Written by 10:53 ÇALIŞMA YAŞAMI

Çelikte TİS anlaşması sağlandı: Daha fazla kâr için fatura işçilere kesildi

Kuzeybatı Almanya çelik sanayisinde, IG Metall sendikası ile Çelik İşverenler Birliği arasında toplu sözleşme görüşmesi dün gece geç saatlerde anlaşmayla sonuçlandı. IG Metall, bu toplu sözleşme görüşmelerine somut bir ücret talep etmeden girmişti. Bunun gerekçesi olarak Alman çelik sanayisinin rekabet gücündeki zayıflama gösterildi. IG Metall’in dördüncü müzakere turuna ilişkin açıklamasında bölge Başkanı Knut Geisler, çelik sanayisinde çok iyi bir sosyal ortaklık ilişkisi olduğunu, ayrıca siyasi çerçeve koşullarının henüz belirlenmediğini söyledi. Bunun, işverenlerle sokakta çatışmanın bir anlamı olmadığı, tam da bu nedenle barış yükümlülüğü süresinde bir sonuca varmanın önemli olduğu anlamına geldiğini ifade etti. Geisler’e göre bu “uzatılan el”i, karşı taraf çok geç fark etti..

Müzakere sonucunda şu kararlar alındı:

  • Anlaşma 15 ay geçerli olacak. Halbuki daha önce 12 ay olması gerektiği ifade edilmişti.

  • Ücretlere 1 Ocak 2026’dan itibaren yüzde 1,75 zam

  • Çıraklar için 75 Euro artış

Karşılaştırma:
22 Eylül’de yapılan üçüncü müzakere turunda taraflar şu şekilde ayrılmıştı:

  • İşverenler: Yüzde 1,2 zam (01.01.2026’dan itibaren), 16 ay süreyle

  • IG Metall: Uüzde 2 zam + 300 € tek seferlik ödeme, 12 ay süreyle

Knut Giesler’in “iyi bir sosyal ortaklık ilişkisi” diye tanımladığı şey, aslında yalnızca bir tarafın lehine. Çünkü IG Metall, çelik sanayisinde yıllardır bütünüyle işveren yanlısı bir politika izliyor. Enerji yoğun sanayi için elektrik fiyatlarını sınırlandırmayı hedefleyen “Geçiş elektrik fiyatı” talebi bunun yalnızca bir örneği. Bu uğurda, binlerce çalışanı sermayenin çıkarlarına uygun taleplerin arkasına sürüklemekten de geri durmuyor. Mantık basit: Ya çelik sanayisindeki çalışanlar fedakârlık yapar ya da işlerini kaybederler.

Gerçek şu ki: Bu toplu sözleşmeyle sağlanan sözde ücret artışı yüzde 2,4’lük enflasyon oranının altında kalıyor. Bu da çalışanların reel gelir kaybına uğraması demek. İşverenler, kârlı buldukları noktada geniş çaplı saldırılara girişiyor. Bu turda çalışanların yaptığı fedakârlık da çelik sanayisinde hiçbir işi güvence altına almayacak. Örneğin Thyssenkrupp Steel’de 27.000 çalışan zaten maaşlarının yüzde 8’inden feragat etmiş durumda. Böylece Alman çelik tekellerinin kâr maksimizasyonunun faturasını ödüyorlar.

Önümüzdeki günlerde sendika ve işverenler birliği birlikte Brüksel ve Berlin’de Alman çeliğinin rekabet gücü için lobi faaliyetleri yürütecekler. Ta ki bir sonraki çelik fabrikasında toplu işten çıkarmalar duyurulana, IG Metall öfkeli açıklamalar yayımlayana ve bir sonraki kriz çalışanların sırtına yüklenene kadar.

Close