Written by 13:07 POLITIKA

Avrupa’yı Ukrayna’da ‚Trump endişesi‘ sardı

YÜCEL ÖZDEMİR

Geçen hafta ABD Kongresi’nde yapılan oylamada Ukrayna’ya mali yardımı içeren paketin Cumhuriyetçi Parti üyesi senatörler tarafından reddedilmesinden sonra, Ukrayna’nın önümüzdeki dönem savaşı hangi mali kaynaklarla sürdüreceği konusunda tartışmalar alevlendi. Yardımın onaylanması için kongrede üçte iki çoğunluk gerekiyor. 100 sandalyeli senatonda 49 Demokrat, 51 Cumhuriyetçi senatör bulunuyor. Bu tabloya bakıldığında, Ukrayna’ya mali yardımın sağlanabilmesi için taraflar arasında önemli bir uzlamla gerekiyor. Önümüzdeki kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin en güçlü adayı Donald Trump’un kararda etkisi olduğu ifade ediliyor.

ABD’den sonra Ukrayna’ya en fazla maddi yardımda bulunan ülke olan Almanya’nın Başbakanı Olaf Scholz, tam bu tartışmaların ortasında cuma günü Beyaz Saray’da ABD Başbanı Joe Biden ile konuyu ele aldı. Her iki lider görüşme sonrasında düzenlediği ortak basın toplantısında dışarıdan maddi yardımlar olmadan Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savaşı kazanmasının mümkün olmadığının altını çizdiler. Gerçekten de Ukrayna ne mali ne de askeri açıdan kendi öz kaynaklarıyla Rusya’ya karşı direnebilecek durumda değil.

Biden Scholz’ile yaptığ görüşmede, “ABD’de Kongrenin Ukrayna’yı desteklememesi, suç sayılabilecek bir ihmaldir. Bu bir rezalet” dedi. “Rezalet”in nasıl telafi edileceği konusunda ise bir görüş belirtmedi. Çünkü henüz ciddi bir çözüm yolu bulunabilmiş değil.

Başbakan Scholz da, “ABD’nin ve Avrupa devletlerinin desteği olmadan Ukrayna’nın kendini savunma şansı olmayacak. Bu nedenle bunun şimdi olması gerektiğine kesin olarak inanıyoruz. Kongresi’nin son kararının bu yönde olacağına inanıyoruz“ dedi. Scholz, Biden ile görüşmesinden öce her iki partiden dörder senatör ile bir araya geldi, Cumhuriyetçilere kararlarını gözden geçirme çağrısında bulundu.

Biden’in tepki gösterdiği, Scholz’un temenni ettiği Kongre’nin bu yıl içinde kararını değiştirmesine pek ihtimal verilmiyor. Cumhuriyetçiler, Ukrayna’ya mali yardım onayını Meksika sınırında göçle mücadelenin arttırılması şartına bağlamış durumda. Demokratlar ise her ikisinin ayrı olduğunu ifade ederek karşı çıkmıştı.

Cumhuriyetçilerin en güçlü başkan adayı aşırı sağcı Donalt Trump’un seçim kampanyası döneminde yine göçmenlere, mültecilere karşı propaganda yapacağı ve Meksika sınırına duvar örmeyi gündeme getirmesi bekleniyor. Daha önce de bu konuda yoğun bir propaganda yapmıştı. Dolayısıyla, iç politikadaki gerici planlarını Demokratların savaş planlarına destek vermek için bir şart olarak öne sürüyor. Cumhuriyetçiler paranın Ukrayna’ya değil, sınır güvenliğine harcanmasını da istiyor. Hükümet bütçeden, Ukrayna için 50 milyar doların ayrılması planlanmış durumda. ABD en son Ukrayna’ya 250 milyon dolarlık bir mali yardım kararı almıştı.

AB TEK BAŞINA UKRAYNA’YI FİNANSE EDEMEZ

Avrupa’da, Ukrayna’ya mali yardımın durdurulmasının arkasındaki siyasetçi olan Trump’ın kasımdaki seçimleri kazanması ve ocak 2025’de ikici kez başkanlık koltuğuna oturması durumunda, Ukrayna savaşı konusundaki ABD politikasını yeniden gözden geçireceği, mali ve askeri yardımları azaltacağından endişe ediliyor. Trump’un askeri ve mali desteği kesme yönünde adım atması durumunda Avrupa’nın tek başına savaşı finanse edemeyeceği şimdiden açık olarak dile getiriliyor.

Bu durumun özellikle Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edilen toprakları geri alma şeklinde belirlediği hedefin yerine gelmesi de mümkün olmayacak. Yardımların kesilmesinden sonra Ukrayna ve Rusya arasında müzakere sürecinin başlaması durumunda ise Ukrayna’nın eli zayıf bir şekilde masaya oturacağı, Rusya’nın taviz vermeye yanaşmayacağı dile getiriliyor.

AB ülkelerinin tek başına Ukrayna’yı finanse etmesi mümkün görünmüyor. İki hafta önce yapılan AB zirvesinde, Macaristan’ın vetodan vazgeçmesinden sonra, 2024’de 50 milyar avroluk bir mali yardımın yapılması kararlaştırılmıştı. Bunun yanında ayrıca tek tek ülkelerin yaptığı mali yardımlar var. Almanya, daha önce 4 milyar avro olan mali yardımı bu yıl iki katına, yanı 8 milyar avroya çıkardı. AB ülkeleri de savaşın başlamasından bu yana toplam 91 milyar avroluk mali yardımda bulundu.

Almanya’nın “endişesi” Trump’un kazanması durumunda Ukrayna savaşının asıl yükünü çekecek ülke haline gelmesi. Ki bu olasılık hiç de az değil. Zira Trump, daha önce Avrupa’nın Rusya tehdidine karşı kendi savunmasını kendisinin yapması gerektiğini söylemişti. Alman basınında çıkan haber ve yorumlarda, Trump’un kazanması durumunda Avrupa’nın Ukrayna’da daha fazla sorumluluk üstlenmesini gündeme getireceğini hatırlatılıyor.

WASHİNGTON’DAKİ NATO ZİRVESİ BEKLENİYOR

ABD Kongresi’nin 50 milyar dolarlık yardıma onay vermemesi durumunda, önümüzdeki Temmuz ayında Washington’da yapılacak NATO Zirvesi’nin Ukrayna savaşı için önemli olabileceği ifade ediliyor. Zira bu tarihe kadar Trump’un başkan adayı olup olmayacağı, seçimleri kazanma olasılığının olup olmayacağı da netlik kazanmış olacak. Trump’ın ikinci kez başkanlık koltuğuna oturması durumunda daha önce yaptığı gibi “Önce Amerika” söylemi çerçevesinde Ukrayna’dan desteği çekmeyi gündeme getirmesinin güçlü bir olasılık olacağı tahmin ediliyor. Bu durumda NATO’nun savaşı nasıl sürdüreceği, Ukrayna’ya nasıl destek vereceği konusunda bir strateji belirlemesi gerekiyor. ABD’nin mali desteği çekmesinin savaşın Rusya açısından zafer, NATO açısından ise yenigi olacağı da şimdiden dillendirilmeye başlandı.

Bu temelde önümüzdeki hafta, 16-18 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek Münih Güvenlik Konferansı’nda da konunun yoğun bir şekilde ele alınması bekleniyor. Konferansa çok sayıda ülkeden güvenlik ve askeri politikalarla ilgili siyasetçi katılıyor.

Close