Written by 19:00 ÇALIŞMA YAŞAMI

Kimya işkolunda yaygın uyarı grevleri

Almanya’nın en önemli işkollarından biri olan kimya işkolunda TİS görüşmeleri devam ediyor. Bölgesel görüşmelerden sonra Almanya genelinde iki tur yapılan görüşmeden de sonuç alınamaması üzerine IG BCE 200’den fazla fabrika da işçileri uyarı grevine çağırdı. Üçüncü tur görüşmelerden önce 50 bin işçi uyarı grevi ve eylemlerine katıldı.

SİNAN ÖZBOLAT

Kimya işkolunda ücret toplu iş sözleşme (TİS) görüşmeleri devam ediyor. Geleneksel olarak birkaç bölgede paralel yapılan görüşmelerle başlayan kimya TİS görüşmeleri, bunların çıkmaza girmesiyle birlikte federal düzeyde devam ediyor. Bu kez de bölgelerde yapılan dokuz görüşme turunda bir sonuç alınamaması üzerine IG BCE ve Kimya İşverenleri Birliği BAVC arasındaki görüşmeler federal düzeyde sürdürülmeye başlandı.

50 BİN EMEKÇİ UYARI GREVLERİNE KATILDI!

Görüşmelerde yüzde 7 ücret zammı talep eden IG BCE ayrıca federal düzeyde imzalanan toplu ücret sözleşmesinin modernizasyonunu, sendika üyeleri için avantajlar talep ediyor. Sözleşmenin modernizasyonu ve sendika üyeleri için avantajların içeriği hakkında bilgi verilmedi.

Almanya genelinde 585 bin kimya işçisini kapsayan TİS görüşmeleri iki tur da federal düzeyde yapıldı ancak bu görüşmelerden de bir sonuç alınamaması üzerine IG BCE, 18 ve 19 Haziran günlerinde 200’den fazla fabrikadaki işçileri uyarı grevine ve eylemlere çağırdı. Yapılan uyarı grevi ve eylemlere ülke genelinde 50 binden fazla işçi ve emekçi katıldı.

IG BCE tarafından yapılan açıklamada, “Çağrımız 18-19 Haziran günleri için yapılmasına karşın ilaç üreticisi Merck çalışanları pazartesi günü şirketin Darmstadt’taki genel merkezi önünde bin işçinin katıldığı eylem yaptılar” denildi. BAVC’nin müzakere sorumlusu Matthias Bürk’ün bürosunun da bulunduğu Merck genel merkezinde yapılan eylemde konuşan IG BCE Darmstadt Bölge Başkanı Michael Reinhart, “Bu eylem, işverenlere, BAVC’ye ve müzakerecilere son derece güçlü bir sinyal oldu. Buradayız çünkü taleplerimiz var ve bunları elde etmek istiyoruz” dedi.

“SABRIMIZI ZORLUYORSUNUZ”

Kimya işçilerinin en büyük eylemi Ludwigshafen’deki BASF tekelinin önünde yapıldı. 5 binden fazla kimya işçisinin katıldığı uyarı grevinde konuşan IG BCE Yürütme Kurulu üyesi ve müzakere başkanı Oliver Heinrich, “Kararlılığınız için teşekkür ederim! Bu eyleminizle güçlü bir sinyal verdiniz. Bugün buraya bu kadar çok kişinin gelmiş olması, pazarlık komitesine müzakerelerin bir sonraki turu için ciddi bir destek anlamına geliyor. Taleplerimizin doğru ve gerçekçi şeyler talep ettiğimize inanıyoruz” dedi.

Yapılan bütün görüşmelerde işveren tarafının somut bir öneride bulunmamasını eleştiren Heinrich, “İşverenler durumu olduğundan daha kötü göstermekten ve her vesilede olumsuz sinyal vermekten vazgeçmeliler” dedi. “İşçilerin sabırları yavaş yavaş taşıyor” diye konuşan sendikacı, işveren tarafının somut bir teklifte bulunmasını talep etti. Heinrich’in verdiği bilgiye göre federal düzeyde 30 saatten fazla müzakere yapılmasına karşın işveren tarafı somut bir teklifte bulunmadı.

Konuşmasında kimya endüstrisinin iyi durumda olduğunu söyleyen Heinrich, “Sektör krizi geride bıraktı. Bu artık enflasyondan müzdarip olan kimya işçileri için de geçerli olması gerekiyor. Son yıllardaki enflasyon nedeniyle reel ücretleri 2016 yılı seviyesine geriledi. Bu durumu değiştirmeliyiz, bu nedenle ücretlerin artık önemli ölçüde ve kalıcı olarak artması gerekiyor” dedi.

GEREKİRSE GREVE ÇIKMALIYIZ!

Hamburg ve çevresindeki kimya fabrikalarında da yüzlerce işçi uyarı grevine çıktı. Bakır üreticisi Aurubis ve fren balatası üreticisi Federal Mogul’da çalışan işçiler, IGBCE’nin taleplerini bir kez daha kararlılıkla destekledi. Tüketici ürünleri grubu Beiersdorf ve bağlı kuruluşu Tesa’da, otomotiv tedarikçisi Yanfeng’de, balmumu üreticisi Hywax’ta ve özel kimyasallar üreticisi Allnex’te de eylemler gerçekleştirildi.

