NSU tarafından işlenen seri cinayetlerin son halkası olan Halit Yozgat’ın ailesinin avukatı Doris Dierbach, dava öncesinde yaşanan tartışmalar ve beklentilerini gazetemize açıkladı.
YÜCEL ÖZDEMİR
Sayın Dierbach, kısa bir süre önce Münih Eyalet Mahkemesi’nde görülen NSU davasının, çok sayıda basın organı tarafından izlenebilmesi için filme alınarak, yandaki salonda yayınlanması konusunda mahkemeye başvuruda bulundunuz. Mahkemenin başvurunuza olumlu yanıt vermesini bekliyor musunuz?
Umarın olumlu yanıt verir. Çünkü bugüne kadar bu yönde yapılan önerilerin tümü mahkeme tarafından geri çevrildi. Biz Halit Yozgat’ın ailesinin avukatları olarak bunun gerçekleşmesi için resmen mahkemeye başvuruda bulunduk. Çünkü bu davanın çok sayıda basın yayın organı tarafından izlenmek istenmesini anlayışla karşılamak gerekiyor. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar da bu yönde. Ancak biz ailenin avukatları olarak, davayı uluslararası basından sadece üç temsilcinin izlemesi yönündeki öneriyi yeterli görmüyoruz. Bu nedenle en doğru çözüm, bir salona kurulacak ekranla davanın daha fazla gazeteci tarafından izlenmesidir. Bunun için teknik olarak hiç bir engel yok.
Peki böylesine bir dava Almanya’da daha önce oldu mu?
Hayır olmadı. Bu ilk olacak. Almanya’da yasalar bu konuda oldukça katı. Ancak bunun Norveç’teki Brevik davasında mümkün olduğunu gördük. Tamam, Norveç’teki yasalar daha farklı. Ancak, burada da yasaların duruma göre değişmesi gerekiyor.
Son haftalarda kamuoyu daha çok Türkiye basının içeriye girip girmeyeceği tartışmasıyla meşgul oldu. Davanın içeriği ve katillerin arkasında kimler olduğuyla ise pek ilgilenilmedi. Siz Yozgat Ailesi’nin avukatı olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk basının davayı izlemek istemesi bence normal. Bunu anlayışla da karşılamak gerekiyor. Tartışmalar bundan ötürü çıktı. Ama dediğiniz gibi, bu dava siyaseten önemli bir dava. Dolayısıyla da bütün bağlantılarıyla ele alınması gerekiyor.
Yani normal bir dava olarak görmüyor musunuz?
Aslında normal bir ceza, terör davası. En azından hukuksal olarak böyle. Ama cinayetleri işleyen ve onların arkasında kimlerin olduğu, istihbarat örgütlerinin bunlarla bağlantısı açısından ise normal bir dava değildir. İlginin yoğun olması da zaten bu yüzden.
Sizin avukatlığını yaptığınız Halit Yozgat’ın öldürüldüğü sırada, işlettiği internet cafesinde Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Örgütü hesabına çalışan bir ajanın olduğu biliniyor. Siz dava sürecinde istihbarat örgütüyle cinayeti işleyenler arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmak için ne yapacaksınız?
Elimizden geldiği kadarıyla, müvekkilimin kimler tarafından, neden öldürüldüğünü en ince ayrıntısıyla ortaya koymaya çalışacağım. Bu konuda dediğiniz gibi somut bir bilgi de var. Şun eminim ki, bu dava sadece mahkemenin karşısına çıkarılan 5 kişiden ibaret kalmayacaktır. Cinayetleri işleyenlerin bu beş kişiden ibaret olması mümkün değildir. Bu nedenle bunlara kimlerin yardımcı olduğunu, istihbarat elemanlarının hangi rolü oynadığını sonuna kadar aydınlatmaya çalışacağız.
Ayrıca, Halit Yozgat’in öldürülmesinden sonra ailesine yapılanları da mahkemeye taşıyacağız ve bu konuda bir sorgulamanın da yapılmasını isteyeceğiz.
Cinayetten sonra güvenlik görevlilerinin Yozgat Ailesi’ne yaptıkları konusunda dava mı açacaksınız?
Böyle bir şey şu anda gündemimizde yok. Ancak, ailenin bize anlattıkları cinayetten sonra önemli ölçüde mağdur olduklarını gösteriyor. Bu durumu mahkemeye taşıyacağız ve aileye gerekli rehabilitasyon yardımının yapılmasını talep edeceğiz. Bu konuda elimizden geleni yapacağız.
Avukatlığını yaptığınız Yozgat Ailesi’nin bu davadan beklentisi nedir?
Öncelikli olarak neden ve hangi amaçla Halit Yozgat’ın öldürüldüğünü bilmek istiyorlar. Bunun dışında mahkeme karşısına çıkacak olan kişilerin istihbarat örgütleriyle bağlantısının aydınlığa kavuşturulmasını talep ediyorlar. Çünkü, çocukları öldürüldüğünde bir istihbarat görevlisinin olay yerinde bulunmasını tesadüf olarak görmüyorlar. Bu noktanın aydınlığa çıkması onlar için çok önemli. Dediğim gibi biz de dava boyunca bu bağlantı üzerinde duracağız. Umarım bu konuda hem aileyi hem de kamuoyunu rahatlatacak, ikna edecek bilgilere ulaşırız. (YH)
