Written by 11:00 POLITIKA

AP seçimlerinden sonra Almanya’da durum: Hükümete tepki ve yeni arayışlar

YÜCEL ÖZDEMİR

9 Haziran’da yapılan ve yaklaşık 61 milyon seçmenin yüzde 61‘inin sandık başına giderek oy kullandığı seçimler Almanya’daki toplumsal arayışlar ve siyasi dengeler açısından önemli mesajlar veriyor. Artan ekonomik sosyal sorunların kısa sürede çözülmesi beklenmiyor. Zira kapitalist-emperyalist sistemin içinde girdiği krizi daha fazla görünür hale getirirken, toplumsal mücadelenin büyüyeceğinin en belirgin işareti. Gelişmeleri ana başlıklarıyla şu şekilde sıralamak mümkün:

1- Hükümet partileri SPD ve Yeşiller: Koalisyon ortaklar SPD, Yeşiller ve FDP seçimlerde oy kaybeden partiler oldu. Beş yıl öncesine göre SPD yüzde 1,9; FDP yüzde 0,2 oy kaybına uğrarken en büyük kaybı yüzde 8,6 ile Yeşiller yaşadı. 2019’da yüzde 20,5 oy alan Yeşiller bu sefer ancak yüzde 11,9 alabildi. Bu kadar fazla oy kaybının bir nedeni, 2019’da Avrupa çağında küresel ısınmaya karşı yükselen toplumsal muhalefetin asıl olarak Yeşiller’e yaraması. Bu nedenle rekor oy artışı normal değildi. Bu seçimlerde elde edilen oy oranı bir yanıyla bu partinin normal şartlarda alabileceği oyu gösteriyor. Ancak bu oy Yeşiller’in son genel seçimlerde aldığı oydan da az. Dolayısıyla hükümet ortaklığı, savaş çığırtkanlığı Yeşiller’in gücünü azaltmaya devam edecek. En fazla kaybı ise 16-24 yaşları arasındaki seçmende yaşadı. Aynı şekilde koalisyonun büyük ortağı SPD kan kaybetmeye devam ediyor. Onun da kısa sürede toparlanmasının zor olduğu görülüyor. AP seçim kampanyası sırasında “barış” konusunu öne çıkarması da bu partinin işine yaramadı. Çünkü, halk barış çağrısı yapan SPD’nin aslında bir numaralı savaş partisi olduğunu gördü. Bu imajı kısa sürede düzeltmesi pek mümkün görünmüyor. Hükümetin küçük ve pervasız neoliberal ortağı FDP de az da olsa oy kaybetti. FDP’nin 2025’deki senel seçimlerde yüzde 5 barajının altında kalma olasılığı yükseliyor.

2- Anamuhalefet CDU/CSU: Anamuhalefet CDU/CSU, hükümet partilerinin yüzde 10’dan fazla oy kaybına uğradığı seçimlerde oylarını beş yıl öncesine göre sadece yüzde 1,2 arttırdı. Bu durum, anamuhalefetin de hükümete karşı büyüyen tepki ve öfkeyi yedekleyemediğini gösteriyor. Tablonun 2025’te yapılacak seçimlere kadar değişeceğine dair ciddi bir işaret yok. Çünkü savaş, militarizm, sömürü, kısıtlamalar konusunda hükümet partilerinden ayrı bir politikası bulunmuyor.

3- Aşırı sağcı AfD: Seçimlerin açık arayla kazananı, ilk iki sıradaki liste başı adayı Çin ve Rusya ile bağlantılı olduğu ortaya çıkan AfD oldu. Beş yıl öncesine göre oylarını yüzde 5,4 artırarak yüzde 15,9 oy aldı ve ikici sıraya yerleşti. Yıl başından bu yana sokakta süren mücadele, AfD’nin anketlerde görünen yüzde 22-23’lük oyunu aşağıya çekti, ancak marjinalleştirmeye yetmedi. Seçimlerde AfD, Doğu Almanya’daki eyaletlerde açık arayla birinci oldu. Oy ortalaması üzde 30’un üzerinde. Dolayısıyla önümüzdeki eylül ayında Brandenburg, Thürüngen ve Saksonya eyaletlerinde yapılacak seçimlerde AfD’nin birinci olma olasılığını arttırdı. Keza 16-24 yaşları arasındaki genç seçmenler arasında bu kez AfD yüzde 16 ile CDU/CSU’dan sonra en fazla oy alan parti oldu. Üç yıl önce yapılan genel seçimlerde 18-24 yaş grubundan en fazla oy alan FDP ve Yeşiller olmuştu. Bu yaş grubunda sandığa gitmeyenlerin oranı da bir hayli yüksek. Yine AfD işçiler (yüzde 33) ve işsizlerden (yüzde 25) de en fazla oy alan parti oldu.

