Almanya’da Federal İdare Mahkemesi, eşin Alman vatandaşı olması durumunda aile birleşimiyle gelecek olan kişi için istenen, yeterli derecede Almanca bilme şartına sınırlama getirdi. Buna göre, Almanca bilmeyenler en fazla bir yıl bekletilebilecek.
Kassel’de bulunan Federal İdare Mahkemesi, evlilik yoluyla Almanya’ya gelecek eşlere uygulanan Almanca şartına sınırlama getirdi. Mahkeme tarafından 4 Eylül günü verilen kararda, eşi Alman olan bir yabancının Almanca gerekçesiyle en fazla bir yıl bekletilebileceği, bu sürenin bir yılı aşması durumunda vizenin verilmesi gerektiği ifade edildi.
Bir Afgan kökenli Alman vatandaşının açtığı davayı görüşün Federal İdare Mahkemesi, “BVerwG 10 C 12.12” nolu kararıyla, Alman vatandaşlarının aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelecek eşlerin en fazla bir yıl süreyle dil bilmedikleri gerekçesiyle vize taleplerinin reddede dilebileceğini, vize için bekleme süresi bir yılı aşanların ise aile birleşimi vizesi almaya hakkı olduğuna hükmetti.
UYGULAMA YASA VE ANAYASAYA AYKIRI
2007 yılında CDU/CSU-SPD koalisyon hükümeti tarafından yürürlüğe konulan yeni İkamet Yasası, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerde evlenenlerin eşlerini Almanya’ya getirmelerine belirli seviyede Almanca bilme şartı getirmişti. Bunun üzerine, Goethe Enstitüsü tarafından eşlerin geldiği ülkelerde sınavlar yapılıyordu. Sınavı başaramadığı için eşinden ayrı başka bir ülkede yaşayan, hatta çocuk sahibi olan eşlerin yaşadığı mağduriyet pek çok kez basına da konu olmuştu.
İdare Mahkemesi’nin verdiği kararda Alman eşin evliliğini Almanya dışında sürdürmesinin Anayasa’nın 11’inci maddesindeki „Dolaşım Serbestliği“ gereğince ‚Almanların Almanya’da ikamet hakkına aykırı‘ olduğuna işaret etti.
Mahkeme, ayrıca kişinin Alman vatandaşlığının yanı sıra başka bir vatandaşlığa daha sahip olmasının da bu durumu etkilemeyeceğine hükmetti. Mahkeme kararında, „Alman vatandaşının eşi, geldiği ülkede tüm çabalarına rağmen Almanca öğrenemiyorsa veya bir yıl içinde dil öğrenemediyse aile birleşimi başvurusu kabul edilmeli“ denildi.
Eşlerden birisinin Alman olmaması durumunda ise bugüne kadar sürmekte olan uygulamaya devam edilecek.
ELEMECİ UYGULAMA İFLAS ETTİ
İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı değerlendiren Sol Parti Federal Parlamento Grubu Göç ve Uyum Politikası Sözcüsü Sevim Dağdelen, “kararla birlikte daha önce Büyük Koalisyon tarafından aile birleşimi konusunda alınan karar iflas etmiştir. Çünkü bu ülkede yaşayan göçmenlerin yaklaşık yarısı Alman vatandaşıdır ve aile fertlerini artık daha kolay bir şekilde yanlarına getirebilecekler” dedi.
Kararın bugünkü uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelmediğine de dikkat çeken Dağdelen, bu konuda mahkemeyi eleştirerek, “En doğru olan bu ayrımcı ve sosyal elemeci uygulamanın tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bu nedenle İdare Mahkemesi, Avrupa Adalet Divanı’nın kararını beklenmeden gerekli adımları atmalı ve aile birleşiminin önünü koşulsuz bir şekilde açmalıydı” dedi.
KILIÇ: HÜKÜMETİ UYARMIŞTIK
Yeşiller Partisi Federal Meclis Grubu Göç Politikası Sözcüsü Memet Kılıç da kararla ilgili yaptığı açıklamada, mahkemenin kararını olumlu bir adım olarak değerlendirdi. 2007 yılında yasanın Anayasa’ya aykırı olduğunu bile bile çıkarıldığına işaret eden Kılıç, “O dönemde içişleri komisyonunda bilirkişi olarak görev aldım. Bu sorunu dile getirmiş ve hükümeti uyarmıştım. Fakat uyarılarımız dikkate alınmadı. Dil ve eğitim durumunun, eşlerin önüne aile birleşimi şartı olarak konulmasının Anayasa’ya aykırı olduğu yolundaki görüşümüzü, Federal İdare Mahkemesi aldığı bu son kararıyla teyit etmiş oldu” dedi. (YH)
KADIN ÖRGÜTLERİNDEN TEPKİ
Kızgın taşın üstüne bir damla su!
“Dil yeterliliği” şartının sınırlandırılmasını kadın örgütleri yetersiz buldu. Merkezi Frankfurt’ta olan İki Uluslu Aileler ve Eşler“ (iaf) derneği ve „Göçmen Kadınlar Birliği“ kararı yetersiz bularak eleştirdiler ve yaptıkları basın açıklamasıyla aile birleşiminde istenen dil yeterliliği koşulunun tamamıyla kaldırılmasını talep ettiler.
Göçmen Kadınlar Birliği yaptığı açıklamada, dil yeterliliği koşulunun yürürlüğe konulduğu 2007 yılından beri göçmen kadınların durumunun kötüleştiğini ve esasında bu kararın Anayasa’ya aykırı olduğunu, Anayasa’nın „evliliğin ve ailenin korunması“ içerikli 6. maddesine ters düştüğünü ve kadınları şiddetten korumadığını ifade etti.
Göçmen Kadınlar Birliği ayrıca, bu durumdan etkilenenlerin ülkelerinde dil öğrenirken yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Açıklamada, „başka bir ülkede Almanca öğrenmek bir çok güçlüğü aşmaya bağlıdır“ denildi. Kursların fiyatına ve her bölgede kurs verilmesinin olanaksızlığına ve kurs yapmak zorunda olanların sosyal durumlarına dikkat çekilen açıklamada, birçok kişinin bu güçlükleri aşamadıklarına dikkat çekildi.
Göçmen Kadınlar Birliği, Almanya’ya gelecek göçmenlerin sosyal durumlarına göre elenmesini de eleştirdi ve dil yeterliliği koşulunun kaldırılmasını, bunun yerine çocuk bakımının yapıldığı Almanca kurslarının Almanya’da yaygınlaştırılmasını istedi. (YH)