“45 sene çalışıp, aidat ödeyenler 63 yaşında maaş kesintisi olmadan emekli olabilirler. Ve erken emekli olanların sayısı sürekli artıyor.” Genel kanı bu, ama doğru değil. Diğer bir gerçek ise yaşlı işçilerin sayısı sürekli arttığı… çalışmayı çok sevdiklerinden değil aldıkları emekli maaşı yetmeyeceği için iki milyona yakın emekçi çalışmak zorunda! Oysa gelişen teknoloji (üretkenlik artışı) sayesinde çalışma süreleri tam ücret karşılığı haftalık 30 saate düşürülebileceği gibi emeklilik yaşı da 60/55’e çekilebilir. Halk sağlığı açısından da bu gerekiyor!
Emeklilik konusu gündeme geldiğinde son 10 yıldır sürekli aynı şeyler tartışılıyor. Özellikle son birkaç yıldır BDA/BDI ve DIHK gibi sermaye örgütlerinin yanı sıra CDU/CSU, FDP ve Yeşiller partileri de emeklilik konusunda bilinçli olarak gündemi çarpıtıyorlar. Sermaye yanlısı araştırma enstitüleri de “bilimsel verilerle” çarpıtmaya destek oluyorlar.
KİM NE DİYOR?
Federal Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hubertus Heil, 5 Mart 2024’te yaptığı bir açıklamada, “Emeklilik sigortasına 45 yıl aidat ödeyenlerin daha erken ve maaşlarından kesinti olmadan emekli olabilirler. Yaş sınırını yükseltme yanlısı değiliz, bunu yapmayacağız” dedi.
Hükümetin emeklilik yasası reform taslağını (“Rentenpaket II”) kamuoyuna tanıtan Heil, emeklilik maaşının düzeyini uzun vadede “yüzde 48* seviyesinde” tutacaklarını da sözlerine ekledi. Heil böylece “yaşlılıkta yoksulluğun önüne geçeceklerini” iddia ediyor.
Baden-Württemberg Eyalet Başbakanı Winfried Kretschmann (Yeşiller) yaptığı bir açıklamada “çoğunlukla sağlıklı ve yüksek gelirli insanların 63 yaşında emekli olmasını kaldıramayız, buna bir son vermeliyiz” dedi.
FDP Başkanı ve Federal Maliye Bakanı Christian Lindner ise bir röportajında şunları söyledi: “Neden 63 yaşında emekliliği finanse etmek yerine insanları daha uzun süre çalışmaya teşvik etmiyoruz? Bu, nitelikli çalışanlar için bir hizmetten çıkarma primidir.” (“Stilllegungsprämie”)
Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) değişik düzeylerdeki politikacıları ve “Ekonomi Konseyi” gibi kurumları da “63’ünde emeklilik toplumsal refahı tehlikeye atıyor” diyerek “bu uygulamanın derhal iptal edilmesini” talep ediyorlar. Birlik Partileri’nin uzmanlarının başında ise eski sağlık bakanı Jens Spahn geliyor: “63 yaşında emeklilik refaha mal oluyor, gelecek nesillere yük oluyor ve yanlış teşvikler oluşturuyor. Bu uygulama derhal kaldırılmalı ve yerine malulen emeklilik için daha iyi bir emeklilik formüle getirilmelidir. Erken emekli olan vasıflı işçiler sanayide fena halde bir boşluk yaratacaklar.”
Benzeri eleştiriler sermaye kesiminden de geliyor: “Nitelikli eleman açığının her geçen gün büyüdüğü ve sosyal giderlerin her geçen gün yükseldiği bir dönem bu lüksü kaldıramayız. Erken emeklilik yasası kaldırılmalı.”
DEMAGOJİ YAPIYORLAR!
Heil’in “yaşlılıkta yoksulluğun önüne geçecekleri” iddiasının kocaman bir yalan olduğunu bilmeyen yok aslında. Resmi verilere göre 2022 sonunda 660 bin yaşlı emekçi 563 euro olan “temel geçim parası” (“Grundsicherung”) ile geçinmek zorundaydı. Fakat bu rakam tüm gerçeği yansıtmıyor: Almanya’daki emeklilerin yüzde 17,5’i (3 milyon) yoksullukla boğuşuyor!
Hükümetin hazırladığı “Rentenpaket II” kapsamında önümüzdeki yıllarda emeklilik sigortasına ödenen aidatların önümüzdeki yıllarda brüt ücretin yüzde 22,3’üne yükselmesi bekleniyor. Dolayısıyla işçi ve emekçilerin kesinti yükü daha da yükselecek ve yoksullaşma çalışırken başlayacak!
