Written by 13:10 uncategorized

AB’de banka denetleme tartışması

18-19 Ekim ‘de yapılan AB Zirvesi’ne, Almanya ile Fransa arasında bankaların denetlenmesi konusundaki tartışma damgasını vurgu. Fransa, daha önce AB Maliye Bakanları tarafından üzerinde anlaşmaya varılan bankaları denetleme sisteminin 1 Ocak 2013’ten itibaren yürürlüğe girmesini savunurken, Almanya buna karşı çıktı. Zirve bitiminde her iki ülkenin liderleri tarafından yapılan açıklamalarda uzlaşmanın sağlandığı ifade edilirken, tarih konusundaki belirsizliğe ise açıklık getirilmedi. Yeni düzenlemeye göre aşamalı olarak bankalar üzerindeki denetim yetkisi üye ülkelerin sorumluluğundan alınacak, Avrupa Merkez Bankası’na (AMB) devredilecek.

AB Komisyon Sözcüsü Olivier Bailly, AB maliye bakanlarının yasal çerçeve üzerinde 1 Ocak 2013′e kadar anlaşmaya varması gerektiğini, bankacılık denetleme sisteminin ise 2013 yılı içinde kademeli olarak faaliyete gireceğini kaydetti.

Fransa’nın başını çektiği Güney Avrupa ülkeleri, başlangıç tarihi için 1 Ocak 2013’te diretirken, Almanya ise düzenlemeler ve bunların hayata geçirilmesi için yeterli zaman ayrılmasında ısrar etti.

 

HANGİSİ DOĞRUYU SÖYLÜYOR?

Zirve sonrasında bir açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, bankaları denetleme sisteminin 1 Ocak 2013’te yürürlüğe girmeyeceğini söyleyerek, bu konuda bir uzlaşma olmadığını ifade etmiş oldu. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise bütün yasal çalışmaların Aralık sonuna kadar tamamlanacağını ve 1 Ocak 2013’de sistemin yürürlüğe gireceğini açıkladı. Zirve sonuç bildirgesinde ise bu durum “2012’nin sonuna kadar yasal sorunların giderilmesi gerektiği” şeklinde yer aldı.

Buna göre bankaların merkezden denetlenmesi konusunda yasal düzenlemelerin bu yılın sonuna kadar, hayata geçirmenin ise önümüzdeki yıl içinde söz konusu olabileceği belirtiliyor.

 

MALİ SERMAYEYİ KURTARMA PLANI

AB Zirvesi’nde karar altına alınan ancak yürürlüğe girme tarihi konusunda tartışmaların yaşandığı bankaları denetleme sistemi, asıl olarak içi boşaltılmış bankaların AB Mali İstikrar Mekanizması (EMS) tarafından kurtarılmasını öngörüyor. Buna göre, özellikle borç krizinin olduğu ülkelerde içi boşaltılan bankaların faturası da AB’nin kasasından, dolayısıyla halkın sırtından ödenecek.

Fransa ve diğer Güney Avrupa ülkelerinin, yeni bir “finans krizi”nin ortaya çıkmaması için bu denli acele ettiği tahmin ediliyor. Çünkü, özellikle Fransa, İspanya, Yunanistan ve İtalya’daki bankaların büyük borçlarla karşı karşıya olduğu ve her an patlak verebilecekleri biliniyor.

Euro Bölgesi üyesi olmayan İngiltere, Çek Cumhuriyeti ve İsveç yeni düzenlemelerin AB iç pazarını tehdit etmemesi güvencesi istedi.

Zirvede ayrıca bu kez ilk olarak, “Euro Bölgesi bütçesi”nden söz edilerek, bunun denkleştirilmesi gerektiği dile getirildi. Bu durum, AB’de fiili olarak bir bölünmenin olduğu şeklinde değerlendirildi.

Zirve öncesinde Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble tarafından gündeme getirilen “AB Tasarruf Komiserliği”nin kurulması ise zirvede gündeme getirilmedi.

 

YUNANİSTAN’A ÖVGÜLER DİZİLDİ

Öte yandan AB zirvesi sırasında Euro Bölgesi liderleri, Yunanistan’ın tasarruf ve reform çabalarını da övdü. Yunan halkının uyum programını hayata geçirmek için gösterdiği büyük çabanın farkında olduklarını ileri süren AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy “Yunanistan’ın bütçe ve yapısal reformları devam ettirmesi” gerektiğini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, Yunanistan Başbakanı Samaras’a “Yunanistan’dan yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz” dedi. Samaras da AB liderlerinin çağrısını “çalışkan öğrenci” edasıyla olumlu yanıt verdi. (YH)

 

Close