Written by 15:01 uncategorized

AMB, bankaları kurtarıyor!

Yunanistan’a bir kredi paketi hazırlamak ayları, hatta neredeyse yılları alırken Avrupa’nın bankalarına adeta sınırsız, düşük faizli kredi musluğu açılmış durumda.

 

Birkaç hafta içinde Avrupa bankalarına toplam 1,020 trilyon Euro’yu (Aralık sonu 490 milyar, Şubat sonu 530 milyar) yüzde 1 faiz karşılığı üç yıllığına (1134 gün!) veren Avrupa Merkez Bankası (AMB), “Bu önlemlerle piyasalardaki nakit sıkıntısını gidermeye ve bankalar arası güven ortamını sağlamaya çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.

 

BANKALARA NEDEN PARA LAZIM?!

Yunanistan’a “yardım” adı altında yüzde 5 faiz karşılığı kredi verirken bile inanılmaz şartlar koşan AB’nin özel bankalara bu kadar kısa süre içinde Yunanistan’a vermeyi vaat ettiği miktarın 10 katını yüzde 80 daha ucuza vermesi tabi ki şüphe uyandırıyor; Bankalara neden bu kadar para veriliyor?!

AMB’nin iddiasına göre “piyasalarda nakit sıkıntısı var ve bundan dolayı bankalar arası güven ortamı gelişmiyor”! Ama piyasaları günlük gazetelerden takip edenler bile çok iyi biliyorlar ki piyasalarda “güven” sorununun nakit sıkıntısıyla bir alakası yok. Nitekim 2 Mart günü AMB tarafından yapılan bir açıklamada, Avrupalı bankaların her gece AMB’nin kasalarına milyarlarca Euro yatırdıkları bildirildi. Açıklamaya göre 29 Şubat gününe kadar 475 milyar Euro gecelik yatırılan para miktarı 1 Mart günü 777 milyar Euro’ya çıkmış bulunuyor.

Gerçek olan şu: Bankalar fırsatı değerlendirip onlarca milyar Euro’yu uzun vade ve çok düşük faiz karşılığı aldılar. Paranın bir kısmını kendi bilançolarını düzeltmek için değerlendirdiler geri kalan kısmını ise önümüzdeki aylarda zamanı gelince değerlendirecekler. Nitekim bu yılın başında AMB tarafından yapılan bir açıklamada, “Avrupa bankaları 2012 yılı içinde tahminen 600 milyar Euro hacminde bir meblağı finansa etmek zorundalar” denilmişti. Yani 2012 yılı içinde 600 milyar Euro hacmindeki finans işlemlerinin vadeleri doluyor ve paranın ödenmesi gerekiyor!

Buda şu anlama geliyor: AMB, “piyasadaki” nakit sıkıntısını çözmek değil, bankalara düşük faizli kredi vererek bu bankaların bilançolarında gizli olan çürük krediler, beş para etmeyen bonolar vs. vb. nedeniyle batmalarının önüne geçmeye çalışıyor.

 

BANKALARIN BATMA TEHLİKESİ BÜYÜYOR

AMB’nin bu kadar parayı bankalara adeta hediye etmesinin nedeni “sadece” önümüzdeki yıl yeniden finanse edilmesi gereken 600 milyar Euro değil. Bunun asıl nedeni Yunanistan’ı “kurtarma” çalışmalarında yaşanan sorunlar ve bu sorunlardan ortaya çıkan yeni sorunlar.

Nitekim Yunanistan’ın devlet tahvillerinin yanı sıra bu tahvillerin sigorta poliçeleri (CDS=Credit Default Swaps) üzerinden spekülasyon yapan bankaları, yatırım fonlarını bugünlerde “hesaplaşma” bekliyor. Hatırlanacağı gibi Yunanistan hükümeti gönüllü olarak eski devlet tahvillerini zarar edecekleri gerekçesiyle yenileriyle takas etmeye yanaşmayanlara gönderdiği bir mektupta, “Yunanistan yasaları çerçevesinde zorunlu takası” gündeme getireceklerini bildirmişti.

Spekülasyon yapan bazı bankalar ve yatırım fonları şimdi, “eğer zorunlu takas gündeme geldiyse o zaman bu Yunanistan’ın iflas ettiği anlamına gelmekte. Dolayısıyla zorunlu takastan doğan zararın CDS’ler üzerinden karşılanması gerekiyor” görüşünü savunuyorlar. Fakat piyasada Yunanistan tahvilleri için(!) satılan CDS sayısı gerçek tahvil sayısının kat be kat üzerinde. Sonuçta spekülasyon yapmanın zemini de buydu. Fakat şimdi CDS’lerle takastan doğan zararın karşılanması istenmesi halk deyimiyle dananın kuyruğunun koptuğu yer anlamına geliyor.

2008 sonunda Lehman Brothers’in batmasından kısa bir süre sonra dünyanın en büyük sigorta şirketi AIG’de tam bu nedenden dolayı batmıştı. Lehman Brothers’in CDS’lerinin önemli bir bölümü AIG tarafından piyasaya sürülmüştü. Bankanın batması üzerine CDS sahibi olan bütün alacaklılar AIG’nin kapısına dayanmışlar ve sigortanın birkaç gün içinde iflas etmesine neden olmuşlardı.

