Written by 13:30 POLITIKA

Avrupa „Kobane kararları“ karşısında üç maymunu oynadı

Yücel ÖZDEMİR / Köln

Türkiye’de çok sayıda HDP yöneticisine ağır cezalar verildiği gün, demokrasi, insan hakları ve hukuk devletinden söz eden Avrupa Konseyi, Strasbourg’da 75. yılını kutluyordu. Konsey’e bağlı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarını tanımayan Türkiye yönetimine karşı ciddi bir adım atılmadığı için Türkiye’de siyasallaşmış yargı istediği gibi hareket ederek yüksek cezalar verebildi. Avrupa Birliği’nin Kobane davası karşısındaki “üç maymun” tutumu, iki yüzlülüğünü bir kez daha ortaya koydu.

TEPKİSİZLİKLE GEÇİŞTİRİLDİ

Kobane davasında mahkemenin, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş’a 42, Figen Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay, 13 siyasetçiye yüzlerce yıllık cezalar vermesi Avrupa’da tepkisizlikle geçiştirildi. Almanya’da gazeteler ve televizyonlar daha çok Selahattin Demirtaş’a verilen 42 yıllık hapis cezası öne çıkarılarak haberler verdi.

Siyaset dünyasında ise Sol Partinin (Die Linke) dışında bir partiden tepki gelmedi. Hükümet kanadı tam anlamıyla üç maymunu oynadı. Resmi bir basın açıklamasıyla karara tepki gösterilmediği gibi sosyal medya hesaplarından da tepki mahiyetinde bir paylaşım yapılmadı. Kısa bir süre önce Türkiye’ye giden Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier gibi Yeşiller Üyesi Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da sessizliğini korudu.

AVRUPA KONSEYİ’NİN 75. YILINDAKİ ÜÇ MAYMUNLAR

İlginç olan Baerbock’un, Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin 75. kuruluş yılı dolayısıyla yaptığı paylaşımlarda demokrasi, hukuk devleti, insan haklarından söz etmesi oldu. Aralarında AB’nin 27 ülkesi, Türkiye ve Rusya’nın da olduğu toplam 46 üyeli Avrupa Konseyi 75 yıl önce 5 Mayıs 1949’da kuruldu. Merkezi de Fransa’nın Strasbourg kentinde.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de Avrupa Birliği’nin değil bu konseyin bir organı olarak görev yapıyor ve verdiği kararlar üye ülkeleri bağlıyor. En azından bağlaması gerekiyor. Ancak, Avrupa Konseyi üyesi Türkiye, bu kurumun bir organı olan AİHM’in, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın serbest bırakılması konusunda verdiği kararları tanımadı ve tanımamaya devam ediyor.

Kobane davasında kararların açıklandığı gün, Avrupa Konseyi’nin 75. yılı Strasbourg’daki Opera Salonu’nda yapılan bir törenle kutlandı. Törene katılan Baerbock, konseyin 75 yıldır “insan hakları, demokrasi ve hukuk devletini” koruduğu ileri sürdü.

Alman Dışişleri Bakanlığının internet sitesinde yayımlanan yazıda da “Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi dünya çapında eşsiz bir kurumla, 700 milyon Avrupa Konseyi vatandaşına, insan hakları ihlalleri konusunda kendi devletlerini sorumlu tutabileceklerini garanti etmektedir. Bu nedenle Avrupa Konseyi’nin her bireyi aynı haklara sahip olduğu yönündeki temel inancını yansıtmaktadır” deniliyor.

EŞİTLİK İDDİASI GERÇEK DEĞİL

Cuma günü de devam eden Avrupa Konseyi’nin 75. kuruluş yılı kutlamalarına katılan diğer ülkelerin temsilcileri de muhtemelen konseyin demokrasi ve insan haklarını koruduğuna bol bol vurgu yaptılar. Her ne kadar Avrupa Konseyi’nde üye ülkelerin yurttaşlarının eşit haklara sahip olduğundan söz edilse de bunun boş bir söylemden ibaret olduğu açık. En azından Demirtaş’ın bir Alman vatandaşıyla eşit haklara sahip olmadığı ortada. AİHM, Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istediği halde Türkiye bu yönde bir adım atmazken, Almanya Türkiye’nin tutukladığı Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel’i mahkeme karşına dahi çıkarmadan özel uçakla Berlin’e getirebilmişti.

Close