2009 yılının en çok konuşulan konularından biri hiç kuşku yok ki ‘domuz gribi’ oldu. Nasıl olmasın ki, etrafımızda burnu akan, öksüren insanları neredeyse ‘domuz gibi görmeye başladık’. ‘Acaba bana da mı bulaşacak, nasıl korunacağız’ telaşına düştük. Çünkü sözkonusu olan hayatımız sağlığımızdı.
Dünya Sağlık Örgütü ile başlayan, birçok enstitü ve medya organıyla devam eden koro, domuz gribinin insanlık için büyük ve dehşetli bir tehlike olduğunu; bundan kurtulmak için acilen herkesin aşı olması gerektiğini propaganda ettiler günlerce. Ve Avrupalı hükümetler birbiri ardına bu aşıyı üreten ilaç şirketinden onbinler yüzbinler değil, milyonlarca adet domuz gribi aşısı sipariş etmeye başladılar. Öyle bir hava yaratıldı ki, aşı yapılacak kişiler için öncelik listesi hazırlandı. Önce hamileler, kamu görevi yapanlar aşılanacak sonra sıradan vatandaşa geçilecekti. Ancak bilim insanı kimliğini yitirmemiş uzmanlar ve bir kesim doktor aşı konusunda acele edildiği; bu konuda henüz yeterli araştırmalar yapılmadığı için aşıların tehlike yaratabileceğini anlatmaya çalıştılar. Hastalığın bilinçli olarak abartıldığını, normal gribin neden olduğu ölümlerin domuz gribi ölümlerinden daha fazla olduğuna dikkat çektiler.
HALK AŞIYA RAĞBET ETMEDİ
Halkın kafası karışsa da, yaratılan panik ve korku havasına rağmen sonuçta domuz gribi aşısına fazla rağbet olmadı. Hükümetlerin milyonlarca Euro ödeyerek satın aldığı aşılar depolarda kaldı. Halkın sağlığı ile oynayanlar bunu tam başaramadılar ama halkın cebinden milyonlarca Euro’yu ilaç şirketlerinin kasalarına akıttılar sonuçta.
Halkın sağlığından çok ilaç şirketlerinin karını düşünen hükümetler şimdi de ellerinde kalan aşıları ne yapacaklarının derdine düştüler. Çünkü aşıların kullanma tarihi bir yıl. Zaten şüpheli olan aşılar, bu süre sonunda tamamen kullanılamaz duruma gelecekler.
AŞILARI SATACAK ÜLKE ARIYORLAR
Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda gibi birçok ülke aşıları pazarlayacak ülke arayışına girdiler. Fransa’da hükümet 94 milyon doz satın alındı ve bunun karşılığında 675 milyon Euro ödedi. Ancak yaratılan panik havasına ve onca propagandaya rağmen bunlardan sadece 4 milyon 600 bini kullanıldı. Konu ülkede siyasi tartışmalara da yol açtı ve parlamentoda bir soruşturma komisyonu kuruldu. Komisyon, hükümetin ilaç şirketlerinin oyununa gelip gelmediğini araştıracak. Fransa hükümeti elinde kalan aşılardan 300 binini Katar’a, 2 milyonunu Mısır’a, 9 milyonunu da Dünya Sağlık Örgütü’ne satmayı başardı ve Meksika, Bulgaristan, Ukrayna vb.ile aşı pazarlığını sürdürüyor.
Domuz gribi ticaretine bulaşan hükümetlerden Almanya ise satın aldığı ve büyük bölümü depolarda duran 50 milyon doz aşıdan nasıl kurtulacağını düşünüyor. Diğer ülkelerde de tablo farklı değil: Hollanda’da 34 milyon doz aşıdan 19 milyonu, İtalya’da 24 milyon aşıdan neredeyse tamamı depolarda başka ülkelere pazarlanmayı bekliyor. (YH)
