Yunus Ülger
Almancada, “Sadece kendi çarpıttığım istatistiklere güvenirim” deyimi vardır. Bu deyim, matematikte olduğu gibi sayıların her zaman gerçeği sergilemediğini ifade eder. Almanya’da göç ve göçmenlerin suç eylemleri konusundaki sayısal veriler, hep tartışma konusu olmuş, birbiriyle çelişen istatistikler yayınlanmıştır. İstatistikler, genelde olumsuzdur, göçmenlerin Almanlara göre daha çok suç ve şiddet eylemlerine karıştığı yünündedir. Buna karşı seyrek de olsa karşı çıkan bilim insanları elbette var.
Göçmenlerin sayısı arttı, suç eylemlerinde azalma tespit edildi
Son birkaç hafta içinde yayımlanan uzun dönemli araştırmalar, göç ile suç oranları arasında bir bağlantı olmadığını, göçün Almanya ve Avrupa ülkelerinde suç ve şiddet eylemlerini artırmadığını gösteriyor. Berlin’de bulunan Mediendienst İntegration kuruluşunun yayınladığı 23 Avrupa ülkesinde yapılan araştırmanın bulgularına göre yüksek yabancı oranı, bu ülkelerde suç oranlarını artırmadı. Uzun dönemli araştırmada 2002 ile 2017 yılları arası mercek altına aldı. 2003 ile 2016 yılları arasında da Almanya’da göçün suç eylemlerini artırdığına ilişkin bir bulguya rastlanmadı. Almanya’da 2005’ten 2024’e kadar göçmenlerin sayısı yüzde 70 oranında arttı, buna karşın suç eylemlerinde yüzde 14 oranında azalma tespit edildi.
Medya ve politikacılar verileri çarpıttı
Almanya’nın nüfusça en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya’da (NRW) yapılan araştırmada da göçmenlerin suç eylemlerini artırdığına ilişkin bulguya rastlanmadı. Araştırma kapsamında Ruhr Bölgesi’nin çok sayıda göçmenin yaşadığı Gelsenkirchen, Marl ve Herten kentlerinde 11-13 yaşları arası 3 bin 800 çocukla anket yapıldı, ayrıca bu yaş grubundaki çocukların polisteki suç kayıtları incelendi. 2013 ve 2015 yılları ile 2024 yılı karşılaştırıldı.
Araştırmada göçmen çocukların suç ve şiddet eylemlerinde büyük oranda artışlar tespit edildi, medya ve politikacılar bulguları, “alarm verici” olarak niteledi. Hristiyan Demokrat Partili (CDU) NRW İçişleri Bakanı Herbert Reul da durumun kaygı verici olduğunu söyledi.
Ne var ki, araştırmayı NRW Güvenlik Dairesi ile birlikte yapan Köln Üniversitesi uzmanları, medyanın ve politikacıların verileri çarpıttığını belirtip, açıklama yaptı. Araştırma döneminde göçmenlerin bu üç kentte nüfuslarının büyük oranda arttığını, araştırmada bunu belirttiklerini, ne var ki, medya ve politikacıların bunu göz ardı ettiğini belirttiler. Nüfus faktörünün suç eylemlerini ölçmede belirleyici bir etken olduğunu hatırlattılar. Bilindiği gibi özellikle 2015’te Almanya’ya Suriye’den büyük bir göç dalgası olmuş, sınır kapıları açılmıştı.
Medya, göçmenlerin suç ve şiddet eylemlerine çok fazla yer veriyor
Hamburg’daki Macromedia Yüksekokulu’nun 2007’den bu yana medyanın rolü hakkında yaptığı araştırma ise, medyanın göçmen kökenlilerin suç eylemlerine çok yer verdiğini ortaya koyuyor. Almanya’da uzun yıllardır gazetecilik yapmış olan biri olarak, bu tespit benim gözlemlerimi de doğruluyor. Bu durum, İŞİD’in Avrupa’daki terör eylemleriyle birlikte büyük oranda arttı.
Araştırma ekibinin başkanı Prof. Thomas Hestermann, 2014 yılına kadar suç eylemlerinde kökenin haberlerde belirtilmediğini, şimdi ise çok sıkça belirtildiğini hatırlatıyor. 2015 yılında Suriye, Arnavutluk ve Kosova’dan Almanya’ya bir milyon göçmenin geldiğini, bu tarihten itibaren medyada çarpıtmanın başladığını ifade ediyor.
Belirleyici olan yaş, cinsiyet ve sosyal konum
Almanya’nın önde gelen nesnel suçbilimcileri, suç ve şiddet eylemlerinde eylemcilerin hangi ülkeden geldiklerinin bir rol oynamadığını her fırsatta dile getiriyorlar. Ülkenin en tanınmış suçbilimcisi ve Aşağı Saksyonya Eyaleti eski Adalet Bakanı Prof. Christian Pfeifer, suçla ilgili araştırmalarda yaş, cinsiyet ve sosyal konumun temel alınmasını istiyor. Prof. Pfeifer, “Genç erkekler, dünyanın her yerinde tehlikelidir. Almanya’da 18 yaşın altındaki göçmen erkeklerin oranı Almanlara göre yüksek. Ayrıca, göçmen zanlılar, Almanlara göre iki kat daha fazla polise ihbar ediliyor” diyor. Bu sebeplerden göçmenlerin suç oranı istatistiklerde yüksek çıkıyor.
Frankfurt am Main Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Tobias Singelnstein da suç eylemleriyle ilgili araştırmalarda yaş, cinsiyet ve sosyal konumun temel alınmasını istiyor. Göçmenlerin suç istatistiklerinde yüksek oranda görünmesinin yanıltıcı olduğunu belirtiyor, göçmenler katagorisinde turistlerle birlikte çok farklı göçmen grupların yer aldığını hatırlatıyor.
