Written by 15:03 uncategorized

Adalet böyle olmaz, bu politika değişmeli!

Avrupa’nın birçok ülkesinde sosyal saldırılara ve hak gasplarına karşı günlerce genel grev, milyonlarca emekçinin katıldığı kitlesel gösteriler yapılırken Almanya’da sendikal cephede “yaprak kıpırdamıyor” izlenimi edinmemek işten bile değil.
Fakat bu tam gerçeği yansıtmıyor. Her ne kadar ülke Fransa, Yunanistan, Portekiz veya bir İspanya, İtalya gibi dev gösterilerle çalkalanmasa da Almanya’da da çok sayıda eylem ve etkinlik yapılıyor. Eylül ve Ekim aylarında birçok kentte yerel ve bölgesel girişimler, sendikal platformlar ve anti-kriz birlikleri tarafından eylemler düzenlenmişti.

“BİR MİLYON KİŞİYE ULAŞTIK”
Birleşik Hizmet Sendikası ver.di 24 Ekim’den bu yana neredeyse hergün yüzlerce kamu kurumunda ve özel sektöre bağlı işletmelerde hükümetin saldırılarına karşı işyeri toplantıları düzenliyor. Ver.di genel merkezinden yapılan çağrıda, “Dev bir gösteri yapıp işi noktalama yerine her gün birçok yerde kamu ve özel sektörde çalışan binlerce emekçiyi bilgilendiriyor, onlarla tartışıyor ve hükümetin sosyal hak gasplarına karşı mücadele etmeye çağırıyoruz” denildi.
Geçtiğimiz pazartesi gününe kadar 2 binden fazla işyeri toplantısı yapıldığı bildirilirken, “Bu süreç içinde 1,2 milyon kişinin etkinliklerimize katılmalarını sağladık. Eylemler son buluncaya kadar ver.di olarak 2 milyondan fazla emekçiye ulaşmış olacağız” denildi. Ver.di ilk eylemini 2 Kasım günü 2 binden fazla kamu emekçisinin katılımıyla Ulm’da düzenlendi.

IG METALL: HEDEFİMİZ  1,5 MİLYON
Metal işçilerinin sendikası IG Metall’de bu ayın başından beri işyerlerinde ve alanlardaki eylemlerini yoğunlaştırıyor. Eylül ve Ekim ayları içinde değişik bölgelerde binlerce metal işçisi üretimi durdurarak hükümetin sosyal hak gasplarını proteste etmişlerdi.
Almanya genelinde 2200 işyeri toplantısı yapmayı önüne hedef koyan IG Metall, bu arada taşeron işçiliğe, 67’de emekliliğe karşı çok sayıda eylem yapacak. Bunun yanı sıra hükümetin sağlık reformu saldırısı da sendikanın gündeminde bulunuyor.

KİMİN HÜKÜMETİSİNİZ?
6 Kasım günü DGB ve üye sendikalar tarafından ilk büyük gösteri 15 binden fazla emekçinin katılımıyla Hannover’de düzenlendi. Bütün işkollarından katılımın olduğu gösteride, nükleer atıkların Aşağı Saksonya’da depolanmasına karşı yapılan göstericilere yönelik bir de mesaj okundu. “DGB olarak mücadelenizi destekliyoruz” denilen mesajda, “Sendikalar, SPD/Yeşiller hükümet tarafından atom enerjisi kullanımından vazgeçilmesi yönünde alınan kararı destekliyorlar ve hükümetten enerji tekelleriyle yapılan anlaşmayı feshetmesini talep ediyorlar” denildi.
Daha sonra göstericilere konuşan DGB Başkanı Michael Sommer, “Bu hükümetin bugün cevaplaması gereken soruların başında kimin hükümeti olduğu sorusudur. Otel sahiplerinin mi, enerji tekellerinin mi yoksa bankerlerin ve spekülatörlerin hükümeti misiniz? Yaşananlar bir Avrupa demokrasisinde mi yoksa Latin Amerika’da bir muz cumhuriyetinde mi olduğumuzu sorgulamamıza neden oluyor” dedi.
Hükümet partilerinin politikalarıyla ülkeyi böldüğünü ve batırmaya aday olduğunu söyleyen Sommer, “İnsanlara karşı politika yapamazsınız, insanlar bunu kabullenmeyecekler” dedi.
“Eğer hükümet bu protestolara aldırmayabileceğini, öfkenin dinmesini bekleyebileceğini düşünüyorsa, o zaman bu hükümet büyük bir yanılgı içindedir. Eğer sermaye atın sırtında ben varım, ayak takımına dilediğimi yaptırırım diye düşünüyorsa o zaman onlarda büyük bir yanılgı içindeler” diye konuşan Sommer, “Her ikisi de şunu çok iyi bilmeli: Yaşanan durumu hiçbir zaman içimize sindirmeyeceğiz. Sermaye ve hükümetin işbirliğine karşı mücadele edeceğiz. Geri adım atmayacağız, çünkü biz çalışan insanların çıkarlarını savunmak ve sosyal ilerlemeyi gerçekleştirmek için yola çıktık” dedi.

