Göçmen Kadınlar Birliği ve Ver.di Sendikası sağlık ve özellikle de bakım alanında çalışan göçmen kadınların yaşadıkları sorun ve talepleri tartışmak üzere 23 Şubat Cumartesi günü bir konferans düzenliyor. Konferansı, Dortmund Belediyesi de destekliyor. Konferans, sağlık ve özellikle de bakım alanında gerçekleştirilen yeniden yapılanma ve özelleştirmelerin bu alanda çalışan emekçileri özel olarak da göçmen kadınları nasıl etkilediğini irdeleyecek. Göçmen Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Gülcan Turan konferansla ilgili sorularımızı yanıtladı:
23 Şubat’ta Göçmen Kadınlar Birliği olarak Ver.di Sendikası’yla birlikte ortak bir etkinlik düzenliyorsunuz. Sizi bu işbirliğine yönelten nedenler neydi?
Gülcan Turan: Göçmen kadınların kötüleşen çalışma koşulları ve bunun onların ve ailelerinin üzerindeki olumsuz etkileri, gözardı edilemeyecek gelişmelerdir. Sendikalarla ortak çalışmak örgütümüz açısından, göçmen kadınların çalışma ve yaşam koşullarının değiştirilmesi için olmazsa olmazlarımızdandır. Bizi bu ortak etkinliği düzenlemeye yönelten de, işte bu anlayışımızdır. Sağlık ve bakım alanında çalışan kadınlar, bu işkolundaki çalışma koşullarının giderek kötüleşmesine ancak ver.di ile ortak talepleri temelinde birlikte çalışarak karşı çıkabilirler. Bunun için de sendikalarla çalışmak kaçınılmazdır. Konferansımızla, bu alanda yapılması gerekenleri birlikte belirlemek istiyoruz.
Kadınların, özellikle göçmen kadınların sağlık ve bakım alanındaki çalışma koşullarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Düşük ücretli işler son yıllarda giderek arttı. Bu da, sosyal sigortalı işlerin gerilemesiyle mümkün oldu. Bugün milyonlarca insan, partime, “Minijob” gibi işlerde güvencesiz işlerde sözleşmeli veya kiralık işçi olarak çalışıyor. Bu çalışma koşulları, ağırlıklı olarak perakende satış, temizlik, sağlık ve bakım alanında karşımıza çıkıyor. Çalışanların yüzde 85’ini kadınların oluşturduğu bu işkolları, genel olarak kadınlara özgü işkolu olarak tanınıyor. Yani bu gelişme, kadınları ve özellikle de göçmen kadınları etkiliyor. Sağlık ve bakım alanında çalışanların büyük bölümünü göçmen kadınların oluşturduğunu görüyoruz. Tahminlere göre, hastanelerde çalışanların üçte biri göçmen kökenli. Ancak çalışan göçmenlerin büyük bölüme düşük ücret alanlarında yer alıyor. Sağlık ve bakım alanında yaşanan olumsuz gelişmeler, gerçi bütün çalışanları, ama özellikle de göçmen kadınları etkiliyor. Bu alandaki göçmen kadınların çalışma koşullarının düzeltilmesi için, bugün yaşananların nedenlerine yakından bakmak gerekiyor.
Hazırlıklar nasıl geçti? Konferansınızdan beklentileriniz nelerdir?
Hazırlık dönemi heyecan ve keyif verici, ama aynı zamanda son derece bilgilendiriciydi. Ver.di yöneticisi Margret Steffen ile yaptığımız yoğun görüşmeler, kendileriyle konuştuğumuz konunun muhatabı kadınlardan aldığımız talep ve öneriler, konferansı hazırlamamızda büyük katkılar sağladı. Hazırlıklara bakıldığında iyi bir etkinlik olacağını, önümüzdeki dönemde sağlam bir işbirliği için iyi bir adım atıldığını söylememiz mümkün.
