çıkarmayı hedefliyor.

Riester sistemi: Kamu güvencesi yerine piyasa riski

Riester emekliliği reformuyla birlikte devlet, kamusal emeklilik sistemini güçlendirmek yerine, yurttaşları piyasa risklerine açık özel emeklilik modellerine yönlendiriyor. Farklı garanti ve getiri seçenekleri sunulması, düşük gelirli çalışanlar için gerçek bir güvence değil; aksine yeni belirsizlikler anlamına geliyor. Sendikalar, güçlü bir kamusal emeklilik yerine özel sistemlerin teşvik edilmesini sosyal devlet anlayışından kopuş olarak değerlendiriyor.

Silaha milyarlar, sosyal haklara kemer sıkma

Kabinenin diğer kararları da bu tabloyu tamamlıyor. Kısa çalışma ödeneğinin süresinin uzatılması olumlu bir adım olarak görülse de, otoyol ve altyapı projelerinde izin süreçlerinin hızlandırılması, çevresel ve toplumsal kaygıların geri plana atılacağı eleştirilerine yol açtı. Eczanelere ek yetkiler verilmesi ise kamuoyunda tartışma yaratıyor.

Sendikal çevreler, silahlanmaya ayrılan bütçeler artırılırken sosyal yardımların kısıtlanmasını, “emekçilerden alınıp sermayeye ve silaha aktarılan kaynaklar” olarak değerlendiriyor. Hükümetin politikalarının yoksulluğu azaltmak yerine derinleştireceği ve sosyal eşitsizlikleri artıracağı uyarısı yapılıyor.

Close