Written by 15:25 uncategorized

Ankara’dan yeni ‘bağlama’ hamleleri

Türkiye’de işbaşına gelen bütün hükümetler gibi AKP de Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenleri, ekonomik, sosyal ve siyasi olarak Türkiye devletinin etki alanı içinde tutmak için yoğun bir çaba içerisinde.

Türkiye kökenlilerin artık göç ettikleri ülkelerin parçası olduğu gerçeği lafta dile getirilirken, gerçekte ise Türkiye kökenliler, maddi ve siyasi bir potansiyel olarak ‘el altında’ tutulmaya çalışılıyor.

10 yıldır hükümette olan AKP, kendisinden önceki hükümetler tarafından sürdürülen politikaları önemli oranda sürdürdü, ancak kimi noktalarda öncekilerin yapamadıkları ve “yeni” sayılabilecek adımlar da attı. Ankara’dan kaynaklı birikmiş sorunlara somut çözümler getirmemekle birlikte, göçmenlerin yaşadığı ülkelerde büyük salon toplantıları/buluşmaları düzenlenerek, “sahipsiz değilsiniz” mesajları verilerek vb. göçmenlerle sıcak ve yakın bir ilişki kurulma konusunda adımlar atıldı. Ve sonucta Türkiye’de yaklaşık her iki kişiden birinin oyunu alan AKP, Avrupa’daki seçmenlerin üçte ikisinden oy alabilecek bir düzeyi yakalayabildi.

Bunun farkında olan AKP hükümeti, Türkiye kökenlileri daha etkili bir şekilde bağlama ve onların güvenini arttırmak üzere yeni hamleler atmayı önüne koymuş bulunuyor. Bu temelde, ‘Yurtdışı Türkleri ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’ adı adlında bir dairenin kurulması ve bu daireye daha önce Avrupa’da yaşayan ve göçmenlerin karşı karşıya olduğu sorunları daha yakından bilen kadroların alınması, bu adımların etkisini daha da arttıracak görünüyor. Bu daire tarafından Almanya’da göçün 50. yılı dolayısıyla yapılan toplantı ve konferanslarda, yayınlanan broşürlerle “yaşanılan ülkede oy hakkının tanınması”na büyük bir önem veriliyor.

 

OY HAKKI YENİDEN MASADA

Türkiye kökenli göçmenler ile Türkiye arasında yıpranan bağın güçlendirilmesi için mevcut hükümet tarafından oy hakkının tanınması adeta stratejik bir hedef haline getirilmiş bulunuyor.

Şubat ayı sonunda yeniden TBMM Anayasa Komisyonu’nda ele alınan “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Yasa Tasarısı’ doğrudan bu politikanın bir sonucu olarak bir kez karşımıza çıkıyor.

Alt komisyona havale edilen ve partiler tarafından üzerinde uzlaşma sağlanmasına kesin gözüyle bakılan yasa tasarısında, seçimlerde oy kullanma ve Mavi Kart Kütüğü oluşturulması bulunuyor.

Yurtdışında ikamet eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, bulundukları yerlerde Türkiye’deki genel seçimlerde oy kullanmasını sağlamak üzere hükümet tarafından son seçimlerden önce de bir düzenleme yapılmış ancak bu Yüksek Seçim Kurulu tarafından son anda iptal edilmişti.

Şimdi Anayasa’da yapılacak bir değişikle yaşanılan ülkede oy kullanılmasının önü kesin olarak açılmak isteniyor. Bu ise, önümüzdeki genel seçimlerde büyük bir olasılıkla gümrük kapılarının dışında da oylar kullanılması anlamına gelecek. Oy verme biçimi ise henüz netlik kazanabilmiş değil. Öneriler arasında mektupla, internet aracılığıyla oy kullanma bulunuyor. Üzerinde en çok durulan seçenek ise, konsolosluklara ya da uygun görülen yerlere seçim sandıklarının konulması geliyor.

