Written by 17:00 POLITIKA

Savaşla büyüyen canavar: Rheinmetall

YÜCEL ÖZDEMİR

Ukrayna savaşından beslenerek büyüyen silah tekellerinin başında Alman Rheinmetall geliyor. Sadece borsadaki hisselerindeki değer değişimime baktığımızda bu gerçek çarpıcı şekilde karşımıza çıkıyor. Savaş başlamadan bir gün önce, yani 21 Şubat 2022’de Rheinmetall’in borsadaki her bir hissesinin değeri 99,01 euro idi. Savaşın başladığı 22 Şubat’tan itibaren hisselerin değeri yükselişe geçti. Federal Meclis’in askeri harcamalar için 100 milyar euronun ayırdığı 27 Şubat günü, bir hisse 149,24 eurodan satıldı. Yükseliş trendi 29 Eylül 2025’te 1975,30 euro ile zirveyi buldu. Bu, savaşın başlamasından bu yana her bir Rheinmetall hissesinin yüzde 1995,2 değer kazandığı anlamına geliyor. Başka bir değişle savaş başlamadan 1000 euroluk Rheinmetall hissesi olan bir kişinin şimdi yaklaşık 20 bin eurosu var.

Rheinmetall, halen Avrupa’nın en büyük mühimmat üreticisi konumunda. 2023 yılında 7,2 milyar euroluk satış gerçekleştirirken, bu rakam 2024 yaklaşık 10 milyar euro oldu.

Durum bu kadar çarpıcı. Diğer silah tekellerinin hisse değerleri ve kar oranları, bu kadar yüksek olmasa da çok da farklı değil. Ama Rheinmetall’in yükselişi, bu tekellerin geçmişte ve günümüzde savaş ekonomisinde oynağı rol özel olarak ele alınmayı hak ediyor. Küçük şirketten dünya tekeline dönüşmesinin arkasında savaş suçları, sömürü ve faşizm yıllarında köle işçi çalıştırma bulunuyor.

DÜSSELDORF’TAN DÜNYAYA

Rheinmetall, 136 yıl önce, 13 Nisan 1889’da “Rheinische Metallwaren- und Maschinenfabrik Aktiengesellschaft” adıyla kuruldu. Hörder Bergwerks ve Hütten Verein tarafından Alman İmparatorluğu’na mühimmat üretmek amacıyla kurulan şirketin ilk fabrikası Düsseldorf-Derendorf’ta idi ve Aralık 1889’da üretime başladı. 1892’de çelik üretimi için Metallwerk Ehrhardt & Heye AG’yi satın aldı ve 1891-1892’de patentler elde etti. 1896’da Konrad Haußner’ın patentleriyle dünyanın ilk saha kullanımına uygun hızlı ateş eden topu tanıttı. Bu, kısa sürede ticari başarı getirdi. Şirketin erken dönemi, askeri teknolojilere odaklanarak gelecekteki karanlık rolünün temellerini attı.

1899’de bugün de en büyük fabrikasının bulunduğu Unterlüß’teki fabrika kompleksi kuruldu. Bölgede Alman ordusuna ait en büyük eğitim ve tatbikat alanının bulunması buna vesile olmuştu. Bu fabrikada daha sonra Birinci Dünya Savaşı sırasında esir düşen Fransız askerler çalıştırıldı.

Çeliğin işlenmesi sayesinde geliştirilen ateşli silahların ilk olarak yaygın çekilde kullanıldığı Birinci Emperyalist Dünya Savaşı sırasında Rheinmetall, Alman İmparatorluğu’nun en büyük silah tedarikçilerinden biri haline geldi. Çalışan sayısı kısa sürede 8 binden 48 bine çıkarken, Unterlüß’teki ana fabrikanın alanı dört katına çıktı. Savaştan yenilgiyle çıkan Almanya’ya Versay Antlaşması ile silah üretimini yasakladı. Bu yüzden şirket lokomotif, tarım makineleri ve daktilo gibi sivil ürünlere yöneldi, binlerce işçiyi işten çıkardı. 1921’de yeniden sınırlı silah üretimi başladı, ancak Düsseldorf fabrikası 1921 ve 1923-1925’te Belçika ve Fransız birlikleri tarafından işgal edildi.

1920’lerdeki ekonomik sıkıtılar nedeniyle Alman devleti, şirketin hisselerini ulusal güvenlik için stratejik öneme sahip olduğu gerekçesiyle satın aldı. Devlet yatırımı Rheinmetall’i istikrara kavuşturdu ve şirketin teknolojik ürünler geliştirmeye devam etmesini sağladı. 1933’te ise iflas eden Borsig lokomotif üreticisini satın alarak Berlin-Tegel fabrikasında üretim yapmaya başladı ve 1936’da Rheinmetall-Borsig AG adını aldı. 1930’ların ortalarında Alman Ordusu (Wehrmacht) yeniden silahlanmasıyla makinalı tüfekler, toplar, tanksavarlar ve uçaksavarlar üretti. 1937’de zırhlı araçlar için Alkett yan kuruluşunu kurdu. 1938’de merkez Berlin’e taşındı ve Almanya’nın ikinci en büyük silah şirketi oldu. Bu yıllar, Nazi rejimiyle olan yakın bağların başlangıcıydı.

