Almanya’da Filistin halkıyla dayanışma gösterenlere baskı değişik boyutlarda sürüyor. Önceki gün Berlin’de antisemit oldukları gerekçesiyle sekiz eve baskın yapıldı.
İnstagram’da Filistin’i destekleyen paylaşımlarda bulundukları gerekçesiyle Berlin’de sekiz eve, bir kültür kafe ve ‘Zora’ adlı bir anti- kapitalist kadın gurubuna polis tarafından yapılan operasyonda 6 kişi gözaltına alındı. Baskın, özel timler eşliğinde 170 polis tarafından gerçekleşti. “Anayasaya aykırı ve terörist örgütlerin sembollerinin kullanımına” ilişkin iki soruşturma kapsamında, Berlin-Wedding’deki altı daire, bir kafe ve büroda arama yapıldı. Çarşamba günü Berlin polisi tarafından yapılan basın açıklamasında, Zora’ grubuna mensup olduğundan şüphelenilen altı kişinin terörist olarak adlandırılan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (PFLP) için propaganda yaptığından şüpheleniliyor” denildi. Berlin-Neukölln’deki “Karanfil” adlı kültür kafesinin işletmecisi Turgay Ulu, Çarşamba sabahı Junge Welt’e verdiği röportajda ” kapıyı açmak için kafeye geldiğimde, polis çoktan kapıyı kırmış ve tüm broşürleri ve müzik aletlerimi yere atmıştı” dedi. Polis, “antisemitizmle mücadele” adı altında yaptığı ev aramalarında, broşürlere yanı sıra “bilgisayar ve hafızalara da el koydu.
‘Zora ‘kadın grubu sözcüsü Çarşamba günü Junge Welt’e yaptığı açıklamada, “Alman devletinin bu saldırıları baskının bir başka göstergesidir” dedi. “7 Ekim’den bu yana, özellikle Berlin-Neukölln’de, başından beri protestoların ön saflarında yer alan göçmen kadınlar, polis tarafından kriminalize ve taciz edildi”. Gazze’de her gün kadınlar ve çocuklar İsrail ordusu tarafından öldürülürken, Alman devletinin bu operasyonu aktivistlere karşı bilinçli yapılan bir saldırı olarak görüyoruz. “Berlin polisinin bugün ki baskını, göçmen grupların örgütlendiği ve İsrail’in Gazze’ye karşı işlediği savaş suçlarına karşı protestoların düzenlendiği yapılara ve mekanlara gözdağı vermeye hizmet etmektedir. Öyle görünüyor ki, Berlin yöneticileri Filistin dayanışma hareketini kriminalize etmek için en ufak bir bahane arıyor.” Avrupa Hukuki Destek Merkezi’nde (ELSC) çalışan Avukat Alexander Gorski durumu Junge Welt’e şöyle açıkladı. Bu operasyonlar antisemitizmle mücadele bahanesi adı altında, sol görüşlü ve göçmen kişi ve mekanlara yönelik baskıcı politikası için kullanıyor. Berlin Sol Parti Neukölln Milletvekili Ferat Koçak ise yaptığı açıklamada, “Bu pervasız saldırı ve bunun sonucunda kafenin tahrip edilmesi gözdağı vermek için yapılan şüpheli bir operasyondur” diyerek “Anti-kapitalist bakış açımız onları korkutuyor” dedi.
