29. Uluslararası Rosa-Luxemburg Konferansı 13 Ocak 2024 tarihinde Berlin’de „Dünyanın sahibi kim?“ sloganı altında gerçekleştirilecek. Bu soru, küresel güç dengesindeki köklü değişimi, küresel Güney’in – özellikle de ikinci büyük ekonomik güç olarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin – yükselişinin uluslararası ilişkilerde yol açtığı altüst oluşu yansıtacak şekilde ele alınacak. Dünyanın eski efendileri olan ABD liderliğindeki NATO devletlerinin artan militarizm, savaş çığırtkanlığı ve faşist kartını çekerek karşı koymaya çalıştıkları bir hegemonya kaybına dikkat çekilecek.
Bertolt Brecht yaklaşık 90 yıl önce yazdığı „Dayanışma Şarkısı“nda barış ve ilerlemeye yönelik akut tehditler üzerine düşünmüş ve şöyle formüle etmişti: “İlerleyin ve asla unutmayın ve soruyu somut olarak sorun, açlıktan ölürken ve yemek yerken: Yarın kimin yarınıdır? Dünya kimin dünyası?“
Bu satırlar güncelliğinden hiçbir şey kaybetmedi; aksine, sorulan sorular her zamankinden daha acil. Kapitalizm, insanlar ve çevre için tüm yıkıcı sonuçlarıyla birlikte engellenmeden hüküm sürmeye devam ederse dünyada ve özellikle dünyaya ne olacak? İklimi korumak için acilen ihtiyaç duyulan kaynakların bunun yerine silahlanmaya ve savaşlara aktarılması ne anlama geliyor? Konuşmacılar bu gelişmeleri durdurmak için hangi siyasi yaklaşımların ve bilimsel bulguların mevcut olduğunu araştıracaklar. Bunu yapmak için, sistemik soru hakkında, üretici güçlerin gelişimini azınlığın kârı yerine çoğunluğun çıkarları doğrultusunda kullanmak için farklı üretim ilişkilerine duyulan ihtiyaç hakkında görüş alışverişinde bulunulacak.
POLİTİK PROGRAM
Konferansta saat 11.00’den itibaren değişik konularda sunum ve ardından tartışmalar var:
Konu ve konuşmacılarsa şöyle:
Küba’dan bir temsilciyle; Batı emperyalizminin hegemonya kaybı: İç-emperyalist çelişkiler ve savaş.
Ignacio Ramonet (İspanya), gazeteci, medya bilimci ve küreselleşme-eleştirel ağ ATTAC’ın onursal başkanı/Aklın çöküşü, irrasyonalizm ve faşistleşme: iktidarı ele geçirmek için sağcı stratejiler
Theodora Pius (Tanzanya), ulusal çiftçi grupları ağında aktif/Çevresel yıkım, militarizasyon ve sosyal bozulma: neoliberal iktidarı sürdürmek için kaynakların sömürülmesi.
Fikrejesus Amahazion (Eritre), Afrika Boynuzu’nda araştırmacı, Afrika’nın kalkınması, insan hakları ve siyasi ekonomi konularında uzman/Başka bir dünya mümkün: herkesin yararı için tutarlı bir dekolonizasyon.
Sevda Karaca (Türkiye), Milletvekili ve Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı/Sistemik soruyu yanıtlamak: Bir alternatif olarak sosyalizm.
Torkin Lauesen (Danimarka), yazar ve 1970’ler ve 1980’lerde Küresel Güney’deki hareketleri destekleyen Blekingegade grubunun eski üyesi/Kum dişlilerin içine nasıl girer? Direniş, pratik dayanışma ve günümüzde anti-emperyalizm.
Yazar, siyasi mahkum Mumia Abu-Jamal’ın (ABD) mesajı/Yazar ve en başından beri Mumia aktivisti olan Julia Wright (ABD) tarafından takdim edilecek.
Orta Doğu’da adil bir barış için manifesto: Jeremy Corbyn (Büyük Britanya), İşçi Partisi eski lideri.
KÜLTÜREL PROGRAM
Etkinlikte politik programın ardından kültürel bir program da yer alıyor:
„Mumyalar. Rock grubu için kantat“ film uyarlaması, ardından Dieter Klemm (Floh) ve Claudia Opitz, Sebastian Köpcke (film yapımcısı) ile bir tartışma.
Görsel-işitsel konser: Daniel Osorio (Şilili besteci) ve Musikandes ile „Unutmuyoruz“
PANEL: SAĞI KİM DURDURACAK
Saat 18.30’dan itibaren ‘sağı kim durduracak?’ paneli yapılıyor.
AfD ve benzerleri sosyal demagoji ve barış söylemleriyle başarılı bir şekilde oy kazanıyor ve burjuva partilerini baskı altına alıyor. Aşırı sağcı güçlerin tehditkâr ilerleyişi ve gündemlerinin iktidar tarafından benimsenmesi nasıl durdurulabilir? Anti-faşistler şu anda hangi teorik ve siyasi ittifak zorluklarıyla karşı karşıya?
Gerd Wiegel/Siyaset bilimci, DGB federal yönetim kurulunda „Demokrasi, göç ve ırkçılık karşıtı politika“ bölüm başkanı; junge Welt yazarı Żaklin Nastić/BSW, 2017’den beri Federal Meclis Üyesi;
Alev Bahadır/Gazeteci, DIDF yönetim kurulu üyesi; Luca Stüven/Komünizm üzerine bakış açısı.
Panelin moderasyonu ise Stefan Huth (Junge Welt Genel Yayın Yönetmeni) tarafından yapılacak
Program hep birlikte Enternasyonal marşının söylenmesiyle sona erecek. (YH)
