15 Şubat 2015’de Hamburg Eyalet Parlamentosu seçimleri yapılacak. 1 milyon 746 bin 342 nüfusu olan kentin yaklaşık 1 milyon 300 bin seçmeni var. kentte 530 bin göçmen kökenli yaşıyor. Bunların 92 bin 340 ise Türkiye kökenlidir. Göçmen kökenlilerin 274 bini Alman vatandaşıdır. 256 bini ise yabancı pasaport taşıyor. 92 bin 340 Türkiye kökenliden 45 bin 340’ı Alman vatandaşı. 47 bin Türkiye kökenli T.C. pasaportu taşıyor. Bu seçimlerde geçen dönem eyalette yapılan yasa değişikliği ile 16 yaşındaki gençlerde oy kullanabilecek. Bu seçimlerde değişik partilerden 37 Türkiye kökenli aday seçimlere katılıyor. Eyalette 7 ilçede 17 seçim bölgesinde 13 parti seçime giriyor. Bu partilerin listelerinde ise 121 kişilik sandalyeli parlamento için toplam 397 aday seçilmek için yarışıyor. Ayrıca 17 seçim bölgesinde doğrudan tercihli oylarla seçilmek için de bu semtlerde de yüzlerce aday yarışıyor. Şu dönem Hamburg sokakları seçim dolayısı ile oldukça hareketli.
HALK VE TEMEL İHTİYAÇLARI SON SIRADA
Geçen dönemlerde eyalet hükümetleri kentte birçok sorunu çözemedi, hatta tam tersine sorunları derinleştirdi. Avrupa’nın en zengin şehirlerinden biri olan Hamburg’da geçim sıkıntısı yaşayan ailelerin sayısı gittikçe artıyor. Hükümetler sosyal alanlarda yapılan kısıtlamalarla elde edilen paraları 70 milyon Euro bütçe ile CDU hükümeti döneminde başlayan Philharmonie projesi bu gün 770 milyon bütçeye ulaşmasına karşın halen bitirilememiştir. SPD hükümeti Hapag-Lloyd AG Limanı’nda lojistik işlerini yapan şirketin iflas giderine milyarlarca Euro para aktarması halktan tepki gördü. Sosyal sorunlara, eğitime sağlığa ve çevre sorunlarına daha fazla bütçe ayrılmasını talep eden halka para yok diyen SPD hükümeti olimpiyatlara Hamburg’un aday gösterilmesi gündeme gelince kesenin ağzını hemen açıyor. İnsan sormadan edemiyor. Bu paralar nerede geldi. Aslında sorun paranın yokluğunda değil, bu partiler ve hükümet bir tercih yapıyor. Bunların oluşturduğu bütçede halk ve halkın temel ihtiyaçları son sıradadır.
Hamburg şehrindeki en büyük sorunlardan biri de kentsel dönüşümün beraberinde getirdiği yüksek kira artışı. Eyalet hükümeti, rant peşinde olan emlak sektörünün kar marjını artırmak için şehir merkezinde semtlerde lüks konut ve işyerleri inşa ediyor. Bu da etraftaki tüm konut kira fiyatlarının artışına neden oluyor. Senelerdir St.georg. Altona, St.Pauli ve Barmbek gibi semtlerde yaşayan göçmen kökenli insanlar ve tüm emekçiler kira ödeyemediklerinden şehrin kenar semtlerine taşınmak zorunda kalıyor. Bu süreç şehir merkezinde sadece yüksek gelirli insanların oturması ve kenar semtlerin gettolaşmasını beraberinde getiriyor.
BİTMEYEN KONUT SORUNU
Geçen seçimlerde kentin en önemli sorunlarından biri olan konut sorununu çözeceğini taahhüt eden SPD, Eyalet Başbakanı Olaf Scholz ve Hükümeti her yıl 6 bin konut yapmayı hedef koymuştu. 4 yılda toplam 14 bin konut yapıldı. 2014 yılında 6 bin konut yapıldı. Bunların sadece 2 bini sosyal konut olarak verildi. Kentte 2012’de 91 bin sosyal konut varken bu rakam izlenen konut politikasının sonucu süresi biten sosyal konutlar nedeni ile 2017 63 bine düşecek. Bu gerilemeyi bile durdurmak için her yıl 4 bin sosyal konutun yapılması bir ihtiyaçtır. Hamburg’da yaklaşık 50 bin insan ev arıyor. Bunların 8 bini ellerinde acil ev arama kağıdı olmasına rağmen ev bulamıyor. 2 bin 300 ev boş olarak bulunuyor. 1,2 milyon metrekare büro alanı boş tutuluyor. Sol Parti ve kentte oluşturulan halk inisiyatifi geçtiğimiz yıl Hamburg’da konut ve kira sorununa dikkat çekmek için kitlesel eylemler gerçekleştirmişti. Boş olan bu büro alanlarının sosyal konut olarak düzenlenmesini, ihtiyacı olanlara verilmesini gündeme getirdi. Ancak SPD tarafından bu reddedildi. Konut ihtiyacının karşılanabilmesi için 2030 yılına kadar 91 bin konuta ihtiyaç var.
