Written by 10:14 HABERLER

Almanya’da eğitim düzeyi gelirle doğru orantılı

Semra Çelik / Hamburg

Almanya’da her zamankinden daha fazla insan üniversite veya yüksek lisans derecesi alıyor.  Ancak son OECD raporuna göre her zamankinden daha az kişi üniversite giriş yeterliliği (diploma) (Abitur) veya mesleki eğitim alıyor. Bu durum, sonraki kariyerler ve buna bağlı gelir durumu üzerinde ciddi sonuçlar doğuruyor. Kuruluş, salı günü sunulan “Eğitime Bir Bakış” çalışmasının bu temel bulgularını “özellikle endişe verici” olarak nitelendiriyor. Rapora göre, 2024 yılına kadar 34 yaşına kadar olan genç yetişkinlerin yüzde 40’ı “üçüncül eğitim” (üniversite veya eşdeğeri) almış durumda. Bu da 2019’a kıyasla en az yüzde yedilik bir artış anlamına geliyor (OECD ortalaması yüzde 48). Bu sürede, mesleki yeterliliği olmayan gençlerin oranı – trendin aksine – yüzde 13’ten yüzde 15’e yükseldi.

Hiçbir diploma işsizliğe karşı koruma sağlamasa da daha yüksek diplomalar önemli ölçüde daha yüksek gelirlerle ilişkilendirilir. Üçüncül yeterliliğe sahip kişilerin gelirleri, temel mesleki eğitim gibi ikincil yeterliliklere sahip olanlardan tam yüzde 50 daha yüksektir. Bu durum Almanya’yı yüzde 54’lük OECD ortalamasının altına düşürüyor. İşgücü piyasası, mesleki bir yeterlilik almadan eğitim sisteminden ayrılanlar için kritik hale gelmektedir. OECD’nin genel verilerine göre, bu kişilerin işsizlikle karşılaşma olasılığı neredeyse iki kat daha fazladır.

Bu sadece resmi diplomalar ve sertifikalarla ilgili değil.

OKUMA YAZMA ZORLUĞU DA GÜNDEMDE

OECD araştırması ayrıca okuma becerisi de dahil olmak üzere gerçek beceri edinimine ilişkin veriler de toplamakta. İncelenen tüm ülkelerde düşüş eğilimi görülmektedir. Yetişkinlerin giderek artan bir oranı, yalnızca bilindik konulardaki kısa ve kolay metinleri anlayabilir. Almanya’da bu, 25-64 yaş arası nüfusun yüzde 23’ü için geçerli. Bu oran, OECD ortalaması olan yüzde 27’nin altında kalsa da Almanya eğitim seviyeleri arasındaki eşitsizlikler açısından bu alanda lider baş sırada. Başka hiçbir üye ülkede, yükseköğretim görmüş olanlar ile ortaöğretim görmemiş olanlar arasındaki test sonuçları arasında bu kadar büyük bir fark yok.

Bu arada ebeveynlerinden en az biri üniversite mezunu olanların yaklaşık yüzde 60’ı aynı zamanda yükseköğretim de tamamlamışken, ebeveynleri ortaöğretimi tamamlamamış olanların oranı yüzde 20’nin biraz üzerinde ve önemli ölçüde daha düşük. Özellikle eğitim seviyeleri arasındaki gelir eşitsizliği göz önüne alındığında, bu durum eğitim sisteminin toplumsal eşitsizlikleri yeniden üretmedeki rolünü vurguluyor.

SENDİKADAN ELEŞTİRİ

Eğitim ve Bilim Sendikası GEW Başkanı Maike Finnern, rapor hakkında yaptığı açıklamada, “Almanya fırsat eşitliği konusunda başarısız olmaya devam ediyor” dedi. Sendikacı, siyasetçilerin eğitim sistemini destekleme konusunda çok az şey yaptığını ve 2015 yılında gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 10’unun finansmana katkıda bulunma yönündeki gönüllü taahhüdünün yerine getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

BAKAN MEMNUN

Üniversiteleri de kapsayan Federal Araştırma Bakanı Dorothee Bär (CSU), raporun sunumunda STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) olarak adlandırılan alanlardaki büyümeyi kutladı. Raporda, Almanya’nın bu alanda belirgin güçlü yönleri ortaya konuldu ve bu güçlü yönler yabancı öğrenciler için de cazip. Bakan, ABD hükümetinin ülkenin akademik ortamına son dönemdeki müdahaleleri ışığında, araştırmacıları Almanya’ya çekmek için artan fırsatlar gördü. Aynı zamanda, “tamamen transatlantikçi” biri olarak, ABD’ye karşı aşırı agresif görünmek istemediğini de belirtti. Fırsat eşitsizliği konusunda gelecek yıl için planlanan BAföG (öğrenci bursu) reformuna da dikkat çeken bakan, çoğu genç yetişkinin geri ödeme ve dar değerlendirme limitleri nedeniyle caydırılacağından söz etmedi.

Close