Almanya’da kiracıların gelirinin büyük kısmı ev sahiplerinin cebine gidiyor. Gelirlerin ortalama neredeyse yüzde 53’i kira giderlerine gidiyor. Kiracılar giderek daha fazla para ödeyerek çok pahalı, çok küçük ve çok bakımsız evlerde yaşıyorlar. Alman Kiracılar Birliği’nin (DMB) Perşembe günü yayımladığı bu yılki “Kira Raporu”na göre çözüm daha fazla sosyal konutta.
DMB Başkanı Melanie Weber-Moritz raporun sunumunda, büyük şehirlerdeki konut sıkıntısı ve bunun sonucunda oluşan fahiş kira fiyatlar en büyük sorun. Genel olarak 2013’ten bu yana mevcut kira fiyatları yaklaşık üçte bir oranında arttı. Aşırı pahalı olmasıyla bilinen Berlin’de ise son on yılda kiralar yüzde 107 artış gösterdi. Ücretlerdeki artış kira artışlarının çok gerisinde.
Tüm kiracı hanelerinin üçte birinden fazlası gelirlerinin yüzde 30’undan fazlasını barınmaya harcıyorlar. Yaklaşık yüzde 13’ünde bu oran yüzde 40’ın üzerinde. Artan konut yan giderleri ve özellikle ısıtma maliyetleri de bunda rol oynuyor. Halkın yaklaşık üçte biri gelecekte ev kirasını ödeyememekten endişe duyuyor.
Almanya’da nüfusun yarısından fazlası – yaklaşık yüzde 52,8 – 2024 yılında kirada yaşıyordu. Son beş yılda Almanya’da kiracı sayısı neredeyse üç milyon artarak 44 milyonun üzerine çıktı.
Fiyat gelişimi, mevcut konut stokunun yanlış dağılımına da yol açıyor. Her beş kiracıdan neredeyse biri AB tanımına göre aşırı kalabalık konutlarda yaşıyor. Mülk sahiplerinde ise bu oran yalnızca yüzde üç.
Aynı zamanda toplam nüfusun yaklaşık üçte biri “az kullanılan” konutlarda oturuyor. En zengin yüzde 20’nin ise yaklaşık yarısı az kullanılan konutları kullanıyor. Bu durumun çözümleri konuşulurken, DMB Başkanı Weber-Moritz sosyal konut inşasının arttırılması gerektiğini savunuyor. Konut şirketleri tarafından organize edilen “ev değiştirme” gibi seçenekler arzu edilse de pratikte hayata geçirilemedi. Ayrıca kısa süreli kiralama modellerine karşı daha kararlı adımlar atılması ve mevcut konutların tekrar normal kiralama piyasasına kazandırılması gerektiğini vurguladı.
Rapor ayrıca ciddi bir yapısal sorunlar da tespit etti. Nüfusun yaklaşık yüzde 16’sı sorunlu konutlarda yaşıyor. Bozuk çatılar ve duvarlardaki küfler bunların başında geliyor. Bu tür konutların oranı hızla artıyor. Üç yıl önce bu oran yüzde 12 idi. Çocuklu hanelerde oran yaklaşık yüzde 20. Raporun yazarı Gwendolyn Stilling, bu durumu “sessiz bir altyapı krizi” olarak nitelendirdi.
Melanie Weber-Moritz, konut krizini durdurmak için kararlı adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak, “Barınma bir insan hakkıdır ve federal hükümet, Almanya’da yaşayan tüm insanlar için uygun fiyatlı konutlar sağlamak için çok daha kararlı adımlar atmalıdır. Serbest piyasa tek başına bu sorunu çözemez“ dedi.
Kiracılar Birliği’nin temel talepleri arasında kira artışlarının daha sıkı bir şekilde denetlenmesi, daha iyi işten çıkarma koruması ve düzenli kiralama piyasasından daireleri çeken kısa süreli kiralamaların daha sıkı bir şekilde denetlenmesi yer alıyor.
Ayrıca, konut inşaatı konusunda bir hamle yapılması çağrısı yapılırken, 2030 yılına kadar sosyal konut stoğu iki katına çıkarılmalı ve her yıl, özellikle normal gelirli kişiler için 60.000 yeni uygun fiyatlı kiralık konut inşa edilmesi ve fiyat artışlarını sınırlamak ve uzun vadede istikrarlı kira koşullarını sağlamak için konut piyasasındaki spekülasyonların önlenmesini talep ediyor. (YH)

