Almanya Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’da saldırısını kınadı ve Almanya’nın saldırgan İsrail’den her türden desteğini çekmesi çağrısında bulundu. Yapılan açıklamada şöyle denildi: “13 Haziran Cuma günü İsrail hükümeti İran’a saldırdı. Saldırı sadece nükleer santrallere ve askeri kurumlara değil sivil halka da yöneldi. Askeri yetkililerin yanı sıra sivil vatandaşlar da hayatını kaybetti. İsrail hükümetinin İran’a saldırısını kınıyor ve herkesi savaşlara karşı mücadeleye çağırıyoruz.
ABD ve İran’ın uzun zamandır İran’daki nükleer silahların imha edilmesi için yaptığı görüşmeler sonunda, ABD’nin uşağı İsrail İran’a saldırmıştır. Başta ABD olmak üzere kendileri nükleer silahlara sahip olduğu ve başka ülkelere de nükleer silahlar yerleştirme planları olduğu halde bu gerekçeyle İran’a saldırılması tam bir ikiyüzlülüktür. Yıllardır süren Irak, Suriye, Lübnan, Filistin’e ve bugün de İran’a yönelik saldırıların temelinde ABD’nin bölgede enerji kaynaklarına egemen olma planları vardır ve İsrail bu planların maşasıdır. ABD’nin planları Orta-Doğu halkları için ateş çemberi demektir. Bölge halkları yıllardır bunun acı sonuçlarını yaşıyor. Bunun için başta ABD olmak üzere tüm yabancı güçler bölgeden çıkmalı ve İsrail’e başta silah göndermek üzere tüm desteklere son verilmelidir.
Alman hükümeti İran’a saldırıdan haberdar edildi!
İsrail saldırıdan önce hem Başbakan Merz’i hem de Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’u haberdar ettiğini açıkladı. Saldırının hemen ardından Başbakan Merz’in İran aleyhine yaptığı açıklamalar İsrail’e tam destektir. Hem politik hem de askeri olarak İsrail hükümetinin en büyük destekçilerinden olan Almanya’nın bu tutumu, sözde ‘eskalasyondan kaçınma’ uyarısı yapsa da, asıl olarak bölgede savaşları büyütecektir. Onun için CDU/CSU-SPD hükümeti İsrail’e her türlü desteğe son verilmelidir. Aksi tutum suç ortaklığıdır.
İsrail’i halkların mücadelesi durdurabilir!
Yıllardır egemenlik kavgalarının merkezi olan bölgede barışın, can güvenliğinin ve huzurun sağlanması başta ABD olmak üzere tüm yabancı güçlerin çıkmasıyla mümkündür. Bunu da sağlayacak olan bölge halklarının ortak mücadelesi ve halkların enternasyonal dayanışmasıdır. Herkesi barış için bu mücadelenin bir parçası olmaya çağırıyoruz.”
