Written by 14:59 HABERLER

Birlik olursak sağlam BR’ler çıkarabiliriz

 

Ben Duisburg HKM’de ( Hüttenwerke Krupp-Mannesmann ) çalışıyorum. Yeni Hayat gazetesi okuyucusuyum.
Gazetemizin bir önceki sayısında IHG ve DPD ile ilgili haberi okuduğumda gördüm ki her iki firmada yaşanan sorunlar ortak. Çünkü her iki işletmede de işçi temsilciliği (BR) başkanları ve işçi temsilciliğinin çoğunluğu vicdanlarını gururlarını ve temsil ettikleri işçilerin haklarını kendi çıkarları için satmışlar. Bunlar, bu davranışlarıyla hem kul hakkı yemiş hem de kendi çocuklarına haram yedirmiş oluyorlar. Çalıştığım firmada yıllar önce yaşanan ve işçiler arasında hala tartışılan güzel bir örneği Yeni Hayat okuru işçi arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum.

İŞÇİLER İÇİN MÜCADELEDEN KAÇINMAYAN TEMSİLCİLER
1982 veya 1983 yılında HKM yaklaşık 100 kiralık işçiyi süreli olarak işe aldı. Daha sonra bu işçileri isten attığında işçiler kendi haklarını tam bilmiyorlardı. O dönem işçi temsilciliği ve özelikle temsilcilğin üyesi Klaus Richter bu konuda işçileri bilgilendirdi. Çünkü alınan işçiler, planlanan süreden daha uzun süre çalıştıkları için hukuken süresiz olarak Mannesmann işçisi olma hakkına sahip oluyorlardı. K. Richter işçileri bu konuda aydınlattı, mahkemeye gidildi ve kazanıldı. Sonuçta işçilerin hepsi Mannesmann’ın kadrolu işçisi oldu.
Mannesmann, K. Richter’i bu tutumundan dolayı cezalandırmak için onu Mülheim a.d. Ruhr’daki Mannesmann fabrikasına gönderdi. Fakat onun işe aldırdığı işçiler, K.Richter’i yalnız bırakmamak için gönüllü olarak Mülheim a.d. Ruhr gittiler. Klaus Richter pes etmedi, mücadele etti sonunda Duisburg HKM’ye geri döndü.

HAKSIZ YERE PARA ALMAYAN TEMSİLCİLER DE VAR
Bilindiği gibi birçok büyük işletmede işçi temsilcilerine ekstra ödemeler yapılıyor. Bu ekstra ödemeler için ise temsilci üyelerinin fazla mesai yapamadıkları, hafta sonu mesaisine kalamadıkları gibi gerekçeler ileri sürülmekte. Yani güya “zararları” tazmin edilmektedir. Ama gerçek durum çok farklı; temsilci olarak belli bir süreyi aşanların lohngruplarının (ücret grupları) yükseltildiği biliniyor. Ayrıca temsilcilere fabrikada yapılan fazla mesailerin ortalaması hesaplanarak sanki mesaiye kalmış gibi ödenmekte. Yani bu arkadaşların ücretleri normal bir işçinin çok daha üzerinde seyrediyor. Bunların dışında daha birçok imtiyazları olduğunu da herkes biliyor. İşçi alınacağı zaman temsilcilerin akrabalarına, hemşerilerine öncelik tanındığı da biliniyor.
Ben uzatmadan yine HKM’ye döneceğim: K. Richter işçi temsilciliği görevini yaptığı için kendisine ve diğer temsilcilere verilen ekstra ödemeyi haklı bulmadığı için bazı BR üyeleriyle bir FON oluşturdu ve bu fazla parayı her ay düzenli olarak bu FON´a yatırdılar. FON’da biriken parayı da kendi aralarında oluşturdukları bir tüzüğe göre işçilere veriyorlardı.
Mesela uzun dönem hasta olduğu için sağlık sigortasından az aylık alanlara, annelik izinizde az aylık alanlara, ailesinde biri ölene, çocuğu olanlara bu FON´dan destek veriliyordu.
Ebetteki K. Richter ve arkadaşlarının bu oluşturduğu FON meselesi işçiler tarafından da takdir ediliyordu. Bunun iki önemli nedeni vardı. Birincisi işçilerin birliği ve beraberliği o dönem güçlüydü ve bu birliktelik BR üyelerini de olumlu etkiliyordu. İşçi temsilciliği de kolay kolay işçiye yanlış yapamazdı. İkincisi bu arkadaşlarımızın kendisi de dürüst ve namuslu oldukları için böyle bir FON´u oluşturdular bununla da ne kul hakkı yemiş oldular nede çocuklarının boğazından haram lokma geçmesine izin vermediler.
Tekrar IHG ve DPD´ki yaşananlara baktığımız da oradaki işçi arkadaşlarımızın birlik ve beraberliklerin zayıflığından dolayı tabi ki uyanık ve ar damarı çatlamış BR üyeleri kendi menfaatleri için işçilerin haklarını satıyorlar. Eğer biz işçiler DİN, DİL, IRK YERLİ, YABANCI demeden birliğimizi sağlarsak o zaman K. Richter ve arkadaşları gibi dürüst namuslu temsilciler çıkarabilirsiniz.

Close