Written by 14:53 POLITIKA

Trump, Ukrayna’da ‘NATO kozu’nu mu kullanıyor?

YÜCEL ÖZDEMİR / Köln

İkinci kez başkanlık koltuğuna oturan ABD Başkanı Donald Trump’ın taahhütlerinin başında Ukrayna savaşını en kısa zamanda bitirmek geliyordu. Seçim meydanlarında verdiği bu vaadi yerine getirmek için önce Rusya ile ABD arasında, sonra da ABD’nin gözetiminde doğrudan Rusya-Ukrayna görüşmelerinin yapılmasını sağladı. Ne var ki mayıs ayındaki İstanbul görüşmesinden bu yana barış konusunda somut bir ilerleme olmadı. Tersine savaş daha da kızıştı. Rusya’nın savaşın başlamasından bu yana en kapsamı hava saldırılarında bulunduğu, Batı medyasında sık sık yer alıyor. Rusya Lideri Putin’in, Trump’ın beklediği yönde ve hızda adımlar atmaması, bir tarafta süreci belirsiz bir hale getirirken diğer tarafta ise NATO’nun doğrudan savaşın parçası olmasını ciddi bir seçenek haline getirmiş durumda.

Trump geçen hafta yaptığı açıklamada “Putin’den memnun değilim. Açıkçası Putin bize bir sürü saçmalık söylüyor. Bize her zaman çok iyi davranıyor ama bunun anlamsız olduğu ortaya çıkıyor” demişti.

Patriotlar ABD’den, parası AB’den 

İki hafta önce Ukrayna’ya silah ve maddi yardım desteğini rafa kaldıran Trump, bu haftaya Ukrayna’nın istediği Patriot savunma sistemini verme kararını duyurmakla başladı.

Trump, bunların parasının ise AB’den alınacağını açıkladı. İlk olarak Almanya Başbakanı Friedrich Merz, geçen hafta Roma’da düzenlenen Ukrayna Yeniden İmar Konferansı’nda ABD’den Partiot sistemi satın alarak Ukrayna’ya vereceklerini söylemişti.

Patriotları satın alan NATO mu, AB mi?

Trump, Patriotların parasının AB tarafından verileceğini ilan etse de AB’nin ne böyle bir bütçesi ne misyonu var. Planın asıl sahibi NATO. NBC News’e göre NATO, geçtiğimiz cuma günü ABD’den Ukrayna’ya acil olarak mühimmat ve savunma sistemi ulaştırmasını istedi. Ancak NATO doğrudan sipariş verecek durumda olmadığı için ABD bunun için yeni bir prosedür oluşturulmasını istemiş. Prosedürün netleştirilmesi için NATO Genel Sekreteri Mark Rutte bugün (pazartesi) Washington’a gidecek. Özellikle Rutte’nin ziyareti kapsamında NATO’nun daha fazla ve daha açıktan Ukrayna’da taraf olarak Rusya’ya gözdağı vermesi seçenekler arasında. Bu da NATO’nun savaşta daha görünür olacağı anlamında geliyor. Önceki ABD Başkanı Joe Biden’ın yönetimi, Ukrayna sahasında NATO’yu doğrudan Rusya ile karşı karşıya getirmeme politikası izlemişti.

Trump perşembe günü NBC News’e verdiği demeçte, NATO’nun Ukrayna’ya vermek üzere ABD’den silah satın alacağını söylemişti. Bu durum, bugüne kadar izlenen politikada köklü bir değişikliğe gidilerek NATO’nun doğrudan savaşın parçası olması anlamına geliyor. NATO, Ukrayna’da taraf olmakla birlikte şimdiye kadar üyesi olmayan Ukrayna’yı askeri destek vermemişti. Bunun yerine ittifak ülkeleri kendi başlarına askeri yardımda bulunmuştu.

Trump aynı söyleşide “NATO’ya silah tedarik ediyoruz ve NATO bu silahların parasını yüzde 100 ödüyor” demişti. Trump’ın daha önce “parasını NATO verecek” dediği halde son açıklamasında bunu AB olarak dillendirmesi önemli bir fark. Bunda NATO üyesi birkaç ülkenin silahların satın alınmasını veto edebilme olasılığı da rol oynuyor. Ancak sonuçta parasının asıl olarak NATO üyesi AB ülkelerinin vereceği anlaşılıyor.

Alman basınında yer alan haberlere göre Trump’ın bu açıklaması ilk etapta iki Patriot sistemini içerebilir. Bu sistemlerden birinin Almanya, diğerinin Norveç tarafından alınarak Ukrayna’ya verilmesi planlanıyor. Her bir sistemin maliyetinin yaklaşık üç milyar ABD doları olacağı tahmin ediliyor. Norveç, Ukrayna’ya bir sistem daha hibe etmek istediğini Roma’da açıklamıştı. Ukrayna ise 10 adet Patriot sistemi talep ediyor. Almanya bugüne kadar Ukrayna’ya toplam 72 milyar avro mali ve askeri destek verdi. Almanya, daha önce Ukrayna’ya orduya ait üç adet Patriot sistemi vermişti.

Alman Savunma Bakanı Washington’da, Kellogg Kiev’de

Öte yandan Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da bu hafta Washington’a gidecek. Ziyaretin en önemli gündem maddelerinden biri Patriotlar olacak. Bir diğer kritik başlık ise, Tomahawk ve Kara Kartal gibi uzun menzilli füze sistemlerinin 2026’dan itibaren Almanya’ya yerleştirilmesi. Bu konuşlanma NATO açısından stratejik öneme sahip görülse de, Rusya tarafından tehdit olarak nitelendiriliyor.

ABD özel temsilcisi Keith Kellogg’un da bugün (Pazartesi) Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ziyaret etmesi bekleniyor.


Ukrayna’ya askeri gönderme planı

Bu arada Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer de Londra’da yaptıkları açıklamada Ukrayna için bir “barış gücü” oluşturma planlarının tamamlandığını duyurdular. Macron’a göre 30 ülkeden “yüzlerce asker” ateşkesin yürürlüğe girmesinden birkaç saat sonra Ukrayna’ya gidebilecek. Konferans sırasında İngiltere de Ukrayna’ya 19 yılda 5 bin uçaksavar teslim edeceğini açıkladı.


ABD’li ‘şahinlerden’ Rusya’ya büyük yaptırım önerisi

Rusya Lideri Putin’in beklenen uzlaşmaya yanaşmaması üzerine ABD’de Rusya’ya karşı daha sert yaptırımların hayata geçirilmesi de gündeme gelmiş durumda.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, haziran ayı sonunda Trump’ın yaptırımların sertleştirilmesi yönündeki tasarıyı desteklediğini ifade etmişti. Trump, tasarının Senato tarafından kabul edilmesini beklediğini de söyledi.

Graham’ın verdiği bilgiye göre, Rusya’dan mal alan ülkelere yüksek gümrüklerin konulması planlanıyor. Rusya ile ticaret yapan ülkelere yüzde 500 gümrük vergisi öneriliyor. Hindistan ve Çin, Rusya petrolünün yüzde 70’ini satın alıyor. Tasarının 84 senatör tarafından desteklendiği açıklandı. ABD Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı David Kramer, ABD’nin Hindistan ya da Çin’den gelen mallara yüzde 500 oranında ithalat vergisi uygulayabileceğine inanmıyor. Rusya’ya desteği sıfırlama adına atılacak bu adımın ABD ekonomisinin etkilenmesi en büyük endişe.

Close