Written by 08:33 uncategorized

Asgari ücret için mücadele şart

 01mindestlohn

Koalisyon hükümeti yasal asgari ücret uygulamasına geçme kararı ardından bu yöndeki tartışmalar şiddetlenerek devam ediyor. Sermaye ve hükümeti her zaman olduğu gibi birlik ve beraberlik içinde, “istisna uygulamalar” konusuna ağırlık verirken DGB sendikaları da yine her zaman olduğu gibi ortak bir tutum sergileme yerine birbirileriyle uğraşıyorlar.

 

Uzun yıllardır talep olarak ileri sürülen yasal asgari ücret nihayet yürürlüğe girecek. CDU/CSU-SPD hükümeti, 1 Ocak 2015’ten itibaren Almanya genelinde saati 8,50 Euro brüt üzerinde yasal asgari ücreti karar altına aldı.

Yasal asgari ücretin bir çırpıda ve ülke genelinde bütün alanları kapsamayacağı, birçok istisna uygulamanın olacağı koalisyon sözleşmesinde (kutuya bkz.) yer alıyor. Yasa çıkıncaya kadar bu istisnaların artacağı da açıklandı. Hükümet partileri ve sermaye temsilcileri istisna uygulamaları belirlemek için hummalı bir çalışma içindeler. Bu çalışma önümüzdeki 6-8 ay boyunca devam edeceğe benziyor.

 

SENDİKALAR NE YAPIYOR?

DGB ve ona bağlı işkolu sendikaları yasa kararını, “sendikaların kararlı mücadelesine” bağladıkları gibi “SPD’nin yine sendikaların partneri” olduğundan dem vuruyorlar. Aslına bakılırsa yasal asgari ücret talebinin gündeme gelmesi bile sendikaların “kararlı mücadele” ettiklerini değil güçsüzlüklerini; örgütlenmelerinin zayıf olduğunu ve birçok alanda toplu sözleşme dahi imzalayamaz durumda olduklarını ortaya koyuyor!

Öncesi bir yana özellikle iki Almanya’nın birleştirilmesinden sonraki sürece bakıldığında Almanya’da ücret eşitsizliği (Doğu-Batı, kadın-erkek, genç-yaşlı, göçmen-yerli, kiralık/taşeron-kadrolu işçi, süreli-süresiz işçi, partime-tam gün işçilik) olağanüstü arttığı göze çarpıyor. Bugün Almanya’da 10 milyondan fazla emekçi düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışıyor.

Uzun yıllar “Almanya’yı üretim merkezi olarak koruma” anlayışıyla hareket eden sendikalar, milyonlarca emekçiyi etkileyen uygulamalara destek verdiler, göz yumdular. Özellikle büyük endüstri ve finans (banka, sigorta) tekellerinde, büyük ve orta ölçekli fabrikalarda üretimle endirekt bağı olan bölümlerin (nakliyat, temizlik, kantin, güvenlik, AR-GE vb.) taşerona devredilmesinin yolunu açtılar. Bazı endüstri tekellerinde üretimin de önemli bölümleri artık taşeron firmalar tarafından yapılıyor.

Benzeri durum kamu işkolunda da yaşandı; Belediyelerin değişik birimleri, hastaneler, okullar, havaalanlarında irili ufaklı binlerce taşeron firma faaliyete geçti. Bugün bunların bazıları onbinlerce işçinin çalıştığı dev işletmelere dönüştüler. Daha önce özelleştirilen devlet demiryolları, postane ve Telekom alanında bu saldırılar daha katmerli bir şekilde gündeme geldi. Özellikle paket taşımacılığında çalışan emekçilerin (ki bunların önemli bir bölümü -Sözde kendi kendine-işveren  “Scheinselbständige” konumundadırlar) saat ücretleri şansları yaver gitmezse 1 Euro’nun bile altına düşebiliyor.

