Göçmen Kadınlar Birliği, 25-27 Ekim 2024 tarihleri arasında Berlin’de temsilciler toplantısı gerçekleştirdi. Almanya’nın 10 bölgesinden 40 temsilcinin katıldığı toplantıda, dünyadaki ve Almanya’daki siyasi gelişmeler ile bunların etkileri tartışıldı, yerellerdeki ve Almanya genelindeki çalışmalar değerlendirildi. Temsilciler toplantısı sırasında ayrıca kadın örgütlerinden temsilcilerin davet edildiği, ırkçılık ve sağa kayışın kadın haklarını nasıl etkilediğini konu alan bir panel yapıldı.
GKB başkanı Ceyda Tutan temsilciler toplantısının açılış konuşmasında şunlara dikkat çekti: “Büyük güçler dünyanın yeniden paylaşımı için savaşır ve silahlanma yarışı devam ederken, militarizm için milyarlar harcanıyor ve her alanda sosyal kesintilerden etkilenenler bizler oluyoruz. Artan ırkçılığa, AfD’nin yükselişine ve kasıtlı bir bölünme politikasına tanık oluyoruz.” Tutan, savaşın ve militarizmin kadınları nasıl etkilediğine de değinerek, özellikle daha düşük gelir elde ettikleri güvencesiz işlerde çalıştıkları için kadınları zorlayan yüksek hayat pahalılığına dikkat çekti.
Çok sayıda kadının söz aldığı bu gündemde savaş politikaları, artan silahlanma harcamaları ve militarizasyon ve bunun dünya çapında ve Almanya’daki etkileri ile bunun sonucunda kadınların, emekçilerin ve dünya çapında ezilen ve sömürülen diğer insanların yaşam ve çalışma koşullarındaki kötüleşmelere vurgular yapıldı. İnsanlık dışı savaş politikasının özellikle kadınlar için sonuçları ve bununla bağlantılı olarak izlenen göç politikası ve göçmenlere yönelik ayrımcılık üzerinde duruldu. Öğleden sonra, Gizem Gözüaçık’ın farklı ülkelerden kadınların mücadele şarkılarını seslendirdiği dinletinin ardından. ırkçılık ve sağa kayış konulu panel halka açık olarak düzenlendi ve yaklaşık 70 kadın katıldı. Panelistler Narin Arslan (Göç Geçmişi Olan Kadın Avukatlar Ağı). Dr. Delal Atmaca (DaMigra), Eli Djumic (IG Bau), Judith Rahner (Deutscher Frauenrat) ve Ceyda Tutan (Gökmen Kadınlar Birliği) idi. Moderatörlüğü DİDF Gençlik’ten İdil Çallı’nın yaptığı panelde, sağın yükselişi ve bunun kadınların günlük hayatına, çalışma yaşamına etkileri ve buna karşı kadınların talepleri ve mücadelesi ele alındı.
Dr. Delal Atmaca göçmen kökenli kadınların maruz kaldığı çoklu ayrımcılıktan bahsederken, Narin Arslan mültecilere yönelik yasalarda yapılan değişikliklerin tehlikeleri hakkında bilgi verdi. Judith Rahner yaklaşan seçimlere ve bu seçimlerden önce talep edilmesi gerekenlere odaklanırken, mevcut federal hükümetten kadına yönelik şiddete karşı korumanın finanse edilmesi vaadinin yerine getirilmesini istedi. Eli Djumic, işyerleri ve sendikalarda da aşırı sağ politikaların kendini gösterdiğini belirterek sendikaların bu konuda duyarlı olması gerektiğini dile getirdi. Ceyda Tutan da dünya genelinde kadın hakları üzerindeki baskılardan bahsetti ve Avrupa’daki sağ partilerin muhafazakâr kadın imajını öne çıkartmasına değindi.
Farklı alan ve perspektiflerden yapılan değerlendirmelerin ortak noktası ise kadınların çalışma ve yaşam koşullarınındaki değişimin ancak dayanışma ve örgütlü bir mücadele ile mümkün olabileceğini oldu. Panelin ardından devam eden toplantıda, kadınların yerel yönetimler ve federal hükümete yönelik talepleri ve bunlarla ilgili yapılacak çalışmalar değerlendirildi. Cumartesi akşamı kültürel bir programla sona ererken pazar günü de kadınlar hem merkezi hem yerel ağlar içinde çalışmayı, Kadın dergisini ve Göçmen Kadınlar Birliği’nin 2025 yılında kutlanacak 20. yıldönümü vesilesiyle düzenleyecekleri dayanışma kampanyası ve etkinlikleri ele aldılar. (YH/Berlin)