Konferansımızın karşılıklı görüş ve tecrübe aktarımına hizmet eden, canlı tartışmaların sürdüğü ve katılımın yoğun olduğu bir etkinlik olacağına inanıyoruz. Biz, konuşmacıların sunacağı tebliğlerin yanı sıra, bu alanda çalışan kadınların çalışma koşulları hakkında aktaracağı bilgilerin son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Bu bilgiler ışığında, koşulların düzeltilmesi için öneriler geliştirilebilecektir. Ayrıca bu konferansımız, hem yerel, hem de federal düzeyde ortak eylemler ve talepler geliştirmemizin önünü açacaktır. Belki de etkinliğe katılan kadınların bir kısmı, aldıkları bilgiler sonucunda sendikaya üye olmaya karar verecektir.
Bu işbirliği konferanstan sonra da sürecek mi?
Önümüzdeki dönemde de bu tür ortak çalışmaların içeriği ve yöntemi üzerinde görüşmelerimiz sürüyor. Ama henüz alınmış somut bir karar yok. Tek tek bazı bölgelerde yerel gruplarımızla ver.di şubeleri arasında ortak çalışmalar yapılıyor. Bunları geliştirmemiz ve yoğunlaştırmamız gerekiyor. Ama federal düzeyde de 23 Şubat’ın ardından bu işbirliğinin süreceğine inanıyorum.
HAZIRLIK TOPLANTISI YAPILDI
Göçmen Kadınlar Birliği NRW bölge toplantısı yapıldı. Toplantıya temsilci düzeyinde 25 kadın katıldı. Toplantı gündemini 23 Şubat tarihinde Dortmund’da gerçekleştirilecek „Bakım alanında göçmen kadınlar“ konulu konferansın hazırlıkları ve 8 Mart çalışmaları oluşturdu.
Dortmund’da gerçekleştirilen toplantıda, konferansa göçmen kadınları nasıl katabiliriz sorusuna yanıtlar aranırken hizmet işkolunda kadınların dağınık çalışma koşulları, bilgisizlik ya da işini kaybetme korkusuyla sendikasız olduğu ifade edilerek özellikle göçmen kadınların yoğun olarak istihdam edildiği bu sektörde yaşanan sorunlara değinildi. Bu konferansın kadınları sendikayla tanıştırma, ortak sorun ve talepleri belirleme açısından önem taşıdığını belirten kadınlar geldikleri şehirlerde hizmet işkolunda özellikle de bakım alanında çalışan kadınlara konferansın çağrısını ulaştırmak için planlar yaptılar.
DAKİKALARLA SAVAŞIYORUZ!
GKB NRW bölge toplantısına katılan kadınlar, çalışma yaşamına ve yapılacak olan konferansa ilişkin görüşlerini arkadaşımız Elif Demirhan’a anlattılar.
SENDİKA BİLİNCİMİZİ DE GELİŞTİRİR
Serpil Alan: (Dortmund):
Ben 2001 de işe başladım. Çocuklardan dolayı ara verdim ama son bir senedir bir yaşlılar yurdundan çalışıyorum. Çocuklar küçük olduğu için haftada 20 saat çalışabiliyorum. İşyerimizde sorunlar çok. Biz insanların bakımıyla yükümlüyüz, bu çok titiz bir iş. Böyle olunca insanlara gerekli hizmeti veremediğimiz de oluyor. Benim çalıştığım yerde hastalar 1-2-3 diye sınıflandırılıyor. Örneğin: İnsanların sağlık durumlarına göre harcanan zaman değişiyor. Bizler dakikalarla savaşıyoruz. Kendim sendikaya üye değilim. Böyle bir toplantının burada yapılmasını olumlu buluyorum. Önce kendimden başlamak üzere sendikayı tanımak istiyorum. Bu toplantı bizim sendika bilincimizi de geliştirir diye düşünüyorum. Bildirileri aldım kendi işyerimdeki arkadaşlara dağıtacağım.