Diğer yanda ise metal-elektro, kimya, makine sanayisinde yürürlükte olan birçok sözleşmeye ek maddeler alınarak “işletmenin maddi durumu düzelinceye kadar” ücretlerin düşürülmesine, zaman havuzları (“Arbeitszeitkonten”) uygulamasıyla çalışma sürelerinin uzatılmasına/kısaltılmasına veya bir başka deyişle üretimin ihtiyacına göre esnetilmesine olanak sunuldu. Bazı işletmelerde haftalık 2-5 saat arası ücretsiz çalışma uygulaması normalden sayılıyor. Yeni işe başlayanların yıllarca düşük ücretle çalışmalarının önü açıldı.

Sendikalar bunu yaparlarken giderek büyümekte olan ‘düşük ücretli ve güvencesiz işler sektörüyle’ neredeyse hiç ilgilenmediler ve milyonlarca emekçinin çalışma ve yaşam standartlarının gerilemesine göz yumdular. Eğer bugün Almanya genelinde psikolojik nedenlerle rapor alanların ve erken emekliye ayrılanların sayısında patlama yaşanıyorsa bunun asıl nedeni söz konusu çalışma ve buna bağlı yaşam koşullarının kötüleşmesidir.

 

BİREYSELLEŞTİRME MÜCADELEYİ ENGELLİYOR

Yasal asgari ücretin yürürlüğe girmesine yönelik atılan adım gerçekte tabanda gelişen tepkiyle ilgilidir. Yukarıda verilen örneklerden de anlaşılacağı gibi giderek artan bir sayıda emekçi artık gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültürel-sosyal gibi temel ihtiyaçlarını aldıkları ücretle karşılayamaz hale geliyor. Yüzbinlerce emekçi ikinci ve üçüncü işi buluncaya kadar Hartz IV yardımıyla geçinmeye çalışmakta.

Şüphesiz şimdi, “madem durum bu kadar kötü işçiler neden mücadele etmiyorlar” diye sorulabilir. Bu soruya sınıfın içinde bulunduğu durumu gözetmeden yanıt vermek mümkün değil.

Özellikle “Ajanda 2010” ve “Hartz Yasaları” gündeme geldiğinde Almanya genelinde tabanın da baskısıyla protestolar yaşandı. Zaten bu eylemlere gönülsüz ve tabanın zorlamasıyla çağrı yapan sendika yönetimleri, süreç ilerledikçe protestoların gerilemesi için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Ve giderek bu alandaki sorunlar herkesin “bireysel sorunu” olarak yaşanır hale geldi. Hartz yasalarının geri alınmasını talep eden örgütlerin birçoğu, gelinen yerde kendilerini Hartz ödemelerinin bir miktar yükseltilmesiyle sınırlar hale geldiler!

Hatırlanacağı gibi Hartz yasaları hazırlandığında Peter Hartz ve dönemin Başbakanı Gerhard Schröder, “bu yasaların tam etkisini ancak 10 yıl sonra göreceğiz” demişlerdi. Ve on yıl sonra görüyoruz ki, Almanya’daki istihdam 42 milyona çıkmış bulunuyor. Bu rakam irdelendiğinde istihdamın özellikle yukarıda tarif edilen düşük ve güvencesiz işler alanında arttığı görülüyor. Kriz dönemini bir yana bırakacak olursak Almanya’daki üretim sürekli arttı ama tam günlük işlerdeki istihdam ise yerinde saydı.

 

“ASGARİ ÜCRET 10 EURO OLMALI”

Yasal asgari ücretle ilgili ayrıntılar açıklandıkça özellikle NGG ve Ver.di sendikalarının alt ve orta kademelerindeki eleştiriler de artmaya başladı. İstisnaların ciddi bir emekçi kesimini kapsaması eleştiri konusu olduğu gibi 8,50 Euro’nun yürürlüğe girdikten sonra üç yıl dondurulması da alt ve orta kademelerdeki sendikaların tepkisini çekiyor. Bu üç yıl ve daha sonra yasaya girecek istisna uygulamalar, sermayeye kendini yeniden örgütleme şansı verirken sendikaların eline kolunu bağlıyor.

