Written by 11:38 uncategorized

Rostock’ta binler ırkçılığa karşı yürüdü

20 yıl önce Rostock-Lichtenhagen’da yüzlerce göçmenin yaşadığı binaya düzenlenen katliam girişimi, binlerce antifaşistin katıldığı bir gösteriyle protesto edildi. Anma etkinliği sırasında yapılan konuşmalarda, devletin ve güvenlik birimlerinin ırkçılıkla mücadelede Rostock’ta 20 yıl önce yaşananlardan ders çıkarmadığına vurgu yapıldı.

 

20 yıl önce, 22-26 Ağustos 1992 günleri arasında Mecklenburg-Vorpommern eyaletine bağlı Rostock kentinin Lichtenhagen semtinde neonaziler tarafından göçmenlerin yaşadığı ve bir bölümü sığınmacı yurdu haline getirilen “Ayçiçeği Evi”ne beş gün boyunca gerçekleştirilen ve çok sayıda Vietnam kökenli göçmenin yaralanmamasına neden olan saldırı, Almanya’da güvenlik birimlerinin, dolayısıyla devletin ırkçı cinayetler karşısında geçmişte ve bugün aldıkları tutumu özetler nitelikte.

Vietnamlı göçmenlerin ve sığınmacıların yaşadığı binaya beş gün boşunca polisin ve diğer güvenlik birimlerinin gözleri önünde saldıran yüzlerce neonazinin yaptıkları karşısında devletin takındığı seyirci tutumu, daha sonra yapılan ırkçı saldırılarda da kendisini başka şekillerde gösterdi.

Çok sayıda göçmenin yaralandığı saldırının 20. yıldönümünde Rostock’ta düzenlenen gösteri ve toplantılarda, devletin neonazilere karşı tutumunun bugüne aynı olduğuna işaret edilerek, buna örnek olarak da faşist NSU çetesinin gerçekleştirdiği cinayetler gösterildi.

Belediye binası önünde başlayan ve 6 bin 500 kişinin katıldığı ırkçılığa karşı gösteriye bu yıl Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da katılarak bir konuşma yaptı. Daha önce Rostock’ta papazlık yapan Gauck yaptığı konuşmada, “Demokrasinin cesaretli yurttaşlara ve yurttaşların da onuru ve canını koruyan bir devlete ihtiyacı var” dedi.

Polisin neonazilerin göçmenlere karşı yaptığı linç girişim karşısında seyirci kalmasına ve o dönem ülke genelinde sığınmacılara karşı yürütülen geniş kampanyaya değinmeyen Gauck’a göstericiler arasında tepki gösterildi. Bazı göstericiler cumhurbaşkanını “ikiyüzlü” diye bağırarak protesto ettiler.

25 Ağustos günü ise antifaşist örgütler, sendikalar ve partiler tarafından kurulan birlik tarafından gerçekleştirilen gösteride asıl olarak Almanya’nın sığınmacılar politikası hedefe konularak, Rostock-Lichtenhagen katliam girişiminden sonra sığınma hakkının fiili olarak ortadan kaldırılmaya çalışıldığına dikkat çekildi.

Yürüyüş sırasında sık sık ırkçılığa karşı sloganlar atılırken, “Irkçılık öldürür”, “Sorunun adı ırkçılık” şeklinde pankart ve dövizler taşındı.

Yürüyüş sırasında yapılan konuşmalarda, Almanya’nın sığınmacı politikası sert bir şekilde eleştirilerek, bugün de halen sığınmacıların toplu olarak yurtlarda tutulduğuna dikkat çekildi.

Konuşmalarda ve taşınan pankartlarda ayrıca, 8’i Türkiye kökenli olmak üzere 9 göçmen esnafı katleden neonazi çetesinin arkasında devletin güvenlik birimlerinin olduğuna da işaret edilerek, bir kez daha benzer katliamların olmaması için ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı etkili mücadele çağrısı yapıldı.

Polisin üç gün boyunca ırkçılarla antifaşist güçler arasında çatışma çıkabileceği gerekçesiyle yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü. (YH)

 

 

20 yıl önce ne olmuştu?

 

22-26 Ağustos 1992’de beş gün boyunca Rostock ve çevresinden gelen yüzlerce neonazi, Vietnamlı ve değişik ülkelerden gelen sığınmacıların yaşadığı büyük binaya saldırılar düzenlemişti. Saldırıdan sonra binaya giren bir ZDF kameramanı içeride yabancıların yaşadığı can korkusunu bütün ayrıntılarıyla belgelemişti.

Beş gün arka arkaya binanın önüne gelerek saldırıda bulunan Neonazilere karşı polis tam anlamıyla seyirci kalmıştı. Neonaziler son gün molotof kokteylleriyle binayı ateşe vermek istemiş, yüzlerce kişi son anda kurtarılabilmişti. Devletin ve bölgede yaşayanların seyrettiği bu cinayet girişimi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana gerçekleşen en büyük pogrom olarak biliniyor.

Olayın sorumlusu olarak gözaltına alınan iki ırkçı genç tecilli olarak 12 ve 18 ay hapis cezalarına çarptırılarak, katliam girişimi örtbas edilmeye çalışılmıştı. Olayda sorumluluğu olan dönemin emniyet müdürü ve eyalet içişleri bakanı daha sonra istifa etmişlerdi. (YH)

 

 

Kutu 2

DİDF: Irkçı şiddetin hafife alınmasına son verilsin

 

Rostock-Lichtenhagen’da 20 yıl önce neonaziler tarafından gerçekleştirilmek istenen katliam dolayısıyla bir açıklama yapan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Genel Başkanı Özlem Alev Demirel, ülkede artık ırkçı şiddetin hafife alınmasına son verilmesi çağrısında bulundu. Demirel yaptığı açıklamada, “20 yıl önce Rostock-Lichtenhagen’da olup bitenler maalesef tekil bir olay değildir. Solingen ve Mölln kundaklamalarını da unutmamak gerekiyor. 20 yıl aradan geçmesine rağmen bugün de bu türden saldırıların sorumluları cezasız kalabiliyor. En son NSU’nun işlediği cinayetlerde de görülebileceği gibi, Almanya’da ırkçı şiddetin kökleri oldukça derinlerde bulunuyor ve buna karşı güçlü bir mücadelenin sürdürülmesi gerekiyor” dedi.

Demirel yaptığı açıklamada devamla, herkesi 1 Eylül’de Dortmund’ta ırkçılığa ve savaşa karşı yapılacak gösteriye katılmaya davet etti. (YH)

Close