ÖĞRENCİLER GREVE HAZIRLANIYOR
Sendikalar önümüzdeki günlerde eylemlerini alanlarda sürdürecekler. 13 Kasım’da Dortmund, Stuttgart, Nürnberg ve Erfurt şehirlerinde kitlesel gösteriler yapılacak. 18 Kasım günü ise Kiel’de dev bir gösteri yapılması planlanıyor.
Bu arada kriz karşıtı birliklerin eylemleri de devam ediyor. Bunlardan en önemlisi olarak ise 26 Kasım günü “Federal Meclisi abluka altına alma” eylemi gösteriliyor. Bilindiği gibi 26 Kasım günü Federal Meclis Tasarruf Paketi’ni son kez meclisin gündemine alma ve oylamak istiyor.
Sendika merkezleri şimdiye kadar 26 Kasım eylemine katılma konusunda bir açıklama yapmazlarken öğrenci birlikleri, eyleme destek kararı aldı.
26 Kasım günü “Tasarruf paketine karşı öğrenci grevi” örgütleme kararı alan öğrenciler, Berlin/Brandenburg bölgelerindeki öğrencileri kitlesel olarak meclisini önüne gelmeye çağırdılar. (YH)

Bsirske: Politik grev yasağı kaldırılmalı!

Birleşik Hizmet Sendikası Genel Başkanı Frank Bsirske, “Almanya’da politik grev hakkına ihtiyaç var” dedi. Politik grev yasağının 1955’lere dayandığını hatırlatan Bsirske, “Bugün çok farklı bir durumdayız” dedi.
“Almanya tarihinde bir kez genel grev yaşandı – tam 90 yıl önce. Ve bu grev Weimar demokrasisini birkaç yıllığına korudu” dedi.
Hamburger Abendblatt gazetesine demeç veren Bsirske, sendikanın işyerlerinde yaptığı etkinliklerde işçilerin kendilerine, “bizde en azından bir kere böyle mücadele etmeliyiz” dediklerini söyleyen Bsirske, “Fransa’daki protesto kültüründen öğreneceğimiz çok şey var” dedi.
LAFONTAİNE: AVRUPA’DA NORMAL BİR HAK
Sol Parti eski başkanı Oskar Lafontaine, aynı gazeteye verdiği demeçte Bsirske’ye destek çıktı. “Politik grev hakkı bugün Avrupa’da normal bir haktır” diye konuşan Lafontaine, “Çalışan insanların sosyal devletin tavsiye edilmesine karşı etkili araçlara ihtiyaçları var. Buda politik grev hakkıdır” dedi.

“SINIF MÜCADELESİNE GEREK YOK”
Bsirske’yi açıklamalarından dolayı eleştiren CDU Genel Sekreteri, “Ekonominin canlandığı, işsizliğin azaldığı ve işçi ücretlerinin arttığı bir dönem politik genel grevin legalleştirilmesi üzerine tartışma yapmak yersizdir. Bsirske gibi sınıf mücadelesi teorisi yapmak yerine el ele vermeliyiz” dedi.

Close