NGG ve Ver.di sendikalarının değişik platformlarında yapılan tartışmalarda, 8,50 Euro’nun yetersiz olduğu belirtilirken bunun kısa sürede 10 Euro’ya çıkartılması talep edilmeye başlandı. Nitekim değişik iktisatçılar, bugün karar altına alınan ve 31 Aralık 2017’ye kadar geçerli olması planlanan 8,50 Euro’nun alım gücünün önümüzdeki üç yıl içinde 7 Euro’ya gerileyeceğini bildiriyorlar.

Bundan dolayı da NGG Başkanı Michaela Rosenberger ve Ver.di Başkanı Frank Bsirske, verdikleri demeçlerde 8,50’nin bir ilk adım olabileceğini ama kısa sürede yükseltilmesi gerektiğini söylediler. Her iki sendikacı da hedeflerinin ilk etapta 10 Euro olduğunu ifade ettiler.

Rosenberger ve Bsirske’nin bu konuda ne kadar samimi oldukları üzerine tahmin yürütmeye gerek kalmadı. 11-12 Ocak günlerinde NGG ve ANG (bu sayfadaki habere bkz.) tarafından imzalanan bir toplu sözleşmeyle 8,50’nin seneye bu ay yürürlüğe girmesi engellendi!

 

TABAN AYAĞA KALKMALI

İster yasal asgari ücret olsun ister kiralık/taşeron işçilikle ilgili önümüzdeki dönem yürürlüğe girmesi planlanan yasalar olsun; eğer bu yasaların işçi ve emekçilerden yana olması isteniyorsa o zaman ne sermayenin ve hükümetinin verdiği vaatlere ne de sendika bürokrasisinin “gerektiğinde sıcak mücadele sürdürme” sözlerine güvenmemek gerekiyor.

Bunun yerine işçi ve emekçilerin, alt ve orta kademedeki sendikacıların bulundukları her yerde dayatılan uygulamalara “hayır” diyerek sınıfın ortak çıkarları için harekete geçmeleri gerekiyor. Önümüzdeki aylarda “hayır” demek için birçok olanağın daha açık olarak gündeme geleceği şimdiden biliniyor. Dolayısıyla asıl yapılması gereken de bu olanakları değerlendirerek birliğimizi güçlendirip kendi öz gücümüze güvenerek taleplerimizin yaşama geçirilmesi için işçi ve emekçiler, sendikacılar olarak daha çok mücadele etmektir. Belirleyici olan da bu mücadeleci tutum olacaktır. Durumu işçi ve emekçiler lehine değiştirmek için mücadeleden başka bir yol yoktur.

 

KOALİSYON SÖZLEŞMESİ

CDU/CSU ve SPD arasında imzalanan koalisyon sözleşmesinde 1 Ocak 2015 yılından itibaren Almanya genelinde yasal asgari ücret uygulamasına geçilmesine karar verildi. Fakat pratik uygulamada 1 Ocak 2018’e kadar “istisna uygulamalara” izin veriliyor. Yani 1 Ocak 2018’e kadar “Almanya genelinde” uygulanan bir asgari ücretten söz etmek mümkün değil. Sözleşmeye göre bu tarihten sonra da bundan söz etmek pek mümkün görünmüyor.

Ayrıca karar altına alınan 8,50 Euro brüt saat ücreti de yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2015’ten bütün istisna uygulamaların kaldırılacağı 1 Ocak 2018’e kadar değişmeyecek. Buda asgari ücret uygulaması kapsamına girecek olanların üç yıl boyunca ücretlerinin dondurulacağı anlamına gelmektedir. Veya bir başka deyişle bu süre içinde bu emekçilerin reel ücretleri (alım güçleri) sürekli düşecek.

Son haftalarda hakim olan kargaşaya biraz açıklık getirmek ve okurlarımızı planlanan uygulama hakkında bilgilendirmek için koalisyon sözleşmesinin bu bölümünü inceledik ve buna bağlı olarak dikkate alınması gereken bilgileri toparladık.

 

ASGARİ ÜCRET NE ZAMAN YÜRÜRLÜĞE GİRECEK?

Koalisyon sözleşmesinin 68. sayfasında yasal asgari saat ücretinin brüt olarak 8,50 Euro olacağı ve 1 Ocak 2015’te Almanya genelinde yürürlüğe gireceği kaydediliyor.

