YÜCEL ÖZDEMİR
Askeri harcamalar için kesenin ağzını sonuna kadar açan, sosyal alanlarda kısıtlamalar yapmak için “reform” adı altında düzenlemeler yapan işbaşındaki CDU/CSU-SPD koalisyon hükümeti, halk arasında militarist politikalara desteği artırmak için korkuları körüklemeye başladı.
Uzun süredir sık sık gündeme getirilen “Rusya’nın Almanya’ya saldıracağı” propagandası, 2 Ekim gecesinde Münih’te yaşananlardan sonra daha etkili bir şekilde kullanılmaya başlandı.
2 Ekim gecesi saat 20.00’den itibaren harekete geçen polis ve diğer güvenlik görevlileri Münih Havaalanı üzerinde insansız hava araçları dolaştığı bilgisini yaymaya başladılar. Bazı kişilerin ihbarda bulunması buna dayanak olarak gösterildi. Havaalanına iniş ve kalkışlar kısa sürede durduruldu. Basında yer alan haberlere göre 6 binden fazla yolcu bu uygulamadan ötürü mağdur oldu. Binlercesi de geceyi havaalanında geçirmek zorunda kaldı. Tam anlamıyla bir “tatbikat senaryosu” habersiz şekilde, önceden ilan edilmeden uygulamaya konuldu. Sonuçta fotoğraf ya da kamerayla bir insansız hava aracı (İHA) tespit edilemedi. Bir polis sözcüsü, “İHA’lar tespit edilemeden hemen bölgeden ayrıldılar” dedi. Ancak ayrıldığı ileri sürülen İHA’lar konusunda hiçbir somut bilgi ve veri ortaya konulamadı.
ORTADA İHA YOK AMA YASAL DEĞİŞİKLİK VAR
Ama tespit edilemeyen İHA vesile edilerek planlanan güvenlik tedbirlerinin hayata geçirilmesi için yasal düzenlemeler başlatıldı. Bunların başında, 2 Ekim’den altı gün sonra, yani 8 Ekim’de bakanlar kurulu tarafından polisin yetkilerinin arttırılması geliyor. Yeni yasaya, polisin yetkileri arasına havaalanları ya da demiryolu altyapısındaki alanlarında İHA’lara karşı savunma da eklendi. 30 yıllık Federal Polis Yasası’nda İHA konusu açıkça yer almıyor. CSU’lu Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, Federal Polis bünyesinde bir İHA savunma birimi kurulacağını açıklamıştı. Yasa gereği polis, uçan İHA’ları tehdit olarak gördüğü an vurabilecek. Böylece, Münih’teki senaryodan hemen bir sonuç alınmış oldu.
Münih’teki olaydan hemen sonra gündeme getirilen bir diğer önemli konu da İHA üretiminin artırılması ve bir merkezin kurulması oldu. Bu konuda da geniş bir uzlaşma sağlanmış görünüyor. Dolayısıyla değişik silah tekellerine yeni dron siparişi yapılacak. Kurulacak İHA merkezi için ise Bremen aday. Bu konuda da bir sorun görünmüyor.
‘ORDU İÇERİYE’ SESLERİ
Üçüncü önemli konusu ise Münih havaalanındaki gibi durumlarda ordunun iç güvenlikte kullanılması oldu. Siyasetçiler ve medya, polisin yeterli donanıma sahip olmadığını ifade ederek, bu gibi durumlarda ordunun harekete geçmesi çağrısı yaptılar. Basında yer alan haberlere göre, İHA araması sırasında Bavyera İçişleri Bakanlığı’nın talebi üzerine ordu havaalanının izlenmesine yardımcı oldu.
Daha önce de yoğun tartışılan ordunun iç güvenlikte kullanılması, bazı istisnai durumlar dışında mümkün değil. Ancak, son yıllarda yaratılan savaş histerisi ve yapılan savaş propagandası eşliğinde ordunun en azından belli alanlarda görevlendirilmesi de hükümetin hedefleri arasında. Konuyla ilgili yeni senaryolar ya da gelişmeler olduğu takdirde ordunun iç güvenlikte kullanılması ciddi bir gündem haline getirilebilir.
