Written by 11:29 uncategorized

Arzu Özmen’in davası başladı

 

1 Kasım 2011 tarihinde kardeşleri tarafından erkek arkadaşının evinden kaçırılıp öldürülen ve cesedi ancak 13 Ocak 2012’de bir golf sahasında bulunan Arzu Özmen’in (18) davası sürüyor. Detmold Eyalet Mahkemesi’nde görülen davada Arzu’yu öldürmekle suçlanan 4 erkek kardeşi ile bir kız kardeşi yargılanıyor. 5 kardeşi adam kaçırmakla suçlayan savcılık, kardeşlerden 3’ü hakkında ayrıca cinayet suçlamasında bulundu. Savcılık suçlamasında, kardeşlerin Arzu Özmen’in bir Alman ile birlikte yaşamasını istemediğini ve bu nedenle kendisini kaçırarak öldürdüğünü belirtti.

 

GÜLÜŞÜNÜ ÇALDILAR

İfade veren ilk sanık olan Şirin, Arzu’nun, kaçırdıktan sonra götürdükleri yerde Osman ile çok şiddetli bir şekilde tartıştığını, bunun üzerine Osman’ın 2 el ateş ettiğini duyduğunu söyledi. Şirin’in ardından sanık kürsüsüne çıkan Osman ise Arzu’nun kendisini provoke ettiğini ve ailesini aşağıladığını dile getirerek kontrolünü kaybedince kardeşini vurduğunu anlattı. Kardeşlerden Kirer de Şirin ile birlikte Osman’a Arzu’yu kaçırmaları için yardım ettiklerini itiraf etti. Dava için şimdilik 5 duruşma gününün öngörüldüğü ve dava boyunca 30 tanığın dinleneceği bildirildi. Dinlenecek tanıklar arasında, kardeşlerden ayrı bir şekilde yargılanacak olan Arzu’nun babası yer almıyor. Arzu’nun sevgilisi Alexander K. da, yaşanan cinayeti Bild am Sonntag Gazetesi’ne anlattı: “Arzu benim evimde kalıyordu. 1 Kasım gecesi kardeşleri evimi bastılar. 4 abisi ve ablası, kapımı ve pencerelerimi kırdılar. Yüzlerinde maskeler vardı. Birinin elinde silah bulunuyordu. Arzu’ya sarıldım. Ancak kollarımdan zorla kopararak otomobile bindirdiler. Tam Arzu’ya doğru hamle yapmıştım ki, kafama vurdular. Arbede sırasında bir parmağım kırıldı. O gece onu son kez gördüm. Biz yetişkin insanlardık. Onun o genç yaşta gülüşünü çaldılar. O benim gün ışığımdı. Onu hep öyle hatırlayacağım.”

 

SABRIMIZ KALMADI

Göçmen Kadınlar Birliği tarafından yapılan açıklamada, kadına yönelik şiddetin her türlüsünün insan hakları ihlali olduğu belirtilerek  „Kadınların bedensel bütünlüklerini koruyan bir yaşam sürmeye hakları vardır ve toplumsal yaşamın bütün alanlarında bunun olanakları sağlanmalıdır. Kadınlar ve erkekler hayat arkadaşlarını özgürce seçebilmelidir. Bunun önüne ne din, ne töre ne de yasal engeller getirilmemeli, pazarlık malzemesi yapılmamalıdır” denildi.

Açıklamada, „töre-namus, inanç yahut kıskançlık sebebi ne olursa olsun bir tek genç kızın ya da kadının ölüm haberini işitmeye dahi sabrımız kalmadı“ denilerek, kadını burjuva-feodal ailenin, gelenek ve göreneğin kıskacına hapseden, kadını ve erkeği köleleştiren her türlü anlayış ve akımla hesaplaşma kararlılığı içinde olunduğu da vurgulandı.

Close