 

İSTİSNALAR…

Ek bir protokolde ise halen yürürlükte olan ve brüt saat ücretlerin 8,50 Euro’nun altında olan bütün toplu sözleşmelerin 31 Aralık 2016’ya kadar geçerli olacağı bildiriliyor. İstisna uygulama bununla sınırlı değil. 1 Ocak 2015’ten sonra imzalanan toplu sözleşmelerde de 8,50 Euro’nun altında ücret ödenebilecek. Bu konuda ise TİS taraflarının 2017’ye kadar ücretlerin kademeli olarak 8,50 Euro’ya çıkması için plan hazırlamaları yeterli olacak.

Alman İşverenler Birliği (BDA) tarafından yapılan bir açıklamada, 2011-2013 yıllarında imzalanan ve kısmen 2017’ye kadar geçerli olan 41 değişik alana yönelik toplu sözleşmede brüt ücretler 8,50 Euro’nun altında.

Halen yürürlükte olan ve Federal Çalışma Bakanlığı tarafından “genel geçer” ilan edilen 8,50 Euro’nun üzerinde olan branşa özgü asgari ücretler değişmeyecek. Diğer yanda ise halen yürürlükte olan ve Federal Çalışma Bakanlığı tarafından “genel geçer” ilan edilen 8,50 Euro’nun altında olan branşa özgü asgari ücretlerde 31 Aralık 2016’ya kadar yürürlükte kalacak.

 

DOĞU – BATI FARKI NE OLACAK?

Sendikaların bütün Almanya için geçerli yasal asgari ücreti talep etmelerinin asıl nedeni bir tarafta toplu sözleşme olmayan dallarda ücretlerin artırılmasını sağlamak diğer tarafta ise Doğu ve Batı Almanya arasındaki yüzde 20 civarında olan ücret farkını ortadan kaldırmaktı.

DGB’ye bağlı Hans-Böckler Vakfı, TİS kapsamındaki 4500 ücret grubu içinde yaptığı bir araştırmada 528 ücret grubundaki saat ücretlerin 8,50 Euro’nun altında olduğunu tespit etmiş. Sadece Doğu Almanya’da geçerli olan 1010 ücret grubunun 260’ında ve sadece Batı Almanya’da geçerli olan 3509 ücret grubunun 247’sinde brüt saat ücretleri 8,50’nin altına seyrediyor. Bir başka deyişle Doğu’daki ücret gruplarının yüzde 25’inden fazlası ve Batı’daki ücret gruplarının yüzde 7’si 8,50 Euro’nun altında kalıyor. Buda istisna uygulamalara bağlı olarak emekçilerin önemli bir bölümünün 2017 sonuna kadar 8,50 Euro’nun altında brüt ücret alacakları anlamına geliyor.

Bugüne kadar toplu sözleşme kapsamı dışında kalan bütün işkollarında 1 Ocak 2015’ten itibaren brüt 8,50 Euro düzeyinde yasal asgari saat ücreti geçerli olacak.

 

BAŞKA İSTİSNALAR OLACAK MI?

İstisnalar yukarıdaki örneklerle sınırlı değil. Örneğin gönüllü yapılan (dernek yöneticiliği gibi) ve aslında ücret kaybının telafi edildiği işlerde ki bunlar, genelde ‘mini-işler’ olarak değerlendiriliyordu, yasal asgari ücret geçerli olmayacak. Ayrıca meslek eğitimi yapanlar da asgari ücret uygulamasının dışında tutulacak.

Asıl istisna uygulamalar ise şöyle: Maaşı yetmediği için çalışmak zorunda olan emekliler, iş bulmakta zorluk çeken uzun süreli işsizler, çalışmaya yeni başlayan vasıfsız işçiler, gazete dağıtıcıları ve stajyerler de asgari ücret kapsamına alınmayacak.