IGBCE Hamburg/Harburg Bölge Başkanı Jan Koltze mitingde yaptığı konuşmada, “İşverenlerden işçilerin taleplerini karşılayacak bir teklif bekliyoruz. Bu teklifin ücretleri artırmanın yanı sıra mutlaka bir sendika üyeleri için avantajları da içermeli” dedi.

Aurubis Sendika Temsilciliği (VKL) Başkanı Elissa Lo Coco, “Konut, yiyecek, ısınma ve gaz fiyatlarındaki artışlar cüzdanlarımızda açıkça fark ediliyor. Herkes fiyat artışlarını hissediyor, bu yüzden şirketin ayakta kalmasına yardımcı olsak bile oturup bunun yükünü tek başımıza çekemeyiz” dedi.

Federal Mogul İşyeri İşçi Temsilciliği (BR) Başkanı José Torres ise konuşmasında, “İşverenlere engelleme tutumlarından vazgeçmeleri gerektiğine dair açık bir sinyal gönderiyoruz. 30 Haziran’da barış yükümlülüğümüz (“Friedenspflicht”) sona erdiği gerçeğini ciddiye almalılar. Gerekirse greve başvurmalıyız. Çünkü biz mücadele ile güçleniyoruz” dedi.

Gazetemize bir açıklama yapan Federal Mogul BR üyesi Yaşar Çantay şunları söyledi: “TİS görüşmelerinde işçiler olarak üç talebimiz var. İlk talebimiz ücretlere yüzde 7 zam, ikinci talep olarak sendika üyelerine izin, ücret, vb. konularda ayrıcalık istiyoruz. Üçüncü olarak ise toplu ücret sözleşmesinin (“Bundesentgeldtarifvetrag”) modernizasyonunu istiyoruz. Şimdiye kadar merkezi düzeyde iki görüşme yapıldı ve sonuç alınamadı. İşveren tarafının hiçbir önerisi yok, sıfır zam dayatıyorlar. Biz de taleplerimizde ısrarcıyız 1 Temmuz’dan itibaren yıllar sonra süresiz greve çıkabileceğiz. Önümüzdeki hafta sonuç alınamazsa grev kaçınılmaz olacak. Söz konusu TİS olunca işçiler ortak hareket ediyor. Biz pazartesi günü (17 Haziran) düzenlediğimiz işyeri toplantısında işveren temsilcilerine kırmızı kart gösterdik. Çarşamba günü ise kapının önünde uyarı grevi yaptık. Katılım iyi oldu, öğlen vardiyasının yüzde 95’i katıldı diyebilirim.”

TİS görüşmeleri üçüncü turu 26 ve 27 Haziran’da Bonn yakınlarındaki Bad Breisig’de yapılacak.


‘KRİZDEYİZ – DAĞITACAK PARAMIZ YOK’!

Almanya genelinde 50 binden fazla kimya işçisi uyarı grevlerine katılıp ileri sürülen taleplerin arkasında durduklarını gösterirken işveren tarafı yakınmayı sürdürüyor.

Kimya sanayisinin ciddi bir krizlerle boğuştuğunu ileri süren BAVC, “Branşımızda konjonktürel ve yapısal kriz yaşanıyor. Almanya sanayisizleşme tehlikesi içindedir. Bu nedenle asıl hedefimiz üretim merkezini korumak ve sanayisizleşmeyi durdurmaktır” görüşünü savunuyor.

“ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”

BAVC tarafından, “Üretim merkezini Bölgeyi, sanayisizleşmeyi durdurun” (“Standort Schützen, De-industrialisierung stoppen”) başlığı altında yayınlanan bir açıklamada, “Alman kimya ve ilaç endüstrisinde bir toplu iş sözleşmesi turunun başlangıç noktası nadiren bu yılki kadar net olmuştur: Üretim 2022’nin başından bu yana yüzde 9 azaldı, hızlı bir iyileşme beklentisi yok ve tüm bunlar ‘sanayisizleşme’ terimini kabul edilebilir hale getiren yapısal bir değişimin ortasında gerçekleşiyor” denildi.

Geçen yıl tüm alt sektörlerde daha az üretildiğini ve daha az ciro elde edildiği belirtilen açıklamada, “Buna rağmen IGBCE, sendika üyeleri için yüzde yedi daha fazla para ve sosyal hak talep ediyor” denildi.

Açıklamada bir dizi gerekçeyi sıralayan BAVC, “IG BCE’nin talepleri ne kriz odaklı ne de mali açıdan uygulanabilir. Artışın olmadığı yerde, herhangi bir dağılım yapamayız. 2024 yılında, toplu iş sözleşmelerinin kriz modunda müzakere ediyoruz. Bu nedenle üretim merkezini korumaya öncelik vermeli ve başlamış olan sanayisizleşmeyi durdurmak için birlikte çalışmalıyız. İstihdamı bu şekilde güvence altına alabiliriz. Krizdeki bir sektörün kriz için bir toplu sözleşmeye ihtiyacı vardır” görüşlerine yer verdi.

Close