Ford içerisinde yıllardır kiralık işçiler ve kiralık firmalar çalışmaktadır.
Kiralık işçiler Faurecia ya da LMK gibi, kiralık firmalardan farklı olarak, daha kısa süreli, düzensiz, her yılın başında alınıp, yılsonunda üretimin daralmasıyla işten çıkartılan bir prensiple çalışmaktadır.
Mesela 2013’te yılın başında günlük araba üretimi 1650 iken, işçi sayısı yaklaşık 90 kişiydi.
Yıl içerisinde araba sayısı 1700 ve 1800’lü rakamlara çıktı. Bu durum biz kiralık işçilerin sayısını da kullanım amacına uygun olarak arttırdı ve 300’lü rakamlara ulaştı. Dokuzuncu aya gelirken ve işlerin iyi gittiğini düşündüğümüz bir anda, izin dönüsü, sürpriz olarak isten çıkarıldık.
Bu stoklama taktiği ile kısa sürede fazla üretim kiralık işçiler aracılığı ile sağlanmış, yani bizler kendi kuyumuzu kazıp erken issiz kalacağımız günleri hazırlamışız. Oysa üretim 1650 rakamlarında sabit kalabilseydi aylarca işsiz kalmayabilirdik.
Atıldığımızda sendika bizlerle toplantı yaparak, yeni yılda üretimin artması ile tekrar çağrılacağımızı söyledi.
Yeni yılda Ford Randstad firması ile anlaşma imzalayarak ikinci ayda tekrar işe çağırdılar ve altı aylık yani yedinci ayın 11’ine kadar süresi olan bir sözleşme imzaladık. Simdi ise üretimin izinden sonra düşeceği, hatta bir bantın üretim dışı kalması söylentileri ile izine gitsek mi kalsak mı ya da yeni iş arasak mı gibi soru işaretleri ile dolu bir kafa yapısıyla kaygıyla çalışıyoruz. Evlenmek isteyen arkadaşlar hesaplarını Ford’a alınma hayali üzerine kuruyor. Bir yılın %30’unu, 40’ını işsiz geçirmenin verdiği ekonomik düzensizlik bizi sürekli borçlanmaya itiyor. Her 6 ayda ya da yeni senede işyeri değiştirmek (bazı bölümlerde daha da sık) işçi, işyeri kavramını ortadan kaldırıyor ve sorunları ortak olan kiralık işçiler arasındaki tanışıklığa ve birlikteliğe engel oluyor.
Hastalansak rapor almakta tedirginlik yaşıyoruz. Sürekli ilaçlarla ayakta kalıyoruz. Ford işçisinin bir patronu bizim iki patronumuz olması ve müşterimiz olan Ford firmasının (müşteri her zaman haklıdır ve müşteri memnuniyeti ilkesi gereği) bizleri daha itaatkâr, itiraz edemez ve savunmasız hale getiriyor.
Yüzlerce arkadaşımızdan, küçük bir kısmı bazen işe alınması bizde bir rekabet duygusu yaratıyor ve aramızdaki dayanışma dostluk ilişkilerini zedeleniyor.
Sonuç olarak işveren daima rekabet gücünü korumak muradı ile girdilerin her zaman ucuz olmasını ister.
Ucuz enerji, ucuz hammadde, ucuz işgücü işverenin elde etmek istediği ilk hedeflerdir.
Bizler kiralık işçiler olarak emeğimizin bir meta gibi, kar unsuru olarak, alınıp satılmasından, bunun üzerinden haksız kârlar elde edilmesinden ve bizi her yönüyle (maddi-manevi) yıpratan, bugün Ford’a, yarın ihtiyacı olan bir başka işverene, satan, yada kiraya veren, bu modern kölelik sisteminden kurtulmak istiyoruz.
Köln FORD’dan bir kiralık işçi