İstisna uygulamaların bununla sınırlı kalacağını düşünenler yanılıyor. Nitekim koalisyon görüşmelerinin son turunda üç partinin başkanları tarafından yapılan ortak açıklamada şu görüş savunuldu: “İstisna uygulamaları bugünden daha da somut ifade etmek yerine yasa hazırlığını işveren ve işçi kesimiyle diyalog halinde sürdürmenin ve bu görüşmelere bağlı olarak bir takım sorunları çözerek yasayı hazırlamanın daha doğru olacağı düşüncesindeyiz.” Bu ise “istisna uygulamaların” önemli bir bölümünün sürekli hale getirileceği anlamına geliyor.

 

ASGARİ ÜCRETİ KİM BELİRLEYECEK?

Planlara göre üç işveren ve üç işçi temsilcisinin yer aldığı “Asgari Ücret Komisyonu” oluşturulacak. Her iki taraf ayrıca oy hakkı olmayan birer uzmanı komisyona atayabilecekler. Komisyon ilk kez 2017 ortasında bir araya gelecek. Komisyonun başkanlığı dönemsel olarak taraflar arasında değişecek.

 

 

ÜLKELERDE ASGARİ SAAT ÜCRETLERİ VE ALIM GÜCÜ

 

Ülke*                         Ücret              Son değişim              Alım gücü      Aylık çalışma süresi

Lüksemburg            11,10          01.10.2013             9,02             173

Fransa                    9,43          01.01.2013             8,52             152

Belçika           9,10           01.12.2012             8,22             165

Hollanda                   9,07          01.07.2013             8,38             163

İrlanda           8,65          01.07.2011             7,40             169

Büyük Britanya           7,78          01.10.2013             7,13             165

Slovenya                 4,53          01.01.2013             5,26             173

Malta                      4,06          01.01.2013             5,24             173

İspanya                    3,91          01.01.2013             4,02             165

Yunanistan              3,35          01.03.2012             3,49             173

Portekiz                    2,92          01.01.2011             3,34             166

Hırvatistan                2,29          01.06.2013             3,16             173

Polonya                    2,21          01.01.2013             3,78             173

Çek Cumhuriyeti        2,01          01.08.2013             2,68             173

Macaristan                1,97          01.01.2013             3,14             173

Slovakya                  1,94          01.01.2013             2,67             174

Estonya                    1,90          01.01.2013             2,45             173

Litvanya                   1,76          01.01.2013             2,66             173

Letonya                   1,71          01.01.2011             2,30             173

Romanya                  1,06          01.07.2013             1,85             169

Bulgaristan               0,95          01.01.2012             1,90             173

 

Avustralya              13,19          01.07.2013             8,42             165

Yeni Zelanda             8,67          01.04.2013             6,90             173

Kanada**                 7,84          01.01.2013             6,30             173

Japonya**                7,31          01.01.2013             5,20             173

ABD                         5,64          24.07.2009             5,89             173

Güney Kore               3,36          01.01.2013             4,28             226

Arjantin                    2,83          01.08.2013             6,78             191

Türkiye                     2,26          01.07.2013             3,50             195

Brezilya                    1,42          01.01.2013             1,59             191

 

 

Kaynak: Hans-Böckler Vaktfı. Neredeyse bütün ülkelerde yasal asgari ücret uygulamasında yaş ayrımı yapılıyor; gençlerin ücretleri yüzde 50’ye varan düzeyde daha düşük oluyor. Lüksemburg’da ayrıca vasıflı-vasıfsız ayrımı da yapılıyor. Bu ülkede mesleği olan işçilerin asgari saat ücreti 13 Euro. Yukarıdaki bütün veriler 2012 döviz kurları ortalaması gözetilerek Euro olarak verilmiştir. Ayrıca birçok ülkede yasal asgari ücret saat ücret üzerinden değil aylık ücret olarak belirleniyor. Karşılaştırmanın daha gerçekçi olması için ülkelerdeki aylık asgari ücretler, çalışma sürelerine bölünerek asgari saat ücretleri hesaplanmıştır.

Daha geniş bilgi https://www.boeckler.de/wsi-tarifarchiv_43610.htm web adresinden edinilebilir.

* AB içinde Almanya, Avusturya, Danimarka, Finlandiya, İsveç, İtalya ve Kıbrıs’ta yasal asgari ücret uygulaması yok.

** Bölgesel asgari ücretlerin ortalaması

Close