AB, AMB ve IMF ikinci bir Lehman ve AIG vakasının yaşanmaması için ellerindeki bütün olanakları devreye sokuyorlar. Fakat bugün de aynı Lehman ve AIG zincirleme iflaslarındaki gibi AB ve ABD bankalarının ve yatırım fonlarının iflaslarından zararlı çıkacaklar olduğu gibi karlı çıkacaklar da var. Kısacası mali sermayenin bir bölümü bu tür iflaslardan karlı çıkacağı yönündeki görüşleri sabitleşirse bunların önünü ne AB ne AMB ne de IMF alamaz. Sonuçta Yunanistan’ın “pratik” iflası sayesinde karlarını artıracaklarını umanları Portekiz, İspanya ve İtalya’nın iflası durumunda kendilerini bekleyen kar marjları uğruna ucunda ölümde olsa kimse durduramaz.

Bunları durduracak güç ne AB ne AMB ne de IMF’dir, ancak işçi ve emekçilerin uluslararası dayanışma içinde verecekleri mücadele sermayeyi durdurabilir. (YH)

 

 

 

Sermayeye 480 milyarlık kurtarma paketi

 

Federal Parlamento bu yılın başlarında ocak ayı sonunda bankaları destek amaçlı 480 milyarlık “kurtarma şemsiyesini” (SoFFin) yeniden açtı. Hükümet partilerinin oylarıyla alınan karara göre fon 2012 sonuna kadar geçerli olacak.

Hatırlanacağı gibi 2008 Ekim ayında ilk olarak kurulan SoFFin ile değişik eyalet bankalarının yanı sıra Hypo Real Estate (HRE) ve Commerzbank kurtarılmıştı. Bankalara yüzlerce milyar Euro tutarında güvence sağlandığı gibi HRE ve Commerzbank devletleştirilmişti.

 

SOFFİN NEDEN YİNE YÜRÜRLÜKTE?

Açık adı “Mali piyasaların istikrara kavuşturulmasına yönelik özel fon” olan SoFFin’in yeniden canlandırılması Alman bankalarının ekonomik durumlarıyla ilgili. 2011 yılında Avrupa genelinde bankaların bilançolarını denetlenmişti ve birçok bankanın yaptıkları iş hacmine oranla yeterli ana sermayeye sahip olmadıkları belirlenmişti. Buna göre bankaların yapılan işlemlerin yüzde 9 oranında ana sermayeye sahip olmaları gerekiyor. AB Komisyonu, bütün bankalara Temmuz ayına kadar ana sermayelerini artırmaları için süre tanımıştı.

AB Komisyonu’nun verilerine göre 6 Alman bankasının ana sermayelerini toplam 13 milyar Euro dolayında arttırması gerekiyor. Alman hükümetinin SoFFin’i yeniden canlandırması piyasa uzmanları tarafından, “Anlaşılan Alman bankalarının güvence ihtiyaçları açıklananın çok daha üstünde” şeklinde yorumlanıyor. (YH)

 

Zirvedeki rekabet sertleşiyor

Dünyanın en fazla ihracat yapan üç ülkesi aynı zamanda dünyanın en fazla ithal eden ülkeleri konumunda. 2003-2008 arası altı kez arka arkaya dünya ihracat birincisi olan Almanya bu unvanını 2009’da Çin’e kaptırmıştı. 2010’da da ikinciliği ABD’ye kaptıran Almanya son iki yıldır dünya üçüncülüğü ile “yetinmek” zorunda kaldı.

2011 yılını ABD, 2 trilyon 103 milyar 100 milyon (2.103.100) Dolar ile birinci sırada kapatırken Çin ikinci sıradaydı. ABD başarısını önemli ölçüde Doların değer yitirmesine ve dolayısıyla satılan mallarının ucuzlamasına borçlu. Aşağıdaki listede yer almayan Japonya ise dördüncü pozisyonda duruyor.

Dış ticarette başarılı olup olunmadığı ise asıl olarak ihracat ve ithalat arasındaki fark belirleyici oluyor. Burada ise ABD’nin dev cari açıkları ortaya çıkarken Almanya ve Çin’in cari fazlalığını görüyoruz.

Türkiye’nin bu listelerde hangi sıralarda olduğunu merak edenler için: 2010’un kesinleşmiş verilerine göre Türkiye ihracatta 113 milyar 899 milyon Dolar ile 33. sıradayken ithalatta ise 185 milyar 497 milyon Dolar ile 21. sırada. Türkiye’nin cari açığı ise bu durumda 71 milyar 598 milyon Dolar olarak gerçekleştiğinden açık veren ülkeler arasında 5. sırada bulunuyor. (YH)

Yıl       Ülke               İhracat           İthalat               Fark  

 

2008   Almanya        1.446.172      1.185.067      261.105

Çin                 1.430.693      1.132.567      298.126

ABD               1.287.442      2.169.487      -882.045

 

2009   Çin                 1.201.612      1.005.923      195.689

               Almanya       1.120.041         926.347      193.694

               ABD               1.056.043      1.605.296      -549.253

 

2010   Çin                 1.577.824      1.395.099      182.725

ABD               1.278.139      1.968.071      -689.932

Almanya        1.268.844      1.067.107      201.737

 

2011           Çin                 1.899.000      1.743.000      156.000

                   ABD               1.480.000                  —                                —

                   Almanya       1.477.000      1.218.602      258.398

 

Tabeladaki bütün veriler Dolar olarak verilmiştir, 2011 kesin verileri Nisan ayında Dünya Ticaret Örgtü WTO tarafından açıklanacak.

Kaynaklar: DESTATIS; ABD Ticaret Bakanlığı; Ria Novosti

Close