Written by 16:29 HABERLER

Bir festivali daha geride bırakırken…

YÜCEL ÖZDEMİR

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) tarafından 15 Haziran’da Köln’deki Tanzbrunnen’de gerçekleştirilen açık kava festivali, kelimenin tam anlamıyla “festival havası”nda geçti. Aylarca süren yoğun çalışmadan geriye binlerce teşekkürün, olumlu mesajın kalması, bütün yorgunluğun geride kalmasını sağlayabiliyor.

Almanya gibi havanın her an güneşten yağmura, yağmurdan güneşe dönebildiği bir ülkede açık hava festivali yapmak kendi başına riskli. Bu nedenle festival gününe kadar konuşulanların başında “Hava nasıl olacak?” geliyordu. Havanın yağışlı olabileceğine dair veriler kimi zaman moralleri bozabiliyordu. Çünkü festival günü havanın durumu aynı zamanda festival havasını da belirliyor.

Tanzbrunnen alanınında beş büyük “mantar şemsiye”nin olması bir avantaj, ancak bu sorunu tam anlamıyla çözmüyor.

Geride bıraktığımız festivallerle bir kıyaslama yapıldığında bir adım daha ileriye atıldığını söylemek mümkün. Farklı standlar, çocuk programı, sergiler bir adım zenginleştirme bunun ifadesiydi.

Sahneden devam eden programı da eklediğimizde, ilk kez festivale katılan bir arkadaşın değimiyle, “Bir günü burada geçirmek için bütün koşullar var.”dı.

İçecek fiyatlarından şikayet iki yıl öncesine göre az olsa da sürmeye devam ediyor. Ancak bunun DİDF’ten kaynaklı olmadığı yeterince anlatılamadığı için, festivalin en olumsuz yanı olarak kalmaya devam ediyor.

Buna rağmen, DİDF’in festival örgütlenmesinde tecrübe biriktirdiği söylenebilir. Bir kadın katılımcının ifade ettiği gibi, “Her şey sessiz şekilde kusursuz işliyor.” Kapıdan başlayarak standalara, yemekten sahne programına pek çok alanda büyük aksilikler ya da aksamaların olmaması, katılımcıları yoran değil, mutlu eden bir ortamın oluşmasını doğal olarak yarattı.

Bu türden etkinliklerin en önemli özelliklerinden biri bu olsa gerek. Aylarca süren çalışmanın ardından gelen insanların, memnun olmadan ayrılması, bir bakıma harcanan bütün emeklerin boşa gittiği anlamına geliyor.

DİDF festivalinde organizasyona asgari koşulların eksiksiz yerine getirilmesi, olumlu bir geri dönüşü sağlarken, bir sonraki festivalde var olanın üzerine koymanın olanaklarını yaratıyor. Özellikle Köln’deki katılımcılar açısından.

Köln’de hem bilet satışının iki yıl öncesine göre biraz artması hem de derneğin iki festival arasında yaptığı etkinliklere katılımın yüksek olmasında festivalin olumlu etkide bulunduğu söylenebilir.

EN ANLAMLI KARE

Denilebilir ki; festivalin ruhuna en uygun kare farklı uluslardan işçilerin IG Bau Başkanı Robert Feiger ile birlikte sahneye çıkmasıydı. Irkçılığa ve milliyetçiliğe karşı farklı uluslardan emekçilerin işyerlerinden başlayarak, kenetlenmesi bugün yaşadığımız pek çok sununun da çözüm adresi. Bunun işçiler arasında olumlu etkide bulunduğu ortada. DİDF ile bağlantılı olmayan sendika üyeleri şimdiden bir sonraki festivale aileleriyle birlikte katılacaklarının sözünü verdiler. Daha çok işçiyi getirebileceklerini ifade ettiler.

Bütün bu olumluluklara rağmen festivalin Alman ve diğer uluslardan emekçilerin katılımı konusunda istenilen düzeyde olmadığı ortada. Farklı uluslardan emekçilerin ırkçılığa, savaşa, sömürüye karşı mücadelesinde festivalin bir yer tutabilmesi için bu yönde daha fazla çabanın harcanması gerektiğini yeterince ortaya koyuyor. Kurumsal olarak farklı örgütlerin temsil düzeyinde katılması, standa açması elbette anlamlı. Ancak bunun daha geniş kesimleri kapsaması gerektiği ihtiyacı her geçen gün kendisini biraz daha hissettiriyor.

Bu nedenle şimdiden iki yıl sonraki festival için bugünden planlar ve hazırlıklar yapmak büyük bir önem taşıyor.

Festival aynı zamanda bütün çalışmanın birleştirilmesi, muhasebe edilmesi için de büyük imkanlar sunuyor. Her bölgenin kendi çalışmasını buna göre gözden geçirmesi, daha büyük festivallerin asıl güvencesi.

Girilen yolda katedilen mesafenin üzerine yeni hedefler koyarak ilerlemek, DİDF’e güç katacak. Özellikle de bu türden büyük etkinlikler yapan Türkiyeli kuruluş sayısının azaldığı koşullarda.

Son festival pek çok açından olumlu bir hava yarattı. Şimdi festivalin geride bıraktığı havayı değerlendirmenin, var olan ilişkilerin güçlendirilmesinin zamanı.

2020’de kuruluşunun 40. yılını kutlayacak olan DİDF’in her açıdan çalışmalarını ve faaliyetlerini zenginleştirerek ilerlemesinin imkanları var. 40 yıllık mücadelesi bunu gösteriyor.

Close