Birlik Partileri’nin Meclis Grup Başkanı Spahn’ın, “63 yaşında emeklilik refaha mal ve gelecek nesillere yük oluyor” sözlerinin hiçbir samimiyeti yok. Korona salgını döneminde kendine yakın olan işletmecilerden fahiş fiyatla (tanesi 5,40 euro!!) 100 milyon maske alınması talimatı vermişti. Toplamında 5 milyara yakın maske satın alınması talimatı veren Spahn’ın gelecek nesillerin sırtına yıktığı mali yükün haddi hesabı yok.
Sermaye örgütleri, FDP ve Yeşiller’in sözlerine teker teker yanıt vermek yerine şunları söylemek daha iyi olur: Bugün Almanya’da 63 yaşında kesintisiz emekli olmak mümkün değil! 45 sene aidat ödeseniz de bu mümkün değil! Bu sadece yasanın çıktığı 2014 yılında, 1951 ve 1952 yıllarında doğanlar için geçerliydi, daha doğrusu mümkündü.
Bugün emekli maşından kesinti olmadan tam yaşlılık emekliliği alabilmek için 45 yıl aidat ödeme zorunluluğu var. 1953-1963 yılları arasında doğanlar emekliliğe giriş yaşları kademeli olarak (Tabloya bkz.) yükseltiliyor. 1964 yılından sonra doğanlar için ise 45 yıl aidat ödeme ve 65 yaşına kadar çalışmak zorunluluğu var. Bu sistem, en az 45 yıl prim ödemiş ve belirli bir yaşa ulaşmış kişilere kesinti olmaksızın erken emeklilik hakkı tanımaktadır. Ve bugün üzerinden bu kadar demagoji yapılan, “63 yaşında emeklilik” terimi yanıltıcıdır, çünkü sadece 1953’ten önce doğanlar 63 yaşında kesinti olmadan emekli olabilmektedir. Daha sonra doğanlar için yaş sınırı kademeli olarak 65’e yükseltiliyor
“İsteyen” emeklilik maaşını pekâlâ 63 yaşından itibaren erken alabilir, ancak yüzde 14,4’e varan bir kesinti şartıyla! Erken emekli olduğunuz her ay için emekli maaşınızdan yüzde 0,3 kesinti yapılacak ve bu kesinti kalıcı olacak.
EMEKLİLİK YAŞI DÜŞÜRÜLMELİ!
Özellikle korona salgını sonra Almanya’daki ortalama yaşam süresi üç yıldır peş peşe kısaldı. İşçi emeklileri, emekliye ayrıldıktan sonra ortalama 15,9 yıl yaşarken bu rakam üst düzey gelirli devlet memurlarında 21,5 yıl. DIW tarafından 2021 yılında yapılan araştırmada (www.diw.de/) düşük ücretliler ve ağır işlerde (vardiyalı vb.) çalışanların yaşam sürelerinin daha da kısaldığı belirtiliyor.
Dolayısıyla olmayan bir uygulamanın (“63’te kesintisiz emeklilik) üzerinden politika yapmak yerine haftalık ve yaşam boyu çalışma sürelerinin düşürülmesi üzerine kafa yorulmalı. Özellikle sendikaların bu duruma müdahale etmeleri ve savunma pozisyonundan çıkarak işçi ve emekçilerin yaşam koşullarını iyileştirmek için ileri giden talepleri belirlemeleri gerekiyor.
1980-1990’lı yıllarda ağır işte ve vardiyalı çalışan erkek işçilerin 60’ında ve kadın işçilerin ise 55’inde hiçbir kesinti olmadan emekliye ayrılmaları sadece tartışılmıyor, talep olarak ileri sürülüyordu. Gelişen teknoloji (üretkenlik artışı) sayesinde bu talebi yerine getirmenin koşulları olgunlaştığı gibi genel halk sağlığı açısından da böyle bir talep gerekiyor!
* Hükümet, emekliye ayrılanlara ödenecek olan brüt emeli maaşın, çalışırken elde edilen ortalama brüt maaşın yüzde 48’inden daha düşük olmamasını hedefliyor. Geçtiğimiz yıl Almanya’daki ortalama brüt gelir 49 bin 260 euro düzeyindeydi. Buna göre elde edilecek emekli maaşı (bunun yüzde 48’i) 23 bin 644 euroya tekabül ediyor, bu da aylık 1970,40 euro brüt emekli maaşı anlamına geliyor. Ancak gerçek durum böyle değildi: 2023 yılında emekliler için ortalama brüt emekli maaşı aylık 1543 euro düzeyindeydi. Bu da hükümetin, ‘emekli aylığı seviyesinin’ diye açıkladığı rakamların tamamen matematiksel bir rakam olduğunu ve gerçek ödenen emekli aylığı miktarıyla bir ilgisi olmadığını göstermektedir.
Diğer yanda Almanya’da giderek daha fazla sayıda 63 ila 67 yaşları arasında insan çalışıyor. Sosyal güvenlik primine tabi olan bu yaştaki kişilerin sayısı 2020’de 1,31 milyon iken 2022 sonunda 1,67 milyona yükseldi – yaklaşık yüzde 27’lik bir artış.