Written by 10:06 ÇALIŞMA YAŞAMI

BR’lere duyurulur: 10 dakika bile önemli!

Moers’te bulunan EagleBurgmann fabrikasından gelen işçi mektubunu okuyucularımızın bilgisine sunmakla kalmıyor aynı zamanda mektubu yazan işçi arkadaşımızın, “temsilciliklerin harekete geçmesi sağlanmalı” çağrısına katıldığımızı belirtmek istiyoruz. Ayrıca bu vesileyle bir kez daha bütün işçi okurlarımızı kendi çalıştıkları yerlerde patronların işçi düşmanı uygulamalarını olduğu gibi, birazdan aşağıda okuyacağınız başarılarını da gazeteleri Yeni Hayat’a yazmaya çağırıyoruz. Sınıf mücadelesinde elde ettiğimiz olumlu ve olumsuz bütün tecrübelerimizi paylaştıkça daha güçlü olacağız ve daha başarılı mücadeleler vereceğiz.

Yeni Hayat

Emek ve sermaye arasında temel çelişki kendisi asıl olarak çalışma sürelerinde gösterir. İşçiler çalışma sürelerini mümkün olduğunca –tam ücret karşılığı- aşağı çekmek için uğraşırlarken sermaye kesimi ise sömürü oranını artırmak için çalışma sürelerini -ücret karşılığı olmaksızın- uzatmaya çalışırlar.

Sonuçta günlük (ve haftalık, aylık, yıllık ve emeklilik yaşının yükseltilmesini de buna sayabiliriz) çalışma süresi ne kadar uzarsa sermaye kesiminin artı değeri (kârı) o kadar artar, yani işçi kesiminin sömürüsü de o kadar artar. Bu nedenle her iki tarafta çalışma sürelerini kendi lehine değiştirmek için uğraşır.

***

Ben 15 yıldan fazla Moers’te bulunan EagleBurgmann makine fabrikasında çalışmaktayım. Fabrikada yaklaşık 100 işçi çalışıyor. 100 işçi denince küçük bir işletme gibi anlaşılabilir. Ama öyle değil; Çalıştığımız EagleBurgmann, Freundenberg Grubu’na ait. 60’a yakın ülkede bulunan 530 tesiste 40 binden fazla işçinin çalıştığı büyük bir aile işletmesi. Toplam cirosu 7,5 milyar Euro civarında. Almanya’da Freundenberg Grubu’na ait 80 tesis bulunuyor, Türkiye’de ise 6 işletmesi bulunuyor.

***

Bir süre önce yemek yerken iş arkadaşlarından biri okuduğu bir haberden bahsetti. Hastanede çalışan bir hemşire, işverenin giymesini şart koştuğu iş elbiselerini giymek için harcadığı zaman için de ücret talep etmiş, işveren bunu kabul etmeyince dava açmış ve sonunda en üst mahkemede davayı kazanmış. Dava Federal İş Mahkemesine (BAG) kadar çıkmış.

Dava konusu olayı kısaca anlatmak istiyorum: Hastaneye gelen hemşire önce normal iş elbisesini giyiyor ve ameliyathane için ise bir kez daha üstün değiştirmek zorunda kalıyormuş. Toplam günlük 30 dakikaya varan üst baş değiştirmeyi ise işveren ödemek istememiş. Bütün mahkeme aşamalarından geçen dava en sonunda BAG’de görülmüş ve burada hemşire haklı bulunmuş. Karara göre, ‘işverenin türünü, özelliklerini, rengini belirlediği ve logo vb şeyleri kurala bağlayarak giyilmesini talep ettiği giysinin giyilmesi için harcanacak süre de iş saatinden sayılır ve işveren tarafından ücret karşılığı ödenmek zorundadır’. Kararın ayrıntıları www.bundesarbeitsgericht.de/ sayfasından 5 AZR 678/11 dosya numarasıyla okunabilir.

Bu davanın bir özelliği de, daha önce benzeri davalarda BAG aksi yönde kararlar almıştı ve aldığı bu son karar ile diğer kararları düzeltmiş oldu.

İşyeri temsilciliğimize (BR) giderek haber üzerine konuştuk. Zaten arkadaşların da haberi varmış ve girişimde bulunmak için hazırlık yapıyorlarmış. Bizde, “siz adım atın ve sizin arkanızda olduğumuzu da bilin” dedik. Temsilciliğimiz, işverene bir mektup yazıp durumu izah edip noktayı şöyle koymuş: “Talebimizin reddi durumunda iş mahkemesine başvuracağız.” Temsilciliğin kararlı ve ısrarlı duruşu, biz işçilerin de bu tutumu desteklememiz karşısından işveren geri adım attı ve talebimizi yerine getirdi.

Şimdi bazı arkadaşların, “değişen ne oldu” dediklerini duyar gibiyim. Değişen şu oldu: Artık daha öncekinin tam tersi olarak iş saati başlangıcında sivil elbisemizle kartımızı basıp, pratik olarak işe, iş elbiselerimizi giyerken başlıyoruz. İş bitiminde de kartımızı, iş elbiselerini değiştirdikten sonra basıyoruz. Yani bizim için her gün, kendimiz ve ailemiz için kullanabileceğimiz 10 dakikalık bir zaman kazanımı anlamına gelmekte.

Mektubun başında söz ettiğim çalışma süreleri konusunda biz durumu biraz daha kendi lehimize çevirdik, 10 dakika deyip geçmeyin – bu çok önemli.
Buradan bütün Yeni Hayat okurlarına şu çağrıyı yapmak istiyorum: Çalıştığınız işletmedeki İşyeri Temsilciliğini (Betriebsrat-BR) bu konuda uyarın ve gerekli düzenlemeleri yapması için adım atmaya çağırın. Yukarıda söz ettiğim mahkeme kararını bastırın, diğer işçilere gösterin ve hep birlikte BR’yi ziyaret edin ve talebinizi dile getirin. 10 dakika deyip geçmeyin – 1 dakika bile önemli!

EagleBurgmann’dan bir işçi

Close