ZENGİN YOKSUL UÇURUMU DERİNLEŞİYOR
Hamburg’da uygulanan neoliberal politikalar fakir ile zengin arasındaki sosyal ayrışmayı derinleştiriyor. İşsizlik dairesinin istatistiklerine göre Hamburg’da 70 bin 93 kişi işsiz bu rakama göre işsizlik oranı yüzde 7,2’dir. On binlerce insan her hangi bir işte çalışmasına karşın ücretlerin düşük olması nedeni ile sosyal dairelerde yardım alıyor. Hamburg Almanya’da en fazla milyonere sahip kent iken, aynı zamanda 60 bin çocuk Hartz IV’ den geçinen ailelerde yetişiyor. Hartz IV alan ailelerde yaşayan çocuklar yoksulluğun ve toplumdan dışlanmanın ne olduğunun acı tecrübesini yaşıyor. Zengin ve yoksul arasındaki uçurum kentte her geçen gün derinleşiyor.
256 BİN KİŞİ SEÇME SEÇİLME HAKKINDA YOKSUN
15 Şubat’ta yapılacak seçimlerde Hamburg’da uzun yıllardır yaşayan 256 bin insan seçme ve seçilme hakkından yoksundur. Özellikle demokrasiyi ağzından düşürmeyen SPD ve Yeşiller gibi partiler her seçim öncesinde göçmenlere seçme seçilme hakkını tanıyacaklarını söylemelerine rağmen başka konularda olduğu gibi seçim sonrası hiç oralı olmadılar. Hatta Sol Parti bu konuyu parlamentoda gündeme getirdiğinde bu partilerin oyları ile reddedildi. Bu istismarcı partilerin listelerinde bir çok Türkiye kökenli aday var. Bu adaylara oy verirken kökenlerine, dinine, diline bakarak değil, hangi politikaları savunduklarına bakmak daha doğru olacaktır. Bu seçimlerde de daha fazla demokrasi talebi önemli taleplerden biridir.
SORUNLARIN SORUMLUSU YABANCILAR DEĞİL
Irkçı partiler PEGİDA rüzgarını da arkasına alarak her seçim döneminde olduğu gibi bu dönemde de göçmenleri bütün kötülüklerin kaynağı göstererek emekçiler arasında adeta düşmanlığı körüklüyorlar. Buna zemin hazırlayan politikalar ise İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Hamburg’u yöneten SPD, Yeşiller ve CDU/FDP v.b. partilerdir.
HASTANELER KAMULAŞTIRILSIN
Hamburg’da emekçilerin özelleştirme karşıtı verdiği mücadele sonunda geçen yıl DİDF’inde içinde yer aldığı halk insiyafinin çabaları sonunda yapılan referandum sonunda enerji ağlarının kamulaştırılması halka önemli bir moral oldu. Önümüzdeki dönem ise hastanelerin tekrardan kamulaştırılması için girişimler devam ediyor. Seçimler bu mücadelelerin güçlendirilmesinin önemli bir kürsüsüdür. Bu dönemi emekçiler olarak iyi değerlendirmeliyiz.
SİNAN ÖZBOLAT
Hamburg seçim sistemi
Hamburg seçimlerinde 121 kişilik parlamentonun 17 seçim bölgesinde 60 milletvekili seçim bölgelerinde tercihli oylarla seçilecek. Geriye kalan 61 milletvekili de partilerin eyalet listelerinden seçilecek. Sandık başına giden her seçmenin 10 oy kullanacak. Bunun 5’i Seçim Bölgelerinde (Wahlkreis) direk adaylar için pembe oy pusulasında kullanılacak. Diğer 5 oy da partilerin eyalet listeleri için sarı oy pusulasında kullanılacak. Seçim bölgelerinde direk adaylardan her hangi bir adaya bütün oylar verilebiliyor. Veya bir çok adaya paylaştırılabiliyor. Değişik partilerin adaylarına da verilebiliyor. Aynı durum “Landesliste”de bulunan sarı oy pusulası içinde geçerli. Yani oylar farklı farklı partiler ve adaylara paylaştırabiliyor. Seçmen tercihli oy vererek istediği adayı parlamentoya taşımak için istediği adaya tercihli oy verebiliyor.