Daha önce “savaşa hazırlıklı olmalıyız” diyen Federal Savunma Bakanı Boris Pistorius (SPD) bu kez diğer siyasetçilere göre daha temkinli davrandı ve sükûnet çağrısında bulundu. Şu ana kadar somut bir tehdit olmadığını söyleyen Pistorius, Bundeswehr’in bu türden saldırılara yanıt verecek araçlara sahip olmasına rağmen, henüz gerekli tüm İHA’lara karşı savunma yeteneklerine sahip olmadığını belirtti. Bu nedenle İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in Federal Ordu’ya gelecekte sorumluluk verecek daha fazla manevra alanı sağlamayı amaçlayan Dron Savunma Yasası’na da destek verdi.
KORKULAR KÖRÜKLENEREK SAVAŞA DESTEK ARANIYOR
Birkaç gün boyunca histeriye dönüştürülen Münih’te tespit edilemeyen İHA üzerinden, iç güvenliği yeniden dizayn etmek için yasal düzenlemelere başlayan hükümet partileri, bununla elbette halk arasındaki korku ve endişeleri körükleyerek, savaşa desteği arttırmanın planını yapıyor. Burada hedefin, İHA’ların geldiği yönün Rusya olduğu da alttan alta işlendi. Dolayısıyla, “Münih’e kadar ulaşmayı başaran Rus İHA’larına karşı orduya destek vermek gerekiyor” fikri güçlendiriliyor. Benzer bir senaryo daha önce Polonya, Danimarka, Estonya ve Norveç’te de sergilenmişti.
Halbuki, günümüzde havada herhangi bir İHA görmek adeta sıradan bir durum haline geldi. Bir süredir değişik bölgelerde pilot uygulama olarak İHA’lar nakil aracı olarak kullanılıyor. Ayrıca, artık çok sayıda insan gökyüzünden fotoğraf çekmek amacıyla değişik boyutlarda İHA’lara sahip.
Alman Hava Güvenliği Dairesine göre, son yıllarda Alman havalimanlarında İHA’ların neden olduğu aksaklıklar önemli ölçüde arttı. Daire, ağustos ayı sonuna kadar 2025 yılında İHA’ların neden olduğu 144 aksaklığın kaydedildiğini açıkladı. Bir önceki yıl aynı dönemde ülke genelindeki havaalanlarında 113, 2023’te ise sadece 99 olay yaşanmıştı. Brandenburg polisi de bu yıl 84 adet kaynağı bilinmeyen İHA tespit etti. İçişleri Bakanlığı’na göre bu sayı 2024 yılının tamamında tespit edilen sayıdan 26 daha fazla. Bakanlığa göre izinsiz İHA faaliyetlerinin kamu güvenliği ve düzenini bozması halinde polis müdahale edebilir. Sadece BER Havalimanı çevresinde hava trafiği altı kez İHA’lar nedeniyle aksadı ve bu ciddi bir haber olmadı. Münih’teki de muhtemelen böyle bir olay gibi görünüyor.
Görünen o ki; sıradan bir durum devletin güvenlikten sorumlu birimleri ve siyasetçileri tarafından büyütülerek savaş provası ve propagandasına çevrildi. Kısa sürede yasal düzenlemeler için adımların atılması, bu konuda ön hazırlıkların yapıldığını da gösteriyor. Bu ortamda, korkuları arttırarak toplumu militarist politikalara hazırlamak ise aynı propaganda makinesinin öncelikleri haline gelmiş görünüyor. Bunun tersine çevrilmesi için ise öncesine göre çok daha güçlü bir aydınlatma çalışmasına ve mücadelesine ihtiyaç var. Aksi takdirde savaş planları yapanlar halkın desteğini arkasına alarak, savaş makinesinin daha hızlı çalışmasına yol açabilirler. (YH)
