Written by 16:27 HABERLER

Katılım oranı düşük beklenti büyük

Yurtdışında oy kullanma işlemi tamamlandı. 8-31 Mayıs tarihleri arasında konsolosluklar ya da konsoloslukların gösterdiği yerlerde kullanılan oylar Türkiye’de sayılacak. Almanya’da seçimlere katılımın yüzde 40’larda olması bekleniyor.

 

Köln, Berlin’den sonra Almanya’da Türkiye kökenli göçmenlerin en çok yaşadığı ikinci büyük kent. Başta Ford ve Deutz olmak üzere pek çok değişik büyük işletme nedeniyle göçün başladığı 1961’den bu yana Köln, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler için adeta “siyasi başkent”. Zira Türkiye kökenli örgütlerin çoğunun genel merkezi de Köln’de bulunuyor.

Peki dünden bugüne önemli bir merkez olan Köln’de 7 Haziran seçimleri öncesinde hava nasıl? Kent merkezinde seçim havasını andıran bir hareketlilik yok. Siyasi partileri destekleyen örgütler, dernekler, camiler kendi içinde seçim çalışmasına yoğunlaştırmış durumda. Ulaşamadıkları çevrelere daha çok ev ziyaretleri ve medya üzerinden ulaşılmaya çalışılıyor.

Almanya’da oy kullanma işlemleri genellikle başkonsolusluk binalarında ya da başkonsolosluklar tarafından kiralanan yerlerde kullanıldı. Köln, Bonn, Aachen, Leverkusen, Düren gibi önemli kentlerin ve kasabaların bağlı bulunduğu Köln Başkonsolosluğu, Köln ile Bonn’un tam arasındaki Hürt kasabasında. Kasaba her iki kente de yarım saat uzaklıkta.

Oy verme işlemi, konsolosluk binası yeterli olmadığı için bahçeye kurulan büyük çadırlarda gerçekleştirildi. Başkonsolos Hüseyin Emre Engin, üç hafta boyunca oy kullanmada bir sıkıntı yaşanmadığını ve katılımdan memnun olduklarını söylüyor. Bunu elbette geçen yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine kıyaslayarak ifade ediyor.

Köln ve çevresindeki kentlerde yaşayan toplam 124 bin seçmen Köln Başkonsolusluğu’nda oy kullanma hakkında sahip. 8-31 Mayıs tarihleri arasında yaklaşık 50 bin seçmen oyunu kullanmış. Bunun ne kadarının geçerli, hangi partinin ne kadar oy aldığı ise belli değil. Oyların partilere göre tasnifi Türkiye’de yapılacak.

23 Mayıs sabahı ziyaret ettiğimiz Köln Başkonsolosluğu’nda, saat henüz 10.00 olmadığı için yaklaşık 100 kişiden oluşan bir insan kuyruğu göze çarpıyordu. Birazdan oylarını farklı partilere verecek seçmenler sıraya dizilmiş, oy verme anını bekliyor. Kimse kimseyle pek muhatap olmuyor. Mikrofonu uzattığımız bazı vatandaşlar oylarının rengini belli etmemek için özel çaba harcarken, bazıları da açıktan hangi partiye oy vereceklerini ifade etmekten çekinmiyordu.

Saat 10.00’da kapı açılıp insanlar içeriye girmeye başlıyor ve ilk kuyruk sayılmazsa oy kullanma işlemi 10 dakikada bitiyor. İşlemler ilk günden daha hızlı yapılıyor.

MESELE EVDEN ÇIKIP KONSOLOSLUĞA GİRMEK

Geçen yıl yapılan cumhurbaşkanlığı geçimlerinde oy kullanmak adeta bir işkenceydi. Önce internet üzerinden randevu alınması gerekiyordu. Sonra sadece yedi bölgede kurulan sandıklara ulaşıp oy kullanmak gerekiyordu. Hal böyle olunca bir oy için 300-400 km yol kat etmek gerekiyordu. Bu durum pek çok yurttaş için eziyete dönüştüğü için zaten sandık başında gidenlerin oranı yüzde 10’u dahi geçmedi. Bu seçimlerde hem randevu sisteminin kaldırılması hem de oy kullanılacak bölge sayısının artırılması, öncesine göre önemli kolaylıklar sağladı.

