İktidardaki Hıristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) yine dil sorununu kullanarak göçmenlere yönelik önyargıları arttırmaya çalışıyorlar.
21 Şubat Uluslararası Anadil Günü vesilesiyle bir konferans yapan Birlik partileri, „Almanya’nın dili Almanca’dır“ ifadesinin anayasada yer almasını istediler.
Hıristiyan Birlik Partileri Meclis Grubu tarafından“Dil vatandır“ başlığını taşıyan toplantıya katılan Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Almanya’da çok dilliliği desteklediklerini ancak, göçmen kökenli çocukların öncelikle Almanca öğrenmesi gerektiğini de vurguladı.
Hıristiyan Birlik partileri Meclis Grubu, konuyu meclisin gündemine getirmeyi de hedefliyor. Almanya dışında Almanca’nın yaygınlaştırılması için çaba gösterilmesini talep eden Hrıstiyan Birlik, ülke içinde de göçmenlerin Almanca’ya hâkim olmasını sağlayacak önlemlerin alınmasını istiyor. Bunun yanı sıra „Almanya’nın dili Almanca’dır“ ifadesinin anayasada yer almasına ilişkin tartışmaların da önümüzdeki dönemde yoğunlaşması bekleniyor. Alman Meclis Başkanı Norbert Lammert (CDU) de, bu ifadenin anayasada yer alması gerektiğini savunanlardan. Lammert, „Dil Vatandır“ başlığını taşıyan kongrede yaptığı konuşmada, „eğer ‚bu ülkenin dili Almanca’dır‘ ifadesi açık bir şekilde anayasamızda yer alsaydı, Berlin’deki okullarda, ‚göçmen çocukları Almanca öğrenmeye zorlayabilir miyiz‘ yönündeki saçma tartışmayı yaşamazdık“ diye konuştu.
Nüfusun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan göçmenlerin Almanca bilmesinin önemine işaret eden Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer (CDU) ise, ortak dilin Almanca olması gerektiği görüşünde. „Çünkü göçmenlerin çoğu hâlâ Almanca bilmiyor. Bu nedenle de iletişim kurma olanağı bulunmuyor, ki iletişim karşılıklı anlayışın başlangıcıdır“ diyen Böhmer, bu yüzden ortak bir dil konuşulmasının çok önemli olduğunu vurguladı.
OKUMA YAZMA BİLMEYEN
ALMANLAR?
Göçmenlerin Almanca öğrenmesini desteklemek için görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyip bunu politik malzeme olarak kullanan hükümet, gçteiğimiz günlerde açıklanan bir araştırmanın sonuçları karşısında acaba ne diyecek!
Araştırmaya göre ülkede ciddi derecede okuma yazma sorunu yaşayanların sayısı 7,5 milyon. Okuma yazması hiç olmayanların sayısı ise 300 bin. Okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 60’erkek, yüzde 40’ı kadın olurken okuma yazma bozukluğu olanların yüzde 12’sinin bir okul diplomasına sahip olması dikkat çekiyor.
Politikacılar ve yetkililer Almanca’nın önemi üzerine bol bol nutuk atıyorlar ama ülkede bu kadar insanın okuma yazma güçlüğü çekmesi, hükümetin sadece göçmenleri değil yerli halktan milyonlarca yoksul insanı da ihmal ettiğini ortaya koyuyor. (YH)
Advertisement