YASALARIN ARKASINA GİZLENEREK SENDİKACILIK YAPILMAZ
Elif Turan: (Dortmund – İşyeri temsilcisi):
28 yıldır kasiyer olarak haftada 30 saat çalışıyorum. Sendikanın yabancılar komisyonunda çalışıyorum. Aynı zamanda da TİS komisyonundayım. İşyerinde işçi temsilcisiyim. Bunu iki dönemdir yapıyorum. Eğer bugün bu toplantıya gelmemiş olsaydım bu konferanstan haberim olmayacaktı. Bu beni çok üzdü. Sendikanın bu konuda eksik davrandığını belirtmek istiyorum. Ben kendim sendikadayım haberim yok. Sendikasız bir işçinin nereden haberi olsun. Sendika üyesi işçilerin daha çok mücadele etmesi gerekiyor. Sendikalar yasaların arkasına saklanarak yasalcılık yapıyor. Sadece imza kampanyalarıyla yasa değiştirmeye çalışıyorlar. Bunu çok eksik görüyorum. Karşı taraf çok fütursuzca saldırıyor. Sendikalar da hala yasaları bekliyor. Bizim sendikayı işçilere anlatmamız lazım. İşçinin bizzat içinde yer alması gerekiyor ki bu eksiklikler giderilebilsin. Göçmen işçiler sendikanın önemini bilmiyorlar, dil bilmedikleri için haklarını öğrenemiyorlar. Kendi sorunlarını avukatlara götürmek zorunda kalıyorlar. Bu da sendikanın dışında özel dava gibi gelişiyor. Bu sektörde özellikle kadınlar çalışmakta. Diğer yandan tek yaşayan kadınlar çoğaldı. İş yaşamında kadın hakları daha da azalıyor. İş hayatına esnek çalışma girdi. Bu konferansı çok olumlu bir başlangıç olarak görüyorum. Hizmet işkolunun diğer alanlarına yönelik olarak da böylesi etkinlikler yapılmalı. Özellikle göçmen kadınların çalışma koşulları çok ağır. Bu alanda çalışan insanlara ulaşmak için uğraşacağım. Elimden geleni yapacağım.
İYİ HİZMETİ AZ İŞÇİYLE YAPMAK ZORUNDAYIZ
Ayşe Erdoğan (Dortmund):
1989’dan bu yana AWO’ya bağlı bir yaşlılar yurdunda çalışıyorum. Haftada 38 saat çalışıyorum. Toplam 120 personel çalışmaktayız. İşimiz çok yorucu. Çalıştığım bölümde ağır hastalar var. Bir katta 35 yaşlı var. Bunların bakımını üç kişi yapıyoruz. Üç kişi için bu iş çok. İşyerimiz sağlık bakanlığı tarafından ödüllendirildi. Kaliteli hizmet veriyor diye. Hizmetin güzelliği bizleri çok yoruyor. İşçi sayısını azalttılar. İşimiz insanlarla ilgilenmek bu insana zevk veriyor. Ama koşullarımızı ağırlaştırdılar. İş koşullarından dolayı özel yaşantımız kısıtlı. İstedikleri zaman çağırıyorlar. İyi hizmeti az işçiyle yapmak zorundayız. Örneğin yatalak hastayı tuvalete götürmediğimiz için ağır hasta sayılmıyor. Demenz hastası muayeneden geçiriliyor. Eğer hasta o an normal davranırsa sağlam sayılıyor. Hiç belli olmuyor bir saat sonra hastalanabiliyor ve ağır hasta bakımını yapıyorsun.
İşe girdiğimden bu yana sendika üyesiyim. Sendikayla birlikte çok güzel işler yaptık. Örneğin bizim buraya taşeron firma girecekti. Sendikayla birlikte engelledik. Yalnız yeni işe başlayan işçilere süresiz iş sözleşmesi yapmıyorlar. İnsanların oturum sorunları, tek yaşayan kadınlar bu duruma boyun eğmek zorunda kalıyorlar. İşveren insanların en zayıf tarafından yararlanıyor. Bu toplantıya arkadaşlarımla birlikte katılacağım.