Köln Başkonsolosluğu’nda gelip oy kullanmak için sırada bekleyen vatandaşlarla konuştuğumuzda kimisi oy kullanma gerekçelerini “vatani görev”, kimisi de “Demokratik Türkiye’ye katkı” ile açıklıyor.

Partilerin Avrupa’daki seçmenler için verdiği vaatler, henüz oyun kullanılmasına tayin edici önemde değil. Ancak onları da gözetmeden geçemiyorlar. Özellikle bedelli askerlik öne çıkıyor. Sandık başına gelenler gelmeyenleri ilgisizlikle, toplumsal sorumluluğa karşı duyarsız kalmakla eleştiriyorlar.

8 Mayıs’tan bu yana HDP adına hergün konsoloslukta görev yapan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) üyesi Hamit Filiz, Köln’deki tabloyu şöyle özetliyor: “Hafta içinde gelenlerin sayısı az. İnsanlar çalıştığı için hafta içinde oy kullanmaya pek ilgi göstermiyorlar. Ancak hafta sonları katılım artıyor. Buna rağmen katılım beklenildiği gibi değil. Oy kullanma işlemi Almanya’da 31 Mayıs pazar günü tamamlanacak. Son haftayı herkesin iyi kullanması gerekiyor” diyor. Aynı şekilde HDP için sandık görevlisi olan Avrupa Göçmen İşçiler Federasyonu (AGİF) üyesi Ali Temel de, seçmenlerin konsolosluklara ulaşmak için sıkıntılar çektiğini, bir çoğunun oy kullanmak için konsolosluğa kadar gelmekten üşendiğini, HDP olarak her türden yardıma hazır olduklarını anlatıyor.

Köln’deki konsolosluk binası yanında kurulan bir çadırda HDP’li seçmenler biraraya geliyor. Çay ve kahve içerek sohbet ediyorlar. Başka bir deyişle, HDP kendisini oy kullanmaya gelen seçmenlere hissettiriyor. Bunun sandıklara ne kadar yansıdığını ise ancak 7 Haziran akşamı göreceğiz.

ORGANİZE SEÇMENLER”

8 Mayıs’tan bu yana Köln’deki oy kullanma işlemlerine bakıldığında asıl belirleyici olanın seçmenleri sandık başına taşımak olduğu görülüyor. Özellikle uzak bölgelerdeki seçmenleri taşıma kapasitesi en fazla olanların sandıktan da en yüksek oyu alacağı söylenebilir. Köln konsolosluğundan baktığımızda bu konuda HDP ve AKP’nin etkili olduğu somut olarak görünüyor.

AKP’nin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Almanya’daki uzantısı durumundaki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ni (DİTİB) kendisine üs edindiği belirtiliyor. Otobüslerin genellikle cami önlerinden kaldırıldığı görülüyor. Hatta cami yönetimleri tarafından parasız otobüs kaldırma kararı aldığı da ileri sürülüyor.

HDP’yi destekleyen güçler, son haftayı “Demokrasi Haftası” olarak ilan ettiler. Bunun için herkesi oy kullanmaya ve kullandırmaya çağırdılar. Zira, yurdışından HDP’ye gidecek her bir oy barajın yıkılması için büyük bir önem taşıyor.

YÜCEL ÖZDEMİR

CEMAAT MHP’Yİ Mİ İŞARET EDİYOR?

AKP ile çatışma halinde olan Gülen Cemaati’in bu seçimlerde hem Avrupa’da hem de Türkiye’de kime oy vereceği en büyük meraklardan birisi. Cemaat tarafından resmi bir görüş açıklanmasa da, oyların AKP’ye verilmeyeceği gün gibi ortada. Peki cemaat mensupları bu seçimlerde oyunu kime verecek? Köln Başkonsolusluğu önünde oy verdikten sonra mikrofonu uzattığımız ve sonradan cemaat sempatizanı olduklarını söyleyen iki seçmen oylarını MHP’ye verdiklerini hiç gizlemeden anlattılar. Gerekçeyi de “Hukuka saygılı bir parti” olarak gösterdiler. Bu tutumun merkezi mi yoksa bireysel mi olduğu konusundaki sorumuza ise genel yanıtlar vermeyi tercih ettiler. Ancak öyle anlaşılıyor ki, Gülen Cemaati’nin azımsanmayacak bir bölümü Avrupa’da oyunu MHP’den yana kullanacak.

 

Close