Written by 10:32 Allgemein

1 Mayıs değerleriyle daha ileri bir mevziye!

İhsan Çaralan

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs bütün dünyada kutlandı.

Ülkemizde de 2013 1 Mayıs’ı, dünya ülkeleri içinde herhalde en yaygın ve yüksek katılımlı kutlamalardan birisi olarak gerçekleşti.
MESS’le yaptıkları TİS görüşmeleri, uyuşmazlıkla sonuçlanan ve grev için gün sayan Türk Metal, Birleşik Metal-İş, Çelik-İş üyesi demeden on binlerce metal işçisi, bu sefer de 1 Mayıs alanlarında taleplerinde ısrar edeceklerini haykırdı. Bursa, İzmir ve Gebze’de 1 Mayıs kutlamaları metal işçilerinin yoğun katılımına sahne oldu.
Hemen hemen bütün 1 Mayıs gösterilerine “taşeronlaştırmaya, kuralsız çalışmaya sendikasız ve güvencesiz çalışmaya” karşı talepler damgasını vurdu.
Yine bölge illerindeki kutlamaların bu yıl, önceki yıllara göre çok daha yaygın ama aynı zamanda emek taleplerinin daha öne çıktığı kutlamalar olduğunu söyleyebiliriz. Diyarbakır’da iki bin dolayındaki tuğla işçisinin, ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle dün greve çıkarak 1 Mayıs’ı kutlamaları da bölgedeki işçilerin yakın gelecekteki tutumunun öncüsü olarak anlaşılması doğru olur.
Elbette “barış süreci”, 1 Mayıs alanlarındaki sloganlara, pankartlara çok yönlü olarak yansımıştı. Kürt halkının eşit hak ve özgürlük taleplerinin ifadesi olan talepler tüm bölge illerinde elbette çok vurgulu olarak ifade edildi. Ama bu sefer, 2013 1 Mayıs’ında batı illerindeki alanlarda da bu taleplerin hem işçi kortejlerinde “İş Barış Özgürlük” şiarıyla birleşen Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesiyle bağlantılı taleplerin pankartlara ve dövizlere dikkat çekecek biçimde yansıdığına tanıklık ettik.
“Bu tablo içinde İstanbul 1 Mayıs’ı nereye oturur?” dersek, herhalde olumlu anlamda herhangi bir yere oturtmak zordur! Bu yüzden de İstanbul 1 Mayıs’ı elbette ayrıca bir değerlendirmeye ihtiyaç duymaktadır.
İstanbul Valiliği’nin 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını yasaklaması karşısında sendikaların bir manevra yapma iradesini göstermemesi; Emniyet ve Valiliğin de İstanbul’da 1 Mayıs’ı bir kez daha kutlama olmaktan çıkarıp, toplumsal olaylar karşısında emniyet kuvvetlerinin kenti nasıl işgal edeceğinin provasının yapıldığı bir güne dönüştürmesine fırsat verdi.
Bu durumun elbette etkin sorumlusu İstanbul Valiliği ve arkasındaki hükümettir. Ama burada onlara vesile yaratan sendikacıların işçi sınıfının mücadelesinin ihtiyaçlarıyla belirlenen bir tutumla 1 Mayıs’ı kutlamak yerine çeşitli siyasi çevreleri tatmin etmeyi esas alan “fetişist”, “kutsal alancı” bir anlayışa sürüklenmesi kabul edilebilir bir mazeret olamaz, olmalıdır da. Bu yüzden sorunun bu yanının ciddi biçimde tartışılması son derece önemli ve belirsiz bir zamana ertelenemezdir.
Ancak İstanbul’da da 1 Mayıs sadece “çatışmalar”dan ibaret olmadı; Tuzla’dan Esenyurt’a kadar kentin birçok yerinde işçiler 1 Mayıs kutlamaları yaparak, tek seçeneklerinin 1 Mayısları “Taksim’le tıkayan” konfederasyonların yöneticileri ve çeşitli siyasi çevrelerin “çağrıları” olmadığını gösterdiler. Ki, gelecek yıllarda bu seçeneğin daha da öne çıkması şaşırtıcı olmayacaktır.
2013 1 Mayıs’ının diğer bir özgünlüğü de 1 Mayıs istismarcılığının had safhaya çıkmasıdır. Ulusalcıların İzmir ve Ankara’da ayrı mitingler düzenleyerek, 1 Mayıs’ı ulusalcı bir “bayrak mitingi”ne dönüştürme gayretlerine, Memur Sen’in Çanakkale’ye kaçarak 1 Mayıs’a “Çanakkale ruhu” üflemeye kalkması, TKP’nin kendi şenliğini “1 Mayıs kutlaması” ilan etmesi bu istismarcılığın geldiği boyutları gösterdi.
Bugün işçi sınıfı ve emek mücadelesi emek güçlerinin yeniden mevzilenmesini dayatmaktadır. 1 Mayıs, aynı zamanda bu güçlerin kimler olacağı ve nasıl mevzileneceğinin ipuçlarını da vermiştir. Bundan sonra nasıl bir tutum alındığı da ancak bu mevzilenme ihtiyacı değerlendirildiği ölçüde anlamlı olacaktır.
Bu yüzden “içeriden” ve dışarıdan yapılan engellere, mücadeleyi bölme çabalarına karşın 2013 1 Mayıs’ı, Türkiye ve dünyada İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü olarak, geçen yıllardan daha ileri bir çizgide kutlanmıştır, 2014’te daha da ileri bir mevziden kutlanacaktır.
2013’ün belirtileri bunu göstermektedir.

Close