Bunlardan herhangi biri ya da bir kaçının yürürlüğe konulması ise, Türkiye’deki seçim kampanyalarının Avrupa’ya taşınması anlamına geliyor, ki bunun uyum sürecine olumsuz etkilerinin olacağı açıktır. Son genel seçimlerde gümrük kapılarındaki sandıklarda 129 bin kişi oy kullanmıştı. Sandığın buraya getirilmesi durumunda bu sayı artacağı gibi, Türkiye’deki seçim kampanyaları ve gündemleri  de buraya taşınacak.

Ekonomik, sosyal ve günlük hayatı bu ülkede geçen, bu ülkedeki politik atmosferi soluyan ve bunların doğal sonucu olarak politik yaşama bu ülkede katılma ihtiyacı hisseden insanların önüne Türkiye sandığını koymak, ilk başta ‘demokratik bir hak’ olarak görünse ve gösterilse de; hem bir çarpıklığı ifade etmekte hem de özünde burada yaşayan insanların yaşamını zorlaştırmak demektir. AKP, yurtdışındaki vatandaşı daha geniş ve derinden kendine bağlamak, seçimlerdeki oyunu bir miktar da osa arttırıp kazançlı çıkmak için sandık göndermeye hayli sıcak bakıyor. Bundan AKP kazançlı çıkabilir ama vatandaş için aynısını söylemek mümkün değil. Çünkü kendi sorunlarını çözmenin yolu hayatını sürdürdüğü bu ülkede politik yaşama dahil olmaktan geçmektedir.  (YH)

 

MAVİ KART KÜTÜĞÜ

 

Hükümetin yapmayı planladığı bir diğer önemli değişiklik de var olan Mavi Kart’ın statüsünü güçlendirmek.

1995 yılında çıkarılan bir yasayla Alman vatandaşlığına geçen ancak Türkiye’de mal-mülk işlemleri yapanlara Mavi Kart verilmesi kararlaştırılmıştı. Aradan geçen 16 yıl boyunca, Mavi Kart Türkiye’deki yetkili daireler tarafından tanınmadığı için fazla bir anlam taşımıyordu. Yapılmak istenen değişiklikle Mavi Kart’ın resmi olarak tanınması için ayrı bir nüfus kütüğü kuruluyor. Bu yolla, daha önce Türkiye vatandaşı olanların, seçme seçilme hakkı dışında bütün vatandaşlık haklarının korunması amaçlanıyor. Bu yönüyle çifte vatandaşlık hakkını kabul etmeyen ülkelerin tutumunu fiiliyatta boşa çıkarmak amaçlıyor.

Öneri yasallaştığı takdirde, başka bir ülkenin vatandaşı olan Türkiye kökenliler, Mavi Kart kütüğüne kaydedilecek ve kendilerine bir kimlik numarası verilecek. Bu kart, tapudan, notere ve araç alım satımına kadar Türkiye’deki işlemlerinde kullanılacak. Kart, üçüncü derece hısımlara kadar verilecek.

Hiç şüphesiz, Türkiye ile mal-mülk, miras vb. gibi ilişkileri olan yurttaşlar için bir kolaylık sözkonusu. Ancak yurtdışındaki vatandaşları maddi çıkar sağlanacak bir potansiyel olarak görmeyi prensip haline getiren hükümetlerin, vatandaşın çıkar ve ihtiyaçlarını çok da umursamadığı hesaba katıldığında “vatandaşa hizmet” iddiası pek de inandırıcı gelmiyor.

 

ASKERLİK 10 BİR EURO YAPILMIŞTI

Bunun en somut örneğini geçtiğimiz yılın son ayında bedelli askerliğe yüzde 100 zam yapılarak 10 bin Euro’ya çıkarılması oluşturuyor. Gençlerin ve onların ailelerinin yaşadığı ekonomik sıkıntıları, işsizliği, yoksulluğu göz önünde bulundurmayan hükümet, askerlik çağına gelen her gencin 10 Euro ödemesini istiyor. Hükümete yakın çevrelerin bile insafsızıca bulduğu bu zamla birlikte gençlerin daha fazla Alman vatandaşı olacağı tahmin ediliyor. (YH)

Close