4- Sol Parti ve BSW: 2019’daki seçimlerde AP’ye 5,5 oyla 5 milletvekili gönderen Sol Parti (Die Linke) bu sefer oylarının yarıdan fazlasını kaybederek yüzde 2,7 oy aldı ve üç milletvekili gönderebildi. 2021’deki genel seçimlerde yüzde 5 barajının altında düşen, ancak üç doğrudan seçilen milletvekili sayesinde parlamentoda grup kurabilen Sol Parti, bu seçimlere bölünerek girdi. Eyaletlerde koalisyon ortağı olarak uyguladığı neoliberal politikalar, savaş ve askeri harcamalar konusunda hükümetin yedeğine düşmesi Sol Parti’nin oy kaybetmesine neden oldu. Uzun bir süredir protesto hareketinin çekim merkezi olmaktan çıkan Sol Parti, bölünmenin de etkisiyle önümüzdeki dönemde daha fazla güç kaybedecek. Sol Parti’den ayrılanların kurduğu Sahra Wagenknecht İttfakı (BSW) ise ilk kez katıldığı seçimlerde yüzde 6,2 oy alarak büyük bir çıkış yaptı ve AP’ye 6 milletvekili gönderdi. Sosyal alanlar, ekonomi ve barış konusunda Sol Parti’nin 2005’lerdeki söylemini kullanan BSW, göçmenler ve mülteciler konusunda sol değerlerden uzak, muhafazakar bir söylemi öne çıkarıyor. Suç işleyen sığınmacıların sınırdışı edilmesini, sığınmacıların iltica başvurularının AB dışında ele alınmasını savunuyor. Keza emperyalist paylaşımda Alman ulusal sermayesinin çıkarlarına vurgu yapıyor. Kendisini “sol muhafazakar” olarak tanımlayan bu partinin Doğu Almanya’daki oy ortalaması yüzde 15’e yakın. Eylül’deki seçimlere kadar bu oranın yüzde 20’ye kadar çıkabileceği ve CDU ile koalisyon ortaklığı kurması gündemde. Aynı Doğu Almanya’da Sol Parti, SPD, Yeşiller ve FDP ise oy kaybı yaşıyor. Yakın gelecekte bölgenin belirleyici iki önemli aktörünün, protesto oylarını toplamaya aday AfD ve BSW olacağı söylenebilir.,

5- Halkın gündemi ve muhtemel gelişmeler: Seçim sonuçları ve partilerin almış olduğu oylarla halkın yaşadığı sorunlar arasında doğrudan bir bağlantı var. Artan hayat pahalılığı, enerji fiyatları, savaş, yoksulluk, gelecek korkusu gibi temel konularsa bir adım atmayan hükümet partileri doğal olarak kaybetti. Seçim sonrasında yapılan analizlerde seçim sonuçlarını belirleyen konular ve sorunlar şu şekilde sıralandı: Barış (yüzde 26), sosyal güvenlik (23), göç (17), iklim ve çevre (14), ekonomide büyüme (3).

Bu tabloda göç ve mültecilerin ileri sürüldüğü gibi en önemli konu olmadığı net olarak görülüyor. Aralarında AfD ve BSW’nin de olduğu sistem partilerinin bu sorunlara köklü çözümler bulması ise kısa sürede görünmüyor. Bu nedenle içinde yaşadığımız sistemden kaynaklı sorunlar ağırlaşarak devam edecek ve bu yeni toplumsal arayışlara yol açacak gibi görünüyor. Yukarıdaki belli başlı sorunlar temelinde işçi sınıfı ve emekçilerin desteğini alacak şekilde politik çalışma yapanların güç toplamasının koşulları her geçen gün biraz daha olgunlaşıyor.

Close