Türkiye’de 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler öncesinde Avrupa’nın pek çok ülkesinde de değişik düzeylerde seçim kampanyaları sürdürülecek. 2.7 milyon seçmenin çağrılacağı seçimlerde Avrupa’dan kullanılacak oylar partilerin Türkiye ortalamasını etkileyebilecek.
7 Haziran Pazar günü Türkiye’de yapılacak genel seçim Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenler açısından da öncekilerden farklı özellikler taşıyor. Bunların başında elbette Türkiye’deki siyasi gelişmelerin geldiği dönemeç bulunuyor. 13 yıldır tek başına hükümette olan AKP, bu seçimlerle birlikte kurduğu düzeni sağlamlaştırmak, farklı toplumsal kesimler arasında yükselen muhalefeti bastırmak ve bütün bunların ifadesi olarak tek adam diktasını kurmayı hedefleyen başkanlık sistemini getirmek istiyor.
Artan yoksulluk, haksızlık, işsizlik, grev yasakları, işçi ölümleri… gibi olaylarla geniş emekçi kesimler arasında son dönemlerde kamuoyu yoklamalarında da görülebileceği gibi güven kaybı yaşayan AKP, bu kaybın telafisini değişik kesimleri daha fazla baskı altına almayla gidermeyi amaçlıyor. Bu nedenle hazırlanan İç Güvenlik Paketi, haklı olarak geniş tepki topladı.
AKP’nin temsil ettiği İslamist-neoliberal zihniyetin kalıcılaştırılması ve ülkenin buna göre yeniden dizayn edilmesinin hedeflendiği 7 Haziran seçimleri, bu nedenle Türkiye’nin yakın geleceği açısından önemli bir dönemeci ifade ediyor. Bu dönemeçten AKP’nin istediklerini alarak çıkması durumunda, rejimin bundan sonra daha fazla baskıcı, muhafazakar ve neoliberal olacağı açıktır. Bunun olmaması için ise öncelikli olarak 7 Haziran sonrasında oluşacak yeni parlamentonun bileşiminin nasıl olacağı büyük bir önem teşkil ediyor.
HER OY ÖNEMLİ
Türkiye içinde ve dışında yaşayan 55 milyona yakın seçmenin çağrılacağı 7 Haziran seçimleri bundan önce yapılan seçimlerden farklı bir anlam taşıyor. Parlamento aritmetiğinin nasıl olacağını asıl olarak seçimlere katılan partilerin almış olduğu oy oranları belirleyecek. Elbette parlamento tek başına her şey değildir. Zira parlamento dışı hareketin de ülkenin geleceği açısından büyük bir önem taşıdığı açıktır.
7 Haziran’daki genel seçimler Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenler için de büyük bir önem arz ediyor. Her şeyden önce bu seçimlerde yurtdışında yaşayan 2.7 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oy kullanma hakkına sahip. Bu da toplam oyların yüzde 5’inin üstünde bir miktarı oluşturuyor. Oylar, geçen yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden farklı olarak bu kez 21 gün boyunca Türk konsolosluklarında kullanılabilecek. Yani, sandık başına giderek oy kullanma imkanı cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre çok daha fazla.
EN ÇOK OY ALMANYA’DA
Yurtdışında en çok oy, en fazla Türkiye kökenlinin yaşadığı Almanya’da. YSK’nın verdiği rakamlara göre, Almanya’da toplam 1.380 bin oy bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında bu oyların 110 bini Almanya’da kullanılmıştı. Yaklaşık 150 bini de gümrüklerde kullanılmıştı. Türkiye genelinde alınan oy ortalamasını etkileme açısından önem taşıyan yurtdışındaki oylar için bütün partiler şimdiden hızla bir çalışma başlattılar bile.
Bazı partiler doğrudan kendilerine yakın örgütler üzerinden seçim kampanyası yürüteceklerini açıklarken, bazı partiler ise açıktan parti temsilcileri ve temsilcilikleri açarak sürece dahil oldular.
Bu nedenle önümüzdeki iki buçuk aylık süreç aynı zamanda bütün Avrupa’nın hummalı bir çalışmanın sürdüğü seçim bölgesi olacağı anlamına geliyor.
Hiç şüphe yok ki; Türkiye politikasının olduğu gibi Avrupa’ya/Almanya’ya taşınması, yarım yüzyıl önce göç eden Türkiye kökenli göçmenlerin yaşamadıkları, sadece tatilden tatile gittikleri bir ülkede kimin hangi mevkiye geleceğine, kimin yöneteceğine, hangi partinin daha fazla söz hakkına sahip olacağına normal durumlarda karar vermemesi gerekiyor. Herkesin yaşadığı ülkede, hiç bir engel olmadan seçme ve seçilme hakkına sahip olması gerekiyor. Normal durumlarda olması gereken insanların yaşadığı ülkelerde veya alanlarda bu hakka sahip olup kullanması gerekiyor. Ancak bu genel hak ve tanıma günümüz siyaset pratiğinde yer yok. Alman vatandaşı olmayan Türkiye kökenli göçmenler, yarım yüzyıldan fazla bir süredir burjuva demokrasinin en temel koşullarından birisi olarak gösterilen seçme ve seçilme hakkından mahrum bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. Alman devleti defalarca yapılan kampanyalara rağmen, Alman olmayanlara seçme-seçilme hakkı vermeye yanaşmamış, bu konuda gerekli yasal düzenlemeleri yapmayı kabul etmemiştir.
İlk kez önümüzdeki Türkiye’deki genel seçimlerde bu en doğal haklarını kullanmak için sandık başına gidecekler. Ya da bilinçli olarak gitme gereği duymayacaklar.