FAŞİZME DESTEK VE KÖLE İŞÇİ ÇALIŞTIRMA DÖNEMİ

1936-1945 arası, Rheinmetall’in en karanlık dönemiydi. Şirket, uçaksavar topu, MG42 makinalı tüfeği, kendinden tahrikli havan topları gibi silahlar üretti. Üretim Düsseldorf-Derendorf, Berlin ve Unterlüß’de yapıldı. Faşizm yıllarında maksimum üretim yaptı.

Nazi döneminde Rheinmetall-Borsig AG, Alman devleti tarafından büyük ölçüde kamulaştırıldı ve ve Hava Kuvvetleri Bakanı Hermann Göring’e bağlıydı. Savaş nedeniyle üretim arttığı için çalışan sayısı 85 bine kadar çıktı. Ne var ki, savaş başladığında birçok çalışan askere alındı ve yerlerine kadınlar, Yahudiler ve esir alınanlardan oluşan “köle işçiler” getirildi. “Köle işçiler” arasında Batı ve Doğu Avrupa’dan deport edilen Yahudiler, Sovyet savaş esirleri de vardı. Unterlüß’te yaklaşık 5.000 yabancı köle işçi ve savaş esiri çalıştırıldı. Birçok mahkum öldü. Unterlüß’te zorunlu işçiler için bir kreş, doğum evi olarak kullanıldı ve çocukların öldürüldüğü bir merkez haline geldi. Bergen-Belsen toplama kampından getirilen Macar ve Yahudi kadınlar burada çalıştırıldı. Şirket, Hollanda, Fransa ve Polonya’daki işgal politikalarına katılarak tesisleri devraldı. Rheinmetall’in, Nazi dönemindeki rolünü incelendi, ancak tazminatlar sınırlı kaldı.

Esther Bejarano’nun daha sonra yazdığına göre, bütün bunları yapan Rheinmetall gerçek anlamda geçmişiyle yüzleşmeye yanaşmadı ve hiçbir işletmesinde bu karanlık tarihe dair bir anıt bulunmuyor. Rheinmetall’in rolünü anlatan ve 5 Eylül 2019’da Tannenberg Toplama Kampı’nda dikilen anıt kısa süre sonra tahrip edildi. Bir daha da dikilmedi.

SAVAŞ SONRASI YILLAR

İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın bitmesinden sonra Rheinmetall’in bir çok tesisi yok edildi. Batı müttefikleri (Düsseldorf, Batı Berlin, Unterlüß) tesisleri kontrol amacıyla mütevelli heyetine verdi, Sovyetler Birliği, doğudakileri kamulaştırdı. 1945’te Düsseldorf’ta sınırlı sivil üretim devam etti, ancak çalışanları büyük ölçüde işsiz kaldı. Doğu Almanya’da devlet şirketleri büro makineleri üretti, Batı’da 1950’ye kadar silah üretimi yasaktı. 1956’da Röchlingsche Eisen- und Stahlwerke GmbH, Rheinmetall’in çoğunluğu aldı, Borsig satıldı ve şirket Rheinmetall Berlin AG olarak yolunda devam etti. Bundeswehr’in kurulmasıyla savunma üretimi yeniden başladı, MG3 ile başlayarak büyüdü. 1960’larda tank bileşenleri geliştirdi.

Rheinmetall’in özelleştirilmesi 1960’larda da devam etti. Alman devleti şirket üzerindeki mali etkisini azalttı ve özel yatırımcılar kademeli olarak hisselerin çoğunluğunu devraldı.

Özelleştirme ilerledikçe, Rheinmetall tamamen bir silah şirketine dönüşmeye başladı. Şirket 1970’lerde ve 1980’lerde stratejik devralmalar ve birleşmeler yoluyla büyüdü. İki temel alana odaklanan bir kurumsal yapı ortaya çıktı: silahlanma ve otomotiv parçaları tedariki. 1986’da ise çeşitli bölümleri tek bir çatı altında birleştiren Rheinmetall AG kuruldu. Rheinmetall’in bu dönemdeki mülkiyet yapısı öncelikle kurumsal yatırımcılardan ve geniş bir hissedar grubundan oluşuyordu.

UKRAYNA SAVAŞIYLA GELEN HIZLI YÜKSELİŞ

Alman Borsa’sında yer alan verilere göre Rheinmetall’in hisselerinin yüzde 76’sı vergi mükellefi durumundaki tek tek bireylerin elinde. Bunların dışındaki en büyük yatırımcı ise yüzde 5,5 ile ABD’li yatırım tekeli BlackRock. Onu Fidelity Investment Trust ve UBS Group AG takip ediyor. Rheinmetall’in Almanya’da 41, Avrupa’da ise 40 ayrı üretim merkezi var.

2013 yılından bu yana Armin Papperger Rheinmetall’in CEO’su olarak görev yapıyor. Tekel, 2024 mali yılında 9,6 milyar euroluk satış gerçekleştirdi. Bunun yaklaşık yüzde 80’ini savunma bölümü oluşturuyor.

Gelişmeler, savaş ve silahlanma dönemlerinin Rheinmetall’i büyüttüğünü, Alman devletinin ise bu tekelli kendi çıkarları ve ihtiyaçları için hep koruduğunu gösteriyor. Bu nedenle savaştan beslenen şirket, ölüm kusan bir tekel halinde gelmiş durumda.

Close