Hükümetin „göç ve göçmen gerçeğini“ dikkate aldığını göstermek iddiasıyla başlattığı „uyum zirveleri, göçmen örgütlerin ‚İslamcı teröre‘ karşı yetkili makamlara nasıl destek olacağı, daha açık bir deyişle, ne tür bir muhbirlik yapacakları meselesinin görüşüldüğü buluşmaya dönüştü.
Böylece hükümet, göçmenlerin uyumu ve yerli halkla ilişkilerinin geliştirilmesi, ayrımcı ve ırkçı uygulamalarla mücadele gibi konular yerine uyumu, hukuksal yaptırımlar ve cezai tedbirlere indirgeye tutumuna, şimdi bir de „polisiye işbirliği“ni eklemiş oldu.
Bu yüzde Berlin’de İçişleri Bakanı başkanlığında toplanan zirveye „Önlem Zirvesi- Aşırılığa Karşı Güvenlik İçin İşbirliği“ adı verilmesi çok şaşırtıcı değil. Diyanet Işleri Türk Islam Birliği; Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi; Islam Kültür Merkezleri Birliği ve Boşnaklar Islami Birliği adlı kuruluşların katıldığı zirvede, „Radikal İslamcı hareketlere karşı hangi önlemler alınmali? Polis ve göçmen örgütler nasıl bir işbirliği yapmalı?“ gibi sorulara yanıt arandı.
TEPKİ VE ELEŞTİRİLER
Hükümetin korku politikalarıyla toplumu germeye, etnik ve dini farklılıklar üzerinden önyargıları beslemeye devam edeceği mesajı verdiği zirve muhalefet partileri ve demokratik kuruluşların eleştiri ve tepkisine neden oldu.
Çyle ki, zirveye katılan örgütlerden Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Ayman Mazyek bile ürkekçe de olsa eleştiri ve çekincelerini dile getirdi. Mazyek, „Müslümanlarla güvenlik sorununun bu şekilde birleştirilmesi, Alman toplumunun Müslümanlara karşı önyargılarını körüklüyor“ diye konuştu.
Sosyal Demokrat Parti Meclis Grubu Sekreteri, Thomass Oppermann da hükümeti, ülkedeki bütün Müslümanlari zanlı durumuna sokmakla suçladı.
Sol Parti’den Sevim Dağdelen ve Christine Bucholz ise, yaptıkları açıklamada, „hükümet gençlerin radikal İslami çrgütlere eğilim göstermesinden yakınıyorsa; öncelikle ülkedeki ırkçılık, işsizlik ve eğitimsizlik gibi konularla mücadele etmelidir. Halkın dini değerler üzerinden bölünmesine artık son verilmelidir“ diye tepki gösterdiler.
Zirvenin ardından konuşan İçişleri Bakanı ise, Almanya’nın uluslararasi terör örgütlerinin hedefindeki ülkelerden biri olduğunu öne sürerek; bu yüzden radikal İslamla mücadele koonusunda göçmen örgütlerle işbirliğinin önemli ve gerekli olduğu görüşünü tekrarladı. (YH)
Advertisement
