Berlin’de geçtiğimiz Pazar günü yapılan referandum, başkentteki su şebekesinin özelleştirilmesine karşı sürdürülen mücadelenin zaferiyle sonuçlandı. “Özelleştirme sözleşmeleri gizli kalmasın” talebiyle yola çıkan Berlin Su Masası adındaki inisiyatifin hazırladığı yasa tasarısı, referanduma katılan seçmenlerin ezici çoğunluğunun oylarıyla kabul edildi. Yasa tasarısının kabul edilmesi için oy kullananlarının çoğunluğunun evet demesi gerekiyordu. Aynı zamanda evet oylarının, seçmenlerin yüzde 25’inden, diğer bir deyişle yaklaşık 620 binden fazla olması gerekiyordu. Referandum sonuçlarına göre her iki baraj da aşıldı. Seçmenlerin yüzde 27,5’i referanduma katıldı. Katılımcıların yüzde 98,2’si, yani yaklaşık 666 bin Berlinli seçmen evet oyu kullanarak, 1999 yılında gerçekleştirilen özelleştirmeyi düzenleyen sözleşmelerin açıklanmasını kabul ettiler. Bu ise, özelleştirmenin iptali yolunda önemli bir adım atıldığı anlamına geliyor.
Mücadele kazandırdı
Başkentin su işletmesi 1999 yılında CDU ve SPD’den oluşan eyalet hükümeti tarafından kısmen özelleştirilmişti. Kentin su şebekesinin yenilenmesi için 300 milyon Euro’yu aşkın yatırım gerektiğini belirten hükümet ortakları, bu kaynağı ancak kısmi özelleştirme yoluyla yaratabileceğini ileri sürmüştü. Ardından su işletmesinin yüzde 49,99’luk bölümü özelleştirildi. Taraflar, özelleştirme sözleşmesine ekledikleri bir gizlilik maddesiyle, halkın malının tekellere nasıl peşkeş çekildiğini gizli tutmayı da ihmal etmediler.
Bunun üzerine Berlin Su Masası adında bir inisiyatif oluşturan çeşitli dernek , kişi ve kuruluşlar özelleştirmenin iptali için mücadele başlattılar. Mahkemeye ve eyalet meclisindeki partilere yapılan başvurular sonuçsuz kalınca, özelleştirme karşıtı mücadeleyi yeni bir aşamaya ulaştırdılar. “Gizli anlaşmalara son! Berlinliler suyunu geri istiyor“ sloganıyla 2007 yılında başlayan kampanyanın ilk aşamasında Berlin Su Masası 36 bin imza toplayarak 2008 yılının Ocak ayının sonunda Berlin Senatosu’na sundu. SPD-Sol Parti’den oluşan eyalet hükümeti, gizli anlaşmayı açıklamayı ya da halk oylamasına gitmeyi reddetti. Bunun üzerine inisiyatif, Eyalet Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu ve yasa önerisini referanduma sunabilmek için gerekli imzaları toplama hakkını elde etti. Referanduma gidilebilmesi için toplanması gereken imza sayısı yaklaşık 171 bindi. Kısa sürede 321 bin imza toplanarak bu engel de aşıldı.
Zafer yolu engellerle doluydu
Berlin Su Masası, referandum sonuçlarını değerlendirdiği basın açıklamasında, bu zafere hangi engeller aşılarak ulaşıldığını gözler önüne seriyordu. “Hayal edilmesi bile imkansız olan gerçek oldu” cümlesiyle başlayan ve Berlinli seçmenlere gösterdikleri ilgi için teşekkür edilen açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Berlin Eyalet Hükümeti, girişimimize karşı kasıtlı bir yanlış bilgilendirme ve tereddüde düşürme kampanyası sürdürdü. Halk oylaması yasası, aşılması zor barajlar barındırıyor. Su Masası olarak toplanan bağışlardan oluşan 12 bin Euro’luk küçük bir bütçemiz vardı. Tüm bunlara rağmen çok sayıda Berlinli, irili-ufaklı kurum ve örgütler çalışmamıza destek verdikleri için bu zaferi elde ettik.”
Görevi kamu yayıncılığı yapmak olan eyalete bağlı Radio Berlin-Brandenburg adındaki resmi TV kurumunun referandum süresince kendi açıklamalarını yayınlamaktan kaçındığını, bunun yerine hükümet ortaklarının dezenformasyon amaçlı açıklamalarına yer verdiğini belirten Su Masası sözcüleri, mücadelenin bundan sonra suyun yeniden kamulaştırılması talebiyle devam edeceğini duyurdular. Açıklamada, “biz yılmadan çalışmalarımızı sürdürdük. Daha önce din derslerinin zorunlu olması ve Tempelhof Havaalanı’nın kapatılmaması talepleriyle gerçekleştirilen iki referandum amacına ulaşamamıştı. Biz referandumla ilk amacımıza ulaştık. Şimdi özelleştirmeyi düzenleyen bütün gizli sözleşmeler açıklanacak. Biz de bu sözleşmeleri inceleyerek, su işletmesinin yeniden kamulaştırılması için çalışmalarımızı bir adım ileriye taşıyacağız” görüşlerine yer verildi.
DİDF-Berlin’den çalışmalara destek
Farklı kesimleri kapsayan destekçiler arasında, DİDF’e bağlı Berlin İşçi ve Gençlik Derneği de kampanyaya destek verdi. 2007’deki referandum çalışmalarının ilk aşamasında yer alan ve geçtiğimiz yılki imza toplama sürecine katkıda bulunan BIGEDE, dernek lokalinde bilgilendirme toplantısı ve film gösterimi gerçekleştirdi. Bunun yanısıra değişik semtlerde ve üyelerinin bulunduğu yerlerde bildiriler dağıttı. Wedding semtinde Su Masası inisiyatifiyle birlikte aydınlatma toplantısı düzenledi ve bu çalışmalarıyla referandumun başarıya ulaşmasında katkıda bulundu.
Alman vatandaşları gibi özelleştirmeden mağdur olan yüzbinlerce göçmenin bu karara katılma hakkından yoksun olduğuna dikkat çeken BİGEDE temsilcileri, su işletmesinin yeniden kamulaştırılması talebiyle devam edecek olan çalışmalara bundan sonra da desteğini sürdüreceklerini açıkladılar. (YH)
Özelleştirme ve sonuçlar
1999 yılında gerçekleştirilen kısmi özelleştirmeyle, Berlin su işletmesinin yüzde 49,99’u enerji devi RWE ve Almanya’nın 450 kentinde faaliyet gösteren Veolia tekeline satılmış, satış sözleşmesi ve ek protokollerin gizli tutulması kararlaştırılmıştı. Her iki tekele her yıl, işletmelerin toplam sermayesinin yüzde 8’i oranında kazanç sağlama garantisi veriliyor. Bu ise yıllık ciro temel alındığında, yüzde 15’lik bir kar oranına denk düşüyor.
Özelleştirmenin ardından Berlin’de su fiyatları her yıl arttı. 2002 yılında metreküpü 4,18 Euro olan suyun fiyatı yüzde 35 artarak 2010 yılında 5,64 Euro’ya yükseldi. Diğer bir deyişle Berlin, suyun Almanya genelinde en pahalı olduğu şehirlerden biri oldu. Uzmanlara yaptırılan hesaplara göre, özelleştirilme kapsamında tekellere asgari kar garantisi verilmemiş olsaydı bugün Berlinliler harcadıkları su için yüzde 30,9 daha az ödeyecekti, yani 2002 yılından bu yana suya yapılan zam oranı yüzde 4 civarında kalacaktı.