NASIL BİR SEÇİM KAMPANYASI, KİMİN İÇİN OY?
Gelinen aşamada istenmese de seçim kampanyaları Avrupa’ya/Almanya’ya ulaştı bile. Türkiye’deki siyasi partilere yakın bütün dernek ve federasyonlar, kendi cephelerinden seçim kampanyaları başlatmış durumdalar. Hepsi doğal olarak yakınlık duyduğu partiye oy toplamak için çaba sarf ediyor ve edecek.
Bu nedenle, Avrupa’da öncekilerden farklı olarak bu defa sıcak bir seçim kampanyasına tanık olacağız. Gittikçe yoğunlaşacak bu kampanya’nın nasıl bir görüntü yaratacağı ise henüz belli değil. Türkiye’de sokakları süsleyen parti bayrakları, flamalar ve afişlerin yarattığı görüntünün buralarda da aynısının olmaması gerektiği açık. Yine mümkün olduğu kadar seçim mitinglerinden kaçınmaktan da yarar var. Zira, Türkiye kökenli göçmenler arasında yürütülecek çalışmanın çoğunluk Alman toplumu arasında, genel olarak göçmenlere özel olarak Türkiye kökenlilere yönelik önyargıları körükleyici tutum ve davranışlardan uzak durmak, aynı zamanda buradaki ortak yaşamı geriye savurmayacaktır.
Dolayısıyla seçim faaliyetleri daha çok ev gezileri, kapalı salon toplantıları… yanı sıra Türkiye’deki dost, arkadaş vb çevreleri aydınlatma ve destekleme gibi makul etkinlikler olarak görülüyor.
Kime neden oy verilmeli?
8-31 Mayıs tarihleri arasında konsolosluklarda ya da konsoloslukların kiraladığı alanlarda kurulacak sandıklarda kullanılacak oylar sayıldıktan sonra Türkiye ortalamasına dahil edilecek. Peki Avrupa ülkelerinde yaşayan ve oy hakkı olan Türkiye kökenli göçmenler neye göre oy kullanacaklar.
Asıl olarak Türkiye’deki yaşamı ilgilendiren sorunların konuşulduğu seçimler elbette, Türkiye kökenlilerin yaşadıkları diğer ülkelerdeki ekonomik-sosyal koşullarını düzeltecek vaatler itibar bulmayacaktır. Bu nedenle, bu yönde yapılacak hiç bir vaade itibar edilmez de. Almanya’da yaşayan Türkiye kökenlilerin ağırlıklı olarak Türkiye’deki gelişmelere bakarak seçimlerde oy kullanacakları açıktır.
Yanı sıra Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin Türkiye’den kaynaklanan sorunlara yaklaşımı da oy kullanırken dikkate alınabilir. Örneğin bedelli askerlik uygulamasının kaldırılması, konsolosluklarda alınan harçların düşürülmesi, pasaport harçlarının düşürülmesi, ya da düşük gelirli olanlara daha ucuza verilmesi, başka bir ülkenin vatandaşlığına geçenlerin kısa sürede Türkiye vatandaşlığından çıkarılması, vatandaşların alın terine el koyan yeşil sermaye şirketlerine el konarak zarar gören vatandaşların paralarının geri iade edilmesi v.b. buradaki vatandaşları doğrudan ilgilendiren sorunlardır. Bu sorunlara samimi ve inandırıcı çözümler sunan partiler gözetilmeli.
13 yıldır işbaşında olan AKP’nin bu konudaki karnesinin pek parlak olmadığı açık. Dahası AKP, dövizli askerlik bedelini önce 10 bin Euro’ya sonra gelen tepkiler üzerine 6 bin Euro’ya düşürmek zorunda kalmıştı. Yani bu partinin önemli hedefleri arasında halkın cebine elini uzatacağı da açıkça biliniyor. Özet olarak; emekçilerin çıkarını düşünen, emek ve demokrasiyi güçlendiren bir partiye oy vermek elbette aynı zamanda Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin de çıkarınadır. (YH)
YÜCEL ÖZDEMİR
Seçim süreci resmen başlıyor
7 Haziran günü Türkiye’de yapılacak milletvekili genel seçimleri resmi takvimi 10 Mart’ta başladı.
Yurtdışındaki vatandaşlar bu seçimde oylarını kullanmak için randevu almak zorunda kalmayacak. Gümrük kapıları ile yurtdışı temsilciliklerinde oy verme tarihleri 8-31 Mayıs olarak belirlendi.
Bir önceki seçimlerde aksaklıklara yol açtığı gerekçesiyle yurtdışında randevulu oy kullanma sistemi bu seçimde uygulanmayacak.
YURTDIŞI İÇİN DİKKAT ÇEKEN BAZI TARİHLER
14 Mart: Yurtdışı Seçmen Kütüğü internet ortamında www.ysk.gov.tr adresinde ilân edildi ve itirazlar TSİ 08:00. de başlıyor.
27 Mart: Yüksek Seçim Kurulu’nun www.ysk.gov.tr internet adresinde ilân edilen Yurtdışı Seçmen Kütüğü’nün ilânı sonlandırılarak bu durum tutanak altına alınacak ve Yurtdışı Seçmen Kütüğü’ne yapılacak itirazlar TSİ 17:00’ de sona erecek.
8 Mayıs: Yurt dışı seçmenleri, gümrük kapılarında ve yurtdışı temsilciliklerinde oy kullanmaya başlayacak.
28 Mayıs: YSK’nın seçime ilişkin belirlediği uygulamalar; propaganda serbestliği ve bir kısım seçim yasakları başlayacak.
31 Mayıs: Yurtdışındaki temsilciliklerde oy verme işlemleri TSİ 